6 Mayıs 2014 Salı

Fiziksel Tiyatro: “Clout Theatre” İstanbul’da idi.

Önce bir haber geldi  “Vize verilmeyen yönetmen (Mine Çerçi) oyununu skype’dan yönetti.”

Sonra yönetmenden davetiye “İki oyunla İstanbul’dayız. Gelirseniz …

İstanbul’a gelmeden Bir Adam Böyle Ufalandı  “Total Theatre Award 2012” adayı olmuş, “Audience Award Physical Fest 2012” ödülünü kazanmıştı.  “Sonsuz Beyhudeliğin Muhtelif Yaşantıları” “Total Theatre Award 2013” adayı olmuş, “Onestop Arts Audience Award 2013” ödülünü kazanmıştı. Yâni her ikisi de dünyanın dikkatini çekmiş gösterilerdi.

İki ayrı akşam önce “Bir Adam Böyle Ufalandı”  sonra “Sonsuz Beyhudeliğin Muhtelif Yaşantıları” isimli gösterileri Kadir Has Üniversitesi Sahne’sinde seyrettim. İlk gösteriyi seyretmeden önce görsel olarak kendimi hazırladım. Gösterinin çıkış noktası olan hikâyeyi (Daniil Kharms- “The Old Woman”) buldum okudum. Merakım bu metnin nasıl anlatılacağı idi. İkinci gösteride ise ilkinden edindiğim tecrübe ile ne “göreceğimi” biliyordum.

Clout Theatre, Lecoq’dan eğitimli dört gençten (Jenny Swingler, George Ramsay, Sacha Plaige ve Mine Çerçi)  kurulu bir topluluk. Sahnede ilk üç ismi görüyoruz. Dünya seyircisine fiziksel tiyatro yapma amacında olduklarını belirtiyor. Kendilerini anlatırken şöyle bir ifade kullanmışlar:  “The company are famous for cutting-up narrative, creating collages of “mash-up mayhem” (The Stage) story-telling.” Bence işin özü bu ifadede. Zira fiziksel tiyatro bir görünüm, “mash-up mayhem”ise öz.

Dünyadaki “Fringe” festivallerindeki gösterilerin yüzde kırkının komedi olduğu söyleniyor. Onların çoğu da “Mash-up mayhem” ve “Tease, tassels and titter”. (“gıdıkla,didikle, güldür”)  Ülkemizdeki sahnelerde örneklerini çok görmüyoruz.  Toplama, iç içe geçen parçalardan oluşan, rahatsız etmeye, kaos yaratmaya yönelik sahne gösterileri  bu anlayışa örnek gösterilebilir. Bir nevi şiddete varan çatışma, kargaşa, karışıklık içeren bir tür “çorba”.  Müzikte de “Mash-up mayhem”lar var. Bir fikirden diğerine geçerek/atlayarak yaratılmak istenen farklı bir bütünlük arayışı. Twitter’daki arka arkaya  yazılan “twit”ler gibi. Zihnin daldan dala atlaması, dıştan gelenlerle çizilen yol ama kendine göre bütünlüğü olan bir çerçeve. Çağrışımlar çok yoğun kullanılıyor. Gitgide yaygınlaşan twitter’da şiir yazmak, hikâye anlatmak da benzer bir anlayışla ilişkilendiriliyor.

 “Saçma humor”, “anarşik söylem”, “şiddet” kullanarak  “alay edilecek yanları” ortaya çıkarırken sınır tanımama, bu türün  özellikleri arasında. Saçma olmak zordur. Komedi de zordur. Komik olmaya çalışan bir saçmanın zorluğunu tahmin edin. İkisi arasında ise kıldan ince bir çizgi var.  Sanata yönelik yanı ise estetik, şiirselliği kenara atmamasında. Bunları topluluğun sayfasından “kopya çektim”, sahnede gördüklerimi anlatabilmek için kullandım. Ben buna bilge olması gerektiğini de ekliyorum. O bilgece tavır olmasa gösteriler kolaylıkla  "ucuzlayabilir". Clout'un başarısı dengede durabilmesi.  

Gösterilerden çıktığımda hissettiklerim şunlardı: İlk gösteri benim için daha açıklayıcı idi. Belki de hikâyeyi bildiğim için rahat takip edebildim. Daniil Kharms’ın Yaşlı Kadın hikâyesinden yola çıkan  “Bir Adam Böyle Ufalandı”nın çok başarılı bir anlatımı olduğunu söyleyebilirim.(“ekspresyonist sessiz film biçimi”) Hikâye Clout tiyatrosu için yazılmış gibiydi.  Anlatım dili ve mekân kullanımı çok başarılı idi. Sanal, gerçek, rüya iç içe geçmişti ve sahne üzeri, dekor parçaları ve aksesuarlar öylesine güzel kullanılıyordu ki akışın içinde sürüklendiğimi itiraf ederim. Ancak hikâyenin içinde yer yer değişiklikler yapılmıştı.(“Başka hikâyeler, metafizik sorunlar, anlamsız şiddet dürtüleri hikâye akışını sürekli engeller”) Bu nedenle orijinal hikâyedekinden farklı bir ruh ortaya çıkmıştı. Kharms’ın hikâyesinin sonundaki “metafizik” bitiş bana daha güzel geldi. 

Skype üzerinden provaları yapılan “Sonsuz Beyhudeliğin Muhtelif Yaşantıları”  ilk oyuna göre daha soyut kaldı. (“Çeşitli nedenlerle intihar etmiş olan üç karakter cehennemde, bir intihar sonrası terapi grubunda bir araya gelir. İntiharın beyhudeliği yansıtılır”) Bunun nedeninin temeldeki hikâye eksikliği olduğunu düşünüyorum. Her şeyi tam anladığımı söyleyemem ama tamamen de uzak kalmadım. Anlamadıklarıma kendimce anlamlar yükledim ama onların topluluğun anlatmak istediği olduğundan emin değilim. 

Gösteriler, sahne metni üzerinden yürüyor. Kâğıt üzerinde yazılı bir şeyler olsa da olay sahnede bitiyor ya da başlıyor. Her gecenin ruhu, sesi, tınısı ayrı oluyor diye düşünüyorum. Piyes de her gece aynı olmaz ama fiziksel tiyatro, klâsik tiyatrodan farklı.

Oyuncuların birlikteliği, disiplini ve enerjisi övgüye değer.

Yapımcı Helen Goodman. Işık tasarımı Miena Mizaki, ses tasarımı Steven Martin, grafik tasarım Carolina Vargas’a ait. Müziği beğendim. Üst yazı yer yer okunmuyordu.

Clout Theatre’ı seyrettiğim iki gecede de ilgi çoktu, salon, kapasitesinin üstünde dolu idi. Seyircinin çoğunluğu gençti. Buna da sevindim.

Clout Theatre’ın tiyatro atmosferimizde kısa da olsa esmiş olması iyi oldu.   

Melih Anık

Not:

Clout Theatre “supported using by public funding by ART COUNCIL ENGLAND


Ayrıca “European Cultural Foundation”dan  destek almış.

http://www.clout-theatre.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder