11 Kasım 2014 Salı

Emel Mesci'nin Ankara'dan İBBŞT Sahnelerine Taşıdığı Kerbelâ

İBBŞT’nun yeni Genel Sanat Yönetmeni   Erhan Bey(İBBŞT)   repertuarının eserlerinden biri Ali Berktay’ın Kerbelâ isimli eseri oldu.  Ali Berktay bu oyunu ile Bakırköy Belediyesi tarafından düzenlenen 1996 yılı II.Yunus Emre Özgün ve Uyarlama Oyun Yazma Yarışması’nda ‘Özgün Oyun Büyük Ödülü’nü almış. Kerbelâ 2009 yılında Ayşe Emel Mesci rejisiyle Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenmiş yaklaşık beş yıldır sahnede.  Oyun 2009 yılından bu yana çeşitli yıllarda değişik kategorilerde Sanat Kurumu, Sadri Alışık, İsmet Küntay, Lions ve Türkiye Yazarlar Birliği tarafından ödüllendirilmiş.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Lavean Tiyatro’dan Lavean

Lavean, Lavean Tiyatro’nun ilk oyunu. Lavean, Lavean Tiyatro’nun kurucusu Berat Beyoğlu’nun yazdığı ilk oyun. Ben, oyunla tiyatronun ismi arasında zihinsel bir karmaşa yaşadığım için yazıya öyle girdim.


28 Ekim 2014 Salı

Tiyatro AŞHK'ın Türkiye Çıkartması : Tatminkar Ödül

Tiyatro AŞHK 2012 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti Lefkoşa’da kurulmuş. Topluluğun ilk oyunu “Hüseyin Köroğlu ile IŞIĞA YÜRÜTEN ADAM” olmuş. Topluluğun ikinci oyunu Tatminkar Ödül 30 Eylül 2014 tarihinde Kıbrıs Tiyatro Festivali’nde seyirci ile buluşmuş.  İstanbul ‘da 21 Ekim 2014 tarihinde ilk kez oynandı. Oyunun yazarı Carole Fréchette, Ece Okay tercüme etmiş, Hüseyin Köroğlu yönetmiş, Şenay Saçbüker ve Hüseyin Köroğlu oynuyor. Oyunun konusu :  ‘Zengin bir kadın, kendisini etkileyecek, hislendirecek, cezb edecek bir erkek aramaktadır. Kazanana tatminkar ödül vaat etmektedir.’ Bir adam gelir..

22 Ekim 2014 Çarşamba

AŞHK - Tatminkar Ödül

Aşkla Yapılan Bir Oyun : Sünnetsiz (Tiyatro Silüet)

Tiyatro Silüet’in Sünnetsiz isimli oyununu seyretmeye karar vermem Cahide Acar’ı tanıyor, yazılarını okuyor olmamdandır. Salih Acar’ı Cahide Acar’ın yazıları ile tanıdım. Tiyatro Silüet’in kurucularından Salih Acar, Cahide Acar’ın kardeşidir. Tiyatro Karnaval'ın Gönül Ülkü GAzanfer Özcan Sahnesi'nde buluşana kadar birbirimizi sanal olarak tanıyorduk. Sünnetsiz nedeniyle bir araya geldik. Oyundan önce ve sonra çay içerken konuştuk. O zaman Salih Acar’ın çalıştığı şirketin ürünlerini pazarlamak amacıyla  gittiği şehirlerde  çocuk tiyatrosu yaptığını öğrendim. Daha önceden de facebook’daki paylaşımları ile Türkiye’yi dolaştığını ve tiyatro yaptığını biliyordum. İşini tiyatro ile birleştirmesine hayran kaldım. Sohbet ederken sol kolunda gördüğüm ağlayan ve gülen mask dövmesi Salih Acar’ın tiyatroyu bedenine işletecek kadar çok  sevgisini  ve kararlılığını gösterdi bana. Muhsin Ertuğrul ‘Tiyatro alanı bir ihtisas, bir aşk , bir ihtiras işidir’ demiş. Tiyatro Silüet’in oyuncuları ile yaptığım sohbette bu ‘aşk ve ihtirası’ gördüm. Amatör  tiyatrocuların diye gittiğim  oyun, başta Salih Acar olmak üzere sohbet ettiğim gençlerin kendilerini tiyatroya adanmışlığını ve de memleket sevgilerini görünce başka bir anlama geldi. Bu yazıyı  o duygularla yazıyorum. ‘İhtisas’a da değineceğim tabii ki..

19 Ekim 2014 Pazar

Tiyatro-Dor’un III.Richard’ı (Shakespeare) Farklı

Tarih
1483-1485 yılları arasında kral olan III.Richard İngiltere’nin ‘Plantagenet’ Krallarının sonuncusudur. Naipliğini yaptığı  V.Edward’ın yerine geçmiş, yerini  (istemeye istemeye)  Tudorların kurucusu VII.Henry’e bırakmış. VII.Henry (Tudor), III. Richard'ı 22 Ağustos 1485'te Bosworth Field Çarpışması'nda yenerek öldürmüş. Bosworth Field Çarpışması, Güller Savaşı’nın sonu. Güller Savaşı,  İngiliz tarihinde 1455-1485 yılları arasında gerçekleşen iç savaştır. Savaşa bu adın verilmesinin nedeni, savaşa neden olan York Hanedanının armasının beyaz gül, Lancaster Hanedanının armasının üzerinde ise kırmızı gül olmasıdır.(Wikipedi)

16 Ekim 2014 Perşembe

Bitiyatro'dan Kırmızı Siyah ve Cahil (Edward Bond)

Yazılarımı okuyanlar, beni tanıyanlar oyun seyretmeden önce yaptığım hazırlıkları bilir. Bazıları için seyretmenin tadını kaçıran bu hazırlıklar benim için keyifli bir yolculuktur. Oyunu seyrederken önceden bildiğim ve altını çizdiğim hususların sahneye nasıl yansıtıldığını keşfetmekten hoşlanıyorum. Bu öncelikle eleştiri yazmak için olmazsa olmaz bir koşul. Metnin sınırlarını bilmeniz rejinin başarısını ya da başarısızlığını daha çok ortaya koymanıza yardım eder. (Ben ne diyorum? Jüri üyeleri ödül verdikleri oyunları okumuyor!) Öte yandan oyunu seyredecek olanlar ya da seyrettikten sonra anlamını çözmek isteyenleri, merak edenleri düşünürüm. Ön hazırlık yapmadan(çoğu seyirci öyledir) seyreden biri oyunu nasıl görür? Eğer benim yazımı okumak kafalarındaki soruları aydınlatırsa ne mutlu bana.