Salona girdiğimde sahneye baktım. Unutmamak için arkadaşımdan
rica ettim, fotoğrafını çekti. Şimdi o
karanlık çıkmış fotoğrafa bakıyorum. Solda bir gemi pruvası iskeleti, yanında
bir inşaat iskelesine benzer yükselti. Ortada iki yükselti, altta yanlarındaki
lastiklere bakarak tahta iskele olduğunu zannettiğim hafif eğri bir platform,
üstteki düzlük güverte (sanki).. Sonra
bir boşluk.. Sağda, soldaki pruva ise bu da pupa denecek bir bölüm. Boşlukta
gemi direği, arkasında yan yatmış bir deniz feneri.. Sahnenin iki yanında arkada sofitadan sallandırılmış
iki balık ağı.. Sahne önüne balık ağları serilmiş. Sahnenin sağında ve solunda
yan yatmış ikişer iskele babasından sahne önüne halatlar iniyor. Pruvadan
aşağıya bir çapa sarkıtılmış. Tekne ortadan darbe yemiş gibi, aynı hatta
durmuyor seyirciye doğru ortadan açılmış. Sahnede en “göze batan” yuvarlak bir mavi
deniz aydınlanması, sürekli hareketli, video görüntüsü.. Lumbozdan dışarıya
bakış sanki. Sahnedeki boyutlar gerçek değil.. Birbirleri ile uyum
aranmamış. Eğreti kurulmuş bir çocuk
oyuncak setinden alınmış gibi.
12 Ocak 2014 Pazar
10 Ocak 2014 Cuma
Başarılı Bir Fars : Arapsaçı - Tiyatro Dünyası Oyuncuları
Oyunu geçen sene seyretmiştim. Oyunla ilgili yazımı yazmış
yayımlayacaktım ki Sera Tokdemir’in kadrodan ayrıldığını okudum. Onun oynadığı role Eylem Şenkal
hazırlanıyordu. Baş rolde yapılan bu değişiklik benim yazımı da geçersiz kıldı.
Yazımı yayımlamadım. Ben ekibe inanırım. Kadrodan bir oyuncuyu oynattığınızda sahneleme için yeniden prova yapmanız gerekir. Haklı olduğumu oyunu ikinci sefer yeni kadrodan seyrettiğimde anladım. Eylem
Şenkal’in kadroya katılımı oyuna yeni bir soluk getirmiş. Bu arada kadronun
diğer elemanları Ümmühan Kıldiş hariç oyunun türüne daha bir ısınmışlar.
Ümmühan Kıldiş’i ayrı tuttum zira o, bu ekip içinde baştan beri bu türü en iyi bilen ve oynayan oyuncu bana göre. Tevfik Gelenbe
Tiyatrosu’ndaki tecrübesinin yabana atılamayacağını onu seyredince
anlıyorsunuz.
6 Ocak 2014 Pazartesi
Kötü Karakter İyi Rol : Aktör Kean
Aktör Kean çok katmanlı bir metne sahip bir oyun. Ben şöyle gördüm:
Yazar(Raymund FitzSimons) kendini anlatan Aktör Kean’i
anlatmış. Yani Aktör Kean aslında anlatırken anlatılmış.
Piyes içinde birden fazla Kean var: Yurttaş Kean, Aktör Kean,
Shakespeare karakterlerinin “hizmetinde olan” Kean.
Bunların da iki safhası var: Yükseliş dönemi ve düşüş
dönemi.
26 Kasım 2013 Salı
Bir Mehmet Birkiye Rejisi : Üç Kız Kardeş – İstanbul Devlet Tiyatrosu
Bir oyun eleştirisi, yazarı tanıtan bir paragrafla başlamalı, ikinci
paragraf oyunun konusuna ayrılmalı, üçüncü paragrafta yönetmenin yorumu,
dördüncü paragrafta ise oyunculuklar ve oyunun tekniğine değinilmeli. Eleştiri
özellikle bizde ‘Mutlaka görün, sezonun kaçırılmayacak oyunlarından biri vb’
gibi bir cümleyle bitirilmeli.Bu 'format'a uyma hedefi ile yazıya başlıyorum....Ama...
27 Temmuz 2013 Cumartesi
Bregenz Festivali(2013): Gördüklerim , Düşündüklerim
‘Constance’ (bölgede ismi Bodensee olarak geçiyor) Avrupa’nın ortasında bir
göl. Üç ülkenin (Avusturya, İsviçre ve
Almanya) ’Constance’ Gölü’ne sahili var.
Bregenz, ‘Constance’ Gölü’ne sahili olan bir Avusturya şehri. Bu bölgeye
hayat veren ‘Constance’ Gölü, bir festivalin de esin kaynağı olmuş ve festivalin ruhunu belirliyor sanki. Bregenz
Festivali denilince akla önce göl üzerindeki
sahne, dekor ve o sahnede
sergilenen operalar geliyor.
10 Mayıs 2013 Cuma
Terör mü Şiddet mi? İnishmorelu Yüzbaşı(İstanbul DT)
Martin McDonagh(1970) ülkemizde ”içli dışlı” olduğumuz bir
yazar. Leenane’ın Güzellik Kraliçesi(1996), Yalnız Batı(1997), Inishmaan’ın Sakatı(1996), Yastık adam(2003)
ve Inishmore’lu Yüzbaşı(2001) ülkemizde sahnelenen McDonagh oyunları. Bu sezon
7 Piskopat isimli filmi de vizyondaydı.
McDonagh, toplum dışı, karanlık, takıntılı, sıkıntılı
tiplerin dünyasını anlatıyor. Tutku önemli bir duygu onun eserlerinde. İnsanlar
tutkularının sonuna kadar gidiyor. Onun denizi fırtınalar ve büyük dalgalar
içinde. Kan, gözyaşı doğal ögeler. Her türlü şiddeti içeriyor oyunları. Yazar,
sürprizleri ve “saçma”yı seviyor. Toplumun yerleşik algılarını “takmıyor”.
4 Mayıs 2013 Cumartesi
İki “Renkli” Yazı : Mefisto - Melih Anık(30 Aralık 2009) ve Üstün Akmen(1 Nisan 2010)
Üstün Akmen Mefisto yazımdan sonra Mefisto'yu yazarken benim cümlelerimi tersine çevirerek ama benim adımı anmadan yazısını yazmış. Aklınca bana haddimi bildirmek istiyor.
Melih Anık(30 Aralık 2009) / Üstün Akmen(1 Nisan 2010)
Melih Anık(30 Aralık 2009) / Üstün Akmen(1 Nisan 2010)
…………
Bu yıla(2010) damgasını vuracak bir oyundan bahsedeceğim.Bu sezon her dalda ödüle aday gösterilecek ve muhtemelen pek çoğunu alacak bir oyun hakkında düşüncelerimi paylaşacağım .
/
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 2009–2010 sezonunda işte bu oyunu Ragıp Yavuz’un yönetmenliğinde sahne ışıklarına kavuşturdu ve Ragıp Yavuz’un “Mefisto”su sezona damgasını tüm gücüyle vuran oyunlardan oldu.
……….
Bu yıla(2010) damgasını vuracak bir oyundan bahsedeceğim.Bu sezon her dalda ödüle aday gösterilecek ve muhtemelen pek çoğunu alacak bir oyun hakkında düşüncelerimi paylaşacağım .
/
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 2009–2010 sezonunda işte bu oyunu Ragıp Yavuz’un yönetmenliğinde sahne ışıklarına kavuşturdu ve Ragıp Yavuz’un “Mefisto”su sezona damgasını tüm gücüyle vuran oyunlardan oldu.
……….
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)