Sezonun En İyi Oyunlarından Biri : Lysistrata (İstanbul Aydın Üniversitesi)

İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Drama ve Oyunculuk Bölümü öğrencileri Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönettiği Aristophanes’in Lysistrata isimli oyunu ile seyirci karşısına çıktı. Çok az sayıda oynanan oyunun programını takip ederek, izi, İBBŞT Gençlik Günleri programında buldum ve seyrettim.

Oyunu takip etmeme sebep gördüğüm bir fotoğraf oldu. Fotoğrafta, ilginç kostümleri içinde altı kadın vardı. Kostümler bir yere ait olmaktan ziyade bir coğrafyanın toplamı gibi göründü gözüme. Anadolu’nun kadim kültürlerinin bir kolajı, coşkulu renklerle  ifadesi gibiydi.  Yunanlı bir yazar ile yan yana gelince Anadolu Mora ile birleşti, Ege barış gölü oluverdi birden. Hatta o kostümler beni Orta Asya’ya doğru götürdü ve Balkanlardan Hindistan’a kadar kadınların başkaldırışı oldu. Bu yazıyı yazarken dünya halklarının otantik giysilerini hatırlıyorum, kostümler ile tüm dünyayı birbirine bağlıyorum.

Bir fotoğrafla beni çeken oyunu seyrettikten sonra hiç tereddüt etmeden sezonun en iyi oyunları listeme aldığım Lysistrata’nın başarısında yönetmen imzası var. Baran Uğurlu’yu(kostüm), Çiğdem Erken’i(müzik), Alparslan Karaduman’ı(koreografi), Nurdan Aliyazıcıoğlu’nu(kukla tasarımı) bir araya getirerek Lysistrata’yı bu kadar evrensel bir dil ile sahneye koyan yönetmen Ayşenil Şamlıoğlu’nun eseri yoğuruşundaki ustalığı gönülden alkışlıyorum. Şamlıoğlu, oyunu tempolu, enerjik bir şekle sokmuş.   Şamlıoğlu her replik üzerinde çalışmış sanki. “Sesle oynamak” üzerine kurulu Türk Tiyatrosu’nda oyuncuların mimik kullanımdaki inceliği, jestlerindeki ayrıntılarla destekleyişleri sahneye inanılmaz bir zenginlik katmış. Müziğin ve koreografinin yerelden evrensele giden tonları, insan boyundaki kuklaların oyunun parçası hâline getirilmesi ve mizansenin boş sahneyi “boş”lukta bırakmayacak şekilde düzenlenmesi  yönetmenin başarısını büyüten ‘ekip işi’.  

Elbette Şamlıoğlu’nun elinde yetişmelerine katkısı olduğu iyi oyuncular var. Genç, umut dolu, umut veren oyuncular onlar, kanıksamamış, bıkmamış, hem de çok yetenekli. İnanın bu ekipten çok iyi oyuncular geliyor Türk Tiyatrosu’na.   Lysistrata rolünde  Yonca Gezgin  benim favorim oldu. Kleonike’de Elif Aydın da gözüme girdi. Bensu Kılıç,  Füruzan Çokol, Ezgi Gün Ünal, Begüm Kiler ışıkları olan oyuncular, takip edilmeli. Erkeklerde ise  Selim Tufan öne çıktı. Yunus Derin’in ismini not ettim. Gökay Akgör, Ozan Devrim İlk ve Burak Yıldız isimlerini daha çok duyacağımız oyuncular.

Bu vesile ile İstanbul Aydın Üniversitesi’nin GSF’ni de tebrik ediyorum.

Lysistrata’nın gelecek sezon devam etmesini çok isterim. Ödenekli ya da özel tiyatrolar bu oyuna sahnelerinde yer açmalı diye düşünüyorum. Bu oyun okul mezuniyet projesi hâlinde kalırsa seyirciye de oyunculara da yazık olur. 19.İstanbul Tiyatro Festivali’ne alınsa festivale bir çıkış noktası olarak esin kaynağı bile olurdu.

Dikkat ederseniz oyunun konusundan hiç bahsetmedim.  Aristophanes yaşıyor hâlâ. Akıllı kadınlara akıllı erkeklere ihtiyacımız olduğu açık. 2500 yıldır  bir türlü barışı yaratamadığımızı hatırlamak, insanlığın suratına tokat gibi inmiyor nedense. Allahtan durduğumuz yeri bıkmadan usanmadan  bize gösteren sanat var sanatçılar var da dehlizlerin karanlığında kaybolmadan yola devam edebiliyoruz.  

Melih Anık

Not:
Oyunun künyesinde yer alan katkısı olan diğer kişilerin isimlerini, İBBŞT 30. Gençlik Günleri kitapçığında verildiği şekliyle anıyorum:

Müzisyenler: Ufuk Tevge, Emir Abdünnur
Teknik Kadro: Doğukan Kaşoğlu, Ahmet İlker Ergin, Mustafa Uhud Çoban, İpek Özgüven, Burcu Salihoğlu, İsmail Sağır.