Kesin hatırlamıyorum ama galiba 20 yıldan sonra bir çocuk tiyatrosu oyununa gittim.
Beni cezbeden oyuna ait gördüğüm fotoğraflardı . Sahne tasarımı , oyuncuların yüzlerinden yansıyan ışık ve özellikle de kostümler ,masklar .
Sahne ve kostüm tasarımının Feyza Zeybek’e ait olduğunu görünce ilgim daha da arttı.
İnternetten bilet aldığım sırada salonun yarıdan fazlası boştu. Üzüldüm. Ama oyun günü salon doluydu. Tabi ki her çocuğun yanında en az bir veli vardı . Çocuklar 5-12 yaş arasında idi. (Tiyatro merakı bu yaşlarda başlıyor ..Ve bitiyor.)
Bizim çocukluğumuzda bu kadar çok çocuk tiyatrosu yoktu .
Kızımızın büyüme çağlarında her hafta bir gösteri planı yapmaya çalıştık. Nerede tiyatro varsa koştuk. Programları izledik . O zamanlar internet de yoktu.
Oyundan önce konuştuğum bir anne,oyunları internetten takip ettiğini ve konusunu okuyarak seçim yaptığını söyledi . Anne oğul ellerindeki programa bakarak kendi programlarını yapıyorlardı.
İ.B.B. Şehir Tiyatroları , oyunların afişinde yaş belirtiyor. Bu bir öneri ve yönlendirme niteliğinde. Ama ben sağlıklı yapıldığına emin değilim. Örneğin Şahmeran oyunu için “7-77” yazılmış. Belki yapılan ima konu yönündendir. Zira oynanış ve yorum salondaki çocukları hedef alıyordu.
Çocuk tiyatrolarındaki çocuğa yönelik oynayış şekli beni rahatsız etmiştir. Oyuncu “agucuk” yapmaya başlayınca ben kaçmak isterim. Bunun metnin eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorum.
Çocuk oyunu yazmak ,sahnelemek zordur. Yanlış yapma lüksünüz yoktur. Zira karşınızda yüzlerce “kayıt cihazı” her yaptığınızı kaydetmeye hazır beklemektedir . Yetişkin aldırmaz , unutur ama çocuk unutmaz ve de hayatı boyunca bir iz taşır. O nedenle çocuk oyunu sağlam bir hikayeye sahip olmalı ve çocuklara sunulurken uzmanlardan yardım alınmalıdır.
Türkiye ve dünya edebiyatında klasikleşmiş hikayelerin , roman ve oyunların belli bir değerlendirmeden geçirildikten sonra “kısaltılmış” versiyonlarını sahneye çocuklar için uyarlamak yararlı bir çaba olur kanaatindeyim. Örneğin büyükler için Romeo ve Jüliet sahnelenirken onun çocuk versiyonu neden yapılmasın? Bu tür girişimler çocuğun okuma merakını arttırmaya yönelik olmalıdır, tembellikle “film/oyun olsun da izlesem” gibi bir alışkanlığı körüklemek için değil.
Ama her zaman, dünyaca kabul edilmiş bazı çocuk klasiklerinin bile önce aileler tarafından dikkatle incelenerek çocuğun eline verilmesinden yanayım.
Sponsor
Aslına bakarsanız çocuk tiyatrosu kolaylıkla sponsor bulabilecek bir sektördür. Ama önemli olan sponsoru yönetebilmektir. Bunun için de yönetecek olanın , iyi organize olması ve ne yaptığını bilmesi ve de saygı duyulacak bir ekipten oluşması gerekir. Ülkemizde bunun ne zor bir çaba olduğunu biliyorum ama çocuklarımızın geleceğini aydınlatmak için bu çaba gösterilmek zorundadır.
İyi kullanılırsa sponsor yararlı olur. Bence doğru kullanım ,oyun başına değil çocuk tiyatrosu genelinde olandır. Şekerleme,sakız , bisküit ,süt,mama , kitap , müzik vb konularda kullanılacak sponsorları ilan ederseniz biz tüketiciler de tiyatroya yaptıkları katkı nedeniyle onları tercih ederiz. Belki bu birbirini kışkırtan bir çaba olur ve onlar tiyatroya destek verirken tiyatro da onlara destek verir.
Çocuk Tiyatrosunda Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Dans ve müzik çocuk oyunlarının olmazsa olmazıdır.
Şahmeran’ın dansları sıradan. Oyuncular ve koreograf (Özge Midilli Aşar) çok iyi biliyor da yorulmamak mı istiyorlar ?
Müzik(Nurettin Özşuca) ise bana Süper Baba’yı hatırlattı.
Kesin olan bir şey varsa Şahmeran’a (dönem ve içerik olarak) özel değil her ikisi de.
Şahmeran’ın yüz akı olan tarafı sahne ve kostüm tasarımı.(Feyza Zeybek) (Kuyu hoş bir buluş. Yılanın kuyruğunun kullanışlı bir tasarım olduğunu söyleyemem.) Ama sahne ve kostüm , ışığın yetersizliği nedeniyle yeterli şekilde vurgulanamıyor. Özellikle sahne önünde yanlardan gelen ışık, oyuncuların yüzünde karanlık gölgelere neden oluyor. Bazı sahneler ise karanlık. Oysa ışık (Mustafa Türkoğlu) “büyülü” olmak zorunda.
Broşür yetersiz.(İngilizcesi neden yok(?) ) Çocuklar, dağıtılan tek sayfaya bile nasıl sahip çıkıyorlar. İçinde bilgi (söylence,tarih vb) ,bolca resim olan kitapçıklar hazırlanmalı.
Çocuk , gördüğünü sahnede bekler. Eğer broşürde , afişte o kuyruğu gösteriyorsanız o kuyruk sahnede de olmak zorundadır.(Afiş salt çocuk tiyatrosunun sorunu değil. Nerede Mengü Ertel’ler?)
Salonda oturma düzeni çocuklar için uygun değil. Hala sahneyi görememe endişesi var. “Evrensel çözüm” devrede hala. Paltolar kıvrılıp ya da koltuk dik tutulup üstüne oturuluyor. Aslına bakarsanız çocuk tiyatrosu mekansal olarak da özel olmak zorundadır. En kolayı boş mekandır. Ama biletleri numarasız satmak ve salona girenlere , çocukların öndeki sıralara , velilerin ise arka sıralara oturtulacağını söylemek geçici bir çözüm olabilir. (Velisinden ayrılamayan çocuk ise velisinin yanında oturur.)
Çocuklar fotoğraf çektirmek ister. Hiç değilse fuayede oyuncularla , olmazsa önünde ya da başlarını sokarak içinde fotoğraf çektirebilecekleri panolar hazırlanmalıdır.
Promosyon yararlı olabilir. Dağıtılacak karton karakterler , küçük bir aksesuvar, onlar için tiyatroyu bir şenlik haline getirecek ve bir daha gelme isteğini yaratacaktır.
Oyuncuların çocuklar arasında olması ,onlarla yapılacak oyun öncesi sohbetler ve oyun sonunda uğurlamalar yararlıdır.
Her şeye rağmen Şahmeran(Yöneten: Semah Tuğsel) , bana çocuklar için uygun bir masal gibi geldi. Kendi çocuğumu götürürüm.
İ.B.B. Şehir Tiyatroları Çocuk Tiyatrosu
Ülkemizde 13-18 yaş arası hazırlık kursları ve sınavlar ile geçiyor. O sınavlar öncesi çocukları ruhen hazırlayacak ve izi tüm hayata yayılacak bir dönemi etkiler çocuk tiyatrosu. Bence çocuk tiyatrosu , genç tiyatrodan daha önemlidir.
Benim ilk denemem , ilkokulda Ankara Devlet Tiyatrosu’ndan bir tiyatrocunun yönetiminde sahnelenen bir oyundur. Sahnede yaşadığım deneyimin , hayatıma olan katkısının önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu konu ile ilgili olarak özellikle ödenekli tiyatrolarımızın görevi daha da büyüktür.
İ.B.B.Şehir Tiyatroları’nda alt yapısı ve organizasyonu(kadrosu vb) ile yeterli bir çocuk tiyatrosu birimi olmadığı görülüyor. Ama “oldurmaya çalışıyorlar mı” kuşkudayım.
Her şeyden önce çocuk tiyatrosu kadrosu ayrı olmalıdır. Şahmeran’daki oyuncuların gayretlerini takdir ediyorum ama ayni anda sezon oyunlarında da görev alan oyuncuların yüzlerinden yansıyan “zorunlu ve karşılığı alınamayan fazla mesai” anlayışını okumamak mümkün değil .
İ.B.B. Şehir Tiyatroları’nın Genç Tiyatro’dan önce bir çocuk tiyatrosu organizasyonuna ve binasına ve de özel çabaya ihtiyaç var.
Yöneticiler , dünyada çocukların hayal güçlerine seslenen ne kadar çok tiyatro olduğunu biliyorlardır mutlaka. Onlarla iş birliğini neden denemezler?
İ.B.B. Şehir Tiyatroları’nda görünen, çocuk tiyatrosunun ,"Var mı VAR” anlayışı ile yapıldığıdır.
(Her salon yerinden yönetilmeye başlanabilir örneğin. Özerkliğe de yararı olur)
Ey Büyükler! Siz de ara sıra çocuk oyununa gidin.
Göreceksiniz ki orada giyim kuşam, politika , sınıf , köken vb nin önemi yok. Tüm çocuklar kardeş.
Karanlığın içinden ,sahnedeki oyuncunun “ Duyduk duymadık demeyin!” çağrısına gelen “DUUYYDUUUKKK!” ve “Dostunuzu düşmanınızı iyi seçersiniz değil mi?” sorusuna gelen “Eeeevvvvveeetttt…” deki içtenliğin sımsıcak sesini duyun .. Duyun da hayatınızı cendere içine almış olaylardan kurtularak göz pınarlarınızda süzülmeye hazır göz yaşınızı ve kalbinizden akan sıcaklığı hissedin . Belki o zaman bir şeyleri değiştirmek için gereken potansiyelin ve de gücün sizde olduğunu da hatırlarsınız.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder