24 Ocak 2025 Cuma

Sürprizli Bir Oyun : Oyun (Tiyatro Oyun Kutusu)

 Oyun yazar, oyuncu, dramaturg, yönetmen  Canan Sanan tarafından yazılmış ve yönetilmiş. Parla Şenol ve Alişan Özkan oynuyor.



Canan Sanan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yunan Dili ve Edebiyatı bölümünü ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dramaturgi ve Tiyatro Eleştirmenliği bölümlerini bitirmiş. Oyunculuk, yönetmenlik, yaratıcı drama eğitmenliği yapmış dramaturg olarak çalışmış. Tiyatro eleştirisi radyo programı yapımcılığı ve sunuculuğunu üstlenmiş yazılar yazmış. Filmlerde oynamış
 film ve dizilerde seslendirme çalışmalarında bulunmuş. Herman Vinck, Stephan Fischer-Fels, Kirsten Hess, Robert Sturua, David Adams gibi yönetmenlerle atölye çalışmalarına katılan Canan Sanan seminerler vermiş.  

 Alişan Özkan Saint-Benoit Lisesi, Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı bölümünü bitirmiş. Seslendirme de yapan Özkan Can Gürzap ve Arsen Gürzap'ın oyunculuk okulunda profesyonel oyunculuk eğitimi almış. Kazım Akşar ve Metin Yavuzoğlu ile oyunculuk derslerine devam eden ve Milli Eğitim'in oyunculuk sınavına girerek mezun olan Alişan Özkan aynı yıl tiyatroda Altkat Sanat hem yönetmen yardımcısı hem de oyuncu olarak tiyatro yapmaya başlamış. Actor Studio eğitmenlerinden Neil Fleckman ile iki yılı aşkın süre boyunca çalışma şansı bulan Özkan Hamlet oyununda Hayalet ve Horatio rolleri ile seyircinin karşısına çıkmış. Eric Morris metodunun uygulayıcısı ve oyuncu koçu Anthony Vincent Bova'nın İstanbul'da verdiği eğitime katılmış. Özkan  reklam filmlerinde tv dizilerinde sinema filmlerinde oynamakta.

 Parla Şenol Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirmiş. Dokuz yıl bale yapmış. Beş yıl solfej bir yıl piyano dersi almış. Bir “artist yarışması”nda ‘çocuk artistler’ kategorisinde 260 çocuk arasından oy birliği ile birinci seçilerek beş yaşında sinemaya başlamış. 38 film çevirmiş. Parla Şenol’ün çocuk oyunculuğu Türk sinemasında unutulmaz zirvelerden biridir. Parla Şenol  ilk Türkçe rap örneğini vermiş. Tiyatro oyunlarında oynadı. Seslendirme yaptı. İtalyanca, İngilizce, Fransızca bilen sanatçı “Profesyonel Turist Rehberi” brövesini alarak üç dilde, sekiz yıl turist rehberliği yapmış. Sanatçı dizilerde de oynadı. Müstesna’yı kim hatırlamaz. Son günlerde Sardunya şarkısı ile gündemde. Bir elinde on marifet olan bir sanatçı Parla Şenol.

Gençlerin dizi oyuncusu olma hayali ile girdiği tiyatromuzda eğitimli birikimli yönetmen ve oyuncuların yer alması benim dikkatle takip ettiğim bir konudur.  Ünlü isimlerin jüri olduğu bir tv oyunculuk yarışmasında ismi duyulan bir genç kıza bir kitapçıda rastlamıştım. Deli gibi tiyatro oyunculuk ve teori kitabı arıyordu. Satıcı ile aralarında geçen dialoga kulak misafiri olmuştum. Satıcı Stanislavski’den bahsetmişti. Kız -kendini satıcının ellerine bırakmış o ne derse sepetine dolduruyordu- onun kitabını da verin derken Stanislavski’nin adını daha önce hiç duymadığını anlamıştım.  Onu kasada eli kolu kitap dolu görmüştüm. Kitaplar tamamdı  okuyunca  oyuncu olacaktı.  Oyun’daki yönetmen ve oyuncuların özgeçmişlerini hatırlayınca o kız geldi aklıma. Konuya dokunmamın nedenlerii var. Tiyatromuzda isim yapmış ustalar da katıldıkları jürilere dikkat etmeli eğlence ile tiyatro eğitimini ayırmalı ve gençleri yanlış yönlendirmemeli.  Türk Tiyatrosu’nun kurtuluşunun yolu eğitimli örnek kişilerden geçer. Oyun’da üç iyi eğitimli tiyatro yapıcı var. Türk Tiyatrosunda avamlık hâkimiyet kurmaya çalışırken kısıtlı imkânlar içinde  genel seviyenin çok üstünde bir reji ve oyunculuk görmek insanı mutlu ediyor.  Bunu not edin öncelikle. Şimdi Oyun’u anlatmaya sıra geldi.

Oyunu seyrettikten sonra günlerdir düşünüyorum oyunu nasıl yazayım diye. Zira Oyun sürprizli bir tekst. Açık vermek, oyunun tadını kaçırmak istemiyorum. Aslında teksti okuyarak oyun seyretme alışkanlığım olduğu için ben bir seyirci olarak olacakları önceden biliyordum. Çoğu kişinin hatta tiyatro oyuncularının bile tercih etmediği, ‘teksti önceden bilerek seyretmek’ benim için büyük keyif. O zaman  dialogların akışına göre  oyuncuların repliklere verdiği anlamı, yüklediği duyguyu hissetmek bana oyunun içine girmişim gibi bir his veriyor.  Kendimi oyunculuklara daha çok odaklıyorum. Dialogların akışı, ses tonları, tonlama, telaffuz(söyleyiş),  mimikler, jestleri takip etmenin keyfi bambaşka. Hele bu oyunda!  İki oyuncunun performansı keyfimi  çoğalttı.

Oyun sürprizli bir tekst. İnsanı içine çekiyor. Bir kadın uyanıyor. Karşısında bir erkek.  Kim bunlar? Birbirlerini tanıyorlar. Araya bir zaman girmiş son buluşmadan bu yana. Erkek, kadının rüyası mı ya da kadın erkeğin hayali mi?   Tekstte yazılı isimleri birinin K diğerinin Y. Seyirci ilk 10 dakika olayı anlamaya çalışıyor. Ne diyor bunlar?  Sonra düğüm açılmaya başlıyor. Sanki bir yün hırka sökülüyor. Biri söküyor diğeri sarıyor.  Yün yumağı kimin elinde çile kimde? Oyunun sonunda seyirci olayı anlıyor. Yazar ilginç bir konuyu işlemiş. Ben düğüm kalsın, oyunun sonunda seyirci kafasında sorularla salondan çıksın isterdim. Kim Y kim K?  Kadının mavi saçları gibi erkeğin üstünde de bir sembol olsa?  Dekor  bir ikili kanepe ve üstünde lambası olan bir sehpadan oluşsa dedim kendime. Oyuncu yere yatmazdı. Bazı replikler iç sesten(fondan) ortaya, her iki oyuncu için de gelse?  Ama yazar böyle istemiş. Çok da güzel yazmış ve yönetmiş. Ne karışırım ben!!!  Ben kendi oyunumu kendi düşündüğüm gibi yaparım. Ama gene de içimdeki Melih durmuyor konuşuyor. J) Daha fazla yazamam gidin kendiniz görün.

Oyun’un ışığı ve müziğine ayrı bir paragraf açmak isterim. Oyun’da her ikisine de önem verildiği belli oluyor. İşinin ehli iki isim var künyede. Biri Önder Arık diğeri Orhan Enes Kuzu. Işık konusunda sınırı, salonun imkânları  çiziyor. Zaman zaman olan aksamaların imkânlardan kaynaklandığı düşüncesindeyim.  Ama özen verildiğini hissediyorsunuz.  Müziğin oyuna boyut kattığını ve özenli olduğunu  düşünüyorum. Kuzu tiyatro müziğini iyi biliyor teksti iyi okuyor.  

Çok iyi oynanan bir oyun Oyun.  Alişan Özkan tiyatromuz için bir kazanç. İnşallah dizilere kaçmaz. Oyunun zirvesi Parla Şenol. Sahnede tüm bedeniyle kendini vererek oynayan oyuncu sayısı çok değil artık. Böyle olağanüstü bir oyunculuk insanı büyülüyor. Şenol’un Türkçenin hakkını vererek mükemmel telaffuz, tonlama ile repliklere can katması, ayrıntılı mimik ve jestlerle duyguları içinize akıtması seyrettiğim en iyi oyunculuklardan birini ortaya çıkarıyor. O oynarken onunla göz göze gelirseniz o ateşi duyarsınız, dediğimi anlarsınız. Bence ödüllük bir oyunculuk. Parla Şenol seyirciye tiyatro keyfini yaşatırken gençlere sanki ders veriyor .

Tiyatro Oyun Kutusu’nun genel sanat yönetmeni ve Oyun’un yapımcısı  Serdar Saatman sadece ünlü isimlerine dayanan, onlarla reklamı yapılan oyunlardan farklı bir repertuar  sunuyor. Büyük fedakârlıklarla yaratılan mekânları ve yaşatılan toplulukları görünce keşke tiyatromuza katkı yapan  topluluklar bol imkânlı salonlar daha ferah olsa diyor insan.  

Oyun’un çok oynanmasını ve seyredilmesini arzu ederim.

Melih Anık

 

Oyun’un Künyesi

Yapımcı / Genel Sanat Yönetmeni : Serdar Saatman

Yazan Yöneten:  Canan Sanan

Yönetmen Yardımcısı:  Ayşegül Sağlam

Dekor Kostüm:  Oğuz Şahin

Koreograf : Eylem Kaçalin

Işık:  Önder Arık

Müzik:  Orhan Enes Kuzu

Reji asistanı: Eren Kaan Atay

Afiş Tasarım/Fotoğraf : Eşref Varol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder