11 Şubat 2016 Perşembe

Tiyatro Kedi'den Çocuk Oyunu : Kaplan Maplan

Çocuk oyunu eleştirisi yazmak zor. Belki bu yüzden yazanı az. Seyreden ebeveynler içinden yazan çok az çıkıyor belki de yok. Oysa en iyi onlar yazabilir. Zira oyuna götürdükleri çocukları dünyanın en saf ve temiz eleştirmenleri. Onların söyledikleri yazılsa bu hem yazarlar hem de yönetmenler için mükemmel yol gösterici olur.

Biz de kızımızı tiyatro ile besleyen ailelerdendik. Ama o yıllar çok geride kaldı. O zaman internet yoktu şimdi var. Çocuklar da değişti.

Her yıl bir iki kez çocuk oyunu seyretmeye çalışıyorum, durum ne halde diye. Aslında  en başta fuayeyi izliyorum. Kimler gelmiş, aile yapıları nasıl? Oyun sırasında da genellikle salona bakıyor ve gerçek eleştirmenleri izliyorum. Tepkiler nasıl? Sahne ile nasıl bir iletişim içindeler?

Genel kanım şudur ki 'çocuk tiyatrosu'(!) yapan topluluk sayısı çok, pek çok. Bunun nedeni satışındaki kolaylık. En büyük alıcı da belediyeler. Onların da bilinçli bir seçim yaptığını düşünmüyorum. Hizmet adı altında yapmak zorunda hissediyorlar  ya da yandaşlar sıkıştırıyor. Bunu düşünmem bile kötü ama dinlediğim hikâyeler beni böyle söyletiyor. Her zaman ödenekli tiyatrolar bu işin amiral gemisi olmak zorundadır ama gerçekten öyle mi? Ayrı bir çocuk tiyatrosu bölümleri var mı? Çocuk tiyatrosu ekibi donanımlı mı? Kuşkudayım. Bu kadar çok çocuk tiyatrosu içinde iyisi ne kadar? Aileler için de seçim yapmak zor. Kaş yapayım derken göz çıkarmak da var. Yanlış oyun yanlış ilaç gibidir. Aman dikkat. Aileler seçici olmalı. 

Bu, davet edildiğim Kaplan Maplan oyunu yazımın girişi oldu. Hemen söylemem gerekiyor ki özel tiyatroların çocuk tiyatrosu yapması bir fedakârlık. Aslında çocuk tiyatrosu yerleşik tiyatrolar yâni salonu olan tiyatrolar için bir avantaj. Zira çocuklarını getiren ailelerden daha sonra yetişkin oyunlarına seyirci çekmek mümkün olabilir. Ancak Tiyatro Kedi'nin kendi salonu yok. Bu nedenle böyle bir beklentisi de olamaz. Çocuklara  tiyatro yaptığı için Tiyatro Kedi'yi tebrik ederim.


Kaplan Maplan'ı İpek Kadılar yazmış, Barış Kıralioğlu yönetmiş. Ormanda geçen bir hikâye. Kendinden daha güçlü olan hayvanlardan korkan bir farenin onlar gibi olmaya özenme hikâyesi. Ormanın en yaşlı ağacı ona yardım ediyor fare, önce kedi sonra kaplan oluyor.  En sonunda anlıyor ki en iyisi kendisi olmasıdır,  korkularıyla yüzleşmesi gerekir ve kendisi olmayı istemedikçe korkuları geçmez. Ormanda yaşayan diğer hayvanlar arasında birbirini beğenmeyenler de var. Onlar da farklı olana saygı göstermeleri gerektiğini anlıyorlar.

 Kaplan Maplan şarkılı ve danslı bir oyun.  Birbirinden renkli kostümleri içinde cıvıl cıvıl sekiz oyuncusu var. Dekor da rengârenk. En önemlisi mesajı temiz.

Oyun sırasında çocuklar çok etkin ve katılımcı. Sahneden soru gelsin de cevaplasak diye bekliyorlar sanki. Çocuklar oyun sonunda sahneye çıkıyor, oyuncularla fotoğraf çektiriyorlar.

Çevreme baktığımda oyun, en çok 7-8 yaşlarındaki çocuklara daha çok hitap ediyor gibi geldi bana. Bilgisayar oyun karakterleri ile sanal âlemde arkadaşlık edeceğine kanlı canlı oyunculara sarılsın çocuklar.


Melih Anık 

1 yorum:

  1. Çocuk oyunla beslenir...

    Tiyatroyu sanat yapanlar çocuklarla sarmaş dolaş olmalıdır. Çocuk sevgisi olmayanda tiyatro saygısı bulunmaz...

    Hilmi Bulunmaz

    YanıtlaSil