19 Nisan 2017 Çarşamba

Ayşenil Şamlıoğlu Aynayı Parçalamış: Kozalar (Tiyatro Pangar)

Kozalar sezon başında en merak ettiğim oyunlardan biri idi. Merakımın ana nedeni Ayşenil Şamlıoğlu'nun yönetiyor oluşu idi. Oyunu da bugüne çok uygun bulduğum için yolum keşissin istedim. Sonunda yakaladım. Yakaladım ama şaşırdım kaldım. Oyun benim bildiğim  Adalet Ağaoğlu'nun Kozalar'ına ve  Ayşenil Şamlıoğlu'nun rejisine çok uzaktı.



Bir topluluğun, yönetmenin teksti kendine göre yorumladığını çok gördüm. Tiyatronun güzelliği de burada zaten. Bazen bu yorumlar o hale geliyor ki sahnede gördünüz ile kitapta okuduğunuz arasındaki benzerlik oyunun isminde kalıyor. Ayşenil Şamlıoğlu da öyle yapmış. Kozalar'ı yeniden yazmış.

Adalet Ağaoğlu oyunu '70'li yıllarda yazmış. Zamanına göre oldukça ileri bir oyun. Oyun bir "ev gezmesi"nde geçiyor. 2. ve 3. Kadın 1. Kadın'ın(kadınların adı yok.) evine misafirliğe gitmişler. Oldukça zevksiz döşenmiş bir evin oturma odasında kadınlar, el işlerini yaparken sohbet ediyor. Kadınlar birbirleriyle "sidik yarışında" aslında. Her biri kendinin nasıl birer  kadın olduğunu anlatmak için nefes tüketiyor. Ailelerini övmek için yarışıyor. Birbirleriyle konuşur gibiler ama kimse başkasını dinlemeye niyetli değil.  Kadınlar  sarsılmayacak bir hayat yaşadıklarının güveni içinde. Garip olan perde açılırken fonda şiddetli gürültüler duyulur. Evin dışından kulak paralayan sesler gelir. Metne göre önce anlaşılmaz olan sesler giderek anlaşılır olur, projeksiyona görüntüler yansıtılır. Dünya kaos içindeyken bu üç kadın evin içinde  ara sıra öten kanaryanın sesine ayarlanmış kulakları ile dışarıdaki dünyaya sağırdır. Varsa yoksa kendileridir tüm hayat. Radyodan "yabancı uyruklu oldukları tes­pit edilen ve memleketimizde turist olarak bulunan bazı kimseler bir bankayla bir dükkânı soymuşlardır. Soyguncular kaçmıştır. Alınan bilgilere göre, azgın eşkiyaların bazı evlere girip oralarda gizlendikleri sanılmaktadır. İçişleri Bakanlığı kentin polis kordonu altına alındığını bildirmiştir" anonsunu duyunca huzurları birden kaçar. Her çalınan kapı zilinde tedirginlikleri artar ve dışarıdaki bomba seslerine aldırmayan kadınlar soyguncular evlerine gelecek ve kendi huzurları bozulacak düşüncesi ile abartılı bir korku içine düşerler. Kanarya susar, yan odadaki çocuklar kaybolur. Oyun başında kelebekler gibi olan kadınlar kozalarının içine hapsolur.  Adalet Ağaoğlu'nun Kozalar'ı gündelik bir ortamda başlar oyun, sona doğru korku arttıkça absürdleşir ve grotesk olur.

Ayşenil Şamlıoğlu oyunu baştan grotesk bir çerçeve içine almış. Üç tabure ile yukarıdan asılı perdelerden oluşan soyut dekor, kadınların sahneye âdeta birer yabancı gibi girişleri, grotesk makyajlar ve kostümler içindeki kadınların oyun boyunca doğal olmayan hareketleri oyunu dünyadan koparmış. Seyirci sahnedeki üç kadına uzaylılar gelmiş gibi bakıyor. Aslında kendisini görmesi lâzım. Tiyatro ayna ya. Şamlıoğlu aynayı parçalamış. Dışarıdan gelen sesler için yaşadığımız ülkeden pek çok örnek bulunabilir.  Perdeye ülkemizden pek çok görüntü yansıtılabilir. Ama Ayşenil Şamlıoğlu "nötr" kalmaya niyet etmiş. Bana göre "ne etliye ne sütlüye bulaşmak" istememiş. Kırkbeş dakika süren oyun sonunda seyrettiğim gece seyirci oyunun bittiğini anlayamadı. Biri "fragman seyrettik herhalde" dedi.  Bir başka seyirci oyun sürerken yanındakine kim kimdir diye soruyordu. Anlaşılan onlar da televizyondan izledikleri oyuncuları görmeye gelmişti. Benim için oyun tam bir hayâl kırıklığı oldu.

Kozalar prömiyerini  Avignon Off programı kapsamında yurt dışında yaptı. Tiyatro Pangar "yurt dışı için bir oyun yapalım yurt içinde de oyuncuların ve Avignon ismi  ile pazarlarız" diye düşünmüş olacak. Başka bir neden bulamadım. Bu hâli ile oyun, yazarı tanıtmaz, Türk Tiyatrosu'nu hiç tanıtmaz. Yurt dışının da bu tür gösterilere karnı tok. Onlar için bu sahnelemenin modası geçti.  

Dekor ve kostüm tasarımının  Tomris Kuzu'ya,  ışık tasarımının Cem Yılmazer'e, ses tasarımını Okan Yalabık'a ait olduğunun yazayım da eksik kalmasın. Esra Dermancıoğlu, Binnur Kaya ve Demet Evgar'ı sahnede görmek istiyorsanız 60 TL verip gidin. Belki oyun sonunda selfie çekerseniz. Onun dışında ben bir neden görmüyorum.


Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder