26 Aralık 2015 Cumartesi

Tiyatro Durak 'Titanik Orkestrası' ile 3. Sezonunda

Tiyatro Durak, yoğun istek üzerine 'Titanik Orkestrası'na 3. sezonda devam ediyor. Ülkemizde(ve dünyada)  'Albay Kuş' ile sükse yapmış olan Bulgar yazar Hristo Boytchev(1950)'in yazdığı oyunla Tiyatro Durak, 23.Vasilli Drumev Uluslararası Tiyatro Festivali'nde En İyi Yabancı Performans Ödülü'nü(2014), 14.Direklerarası Seyircileri Ümit Veren Yeni Tiyatro Grupları Ödülü'nü(2014) almış.


Titanik Orkestrası(1999), Beckett'in "Godot'yu Beklerken"(1953), Miodrag Bulatovic'in 'Godot geldi'(1966) oyunlarının izinde giden bir oyun. Ovanın ortasında bir tren istasyonunda dört kişi, istasyonda durmadan geçip giden trenlerin durmasını bekliyor. O trenlerden atılan şeylerin içinden düşen bir kutunun içinden Harry Houdini düşüyor sahneye. Godot Geldi'de fırıncı olan Godot, Titanic Orkestrası'nda sihirbaz olarak karşımıza çıkıyor.

Harry, meğerse bu istasyondaki insanları arıyormuş. Doktor hastanın ayağına gelmiş yâni. Amacı da belli : Onları 'ruhun enginliklerine gönderecek'. Çünkü "Dünya bir Titanik gemisidir. Biz, insanlar da yolcu..  Tek kaçış yolu maddeyi ruha dönüştüren illüzyondur Orada, herkes hayâl ettiği şeyi gerçekleştirecek. bu da yaşamın sadece bir hayâl olduğunu kanıtlayacaktır. Orada, yani ruhun harika dünyasında."(oyun)

"Herkes kendi içinde koskoca dünya’nın ruhunu taşır ve yok olarak yine o ruhun içinde eriyip gidecektir Titanic battıktan sonra, orkestra 10 dakika çalmaya devam etti. Buzlanmış cesetler bulunduğunda, müzik halen okyanusun derinliklerinden yayılıyordu"(oyun)

Sihirbaz huzursuz ve esrik ruhlara huzurun yolunu gösteriyor. Merak edilecek bir şey yok. Ruhları evren içinde yayılacak. Oyunun başında aynı şeyleri göremeyen dört kişi, trene binmiş oldukları hayâlinde birleştiklerinde sihirbazın amacı da gerçekleşmiş oluyor. Artık onlar kolaylıkla kontrol edilebilir kıvama gelmişler nereye çekilseler oraya gidecek durumdalar.

Beckett'in bir türlü gelemeyen Godot'sundan, Bulatovic'in hayâl kırıklığı yaratan Godot'suna evrimleşen süreç, ilkinden 60 yıl sonra belki de başka bir çözüm olmadığı ya da olanaksız göründüğü/gösterildiği  için kurtuluşu, insanın kendisini bir illüzyon dünyasında kaybetmesinde bulacağı inancına doğru dönüşüyor.  Zamanımızın sihirbazları dünyayı bir illüzyon alemine sürüklüyor. Dünyayı değiştiremezsin küçük adam, seni mutlu edecek illüzyonun içinde  kaybol. Bu 'gerçeği'(!) görmek ve anlamak için Titanik Orkestrası bire bir.(Uyanın hey uyanın!)



Tiyatro Durak aldığı ödüllerin hakkını veriyor: Güzel bir performans ile umut veriyor.
DOKO(Burak Dur), LUKO(Güney Tuncel), METO(Kadir Hasman), LYUBKA(Aslı Nişancı), HARRY(Öner Ateş) samimi ve iyi oyunculukla seyircileri memnun ediyor. Bu tür , kendi tiyatrosunu yapmak için bir araya gelmiş gençlerden oluşan topluluklarda, oyuncuların tümüyle kontrol altına alabilecekleri tek unsur oyunculuk. Oyunun teknik kısımlarına ait özellikler, maddi olanakların yetebildiği yere kadar gerçekleşebiliyor. 'Titanik Orkestrası'nda da bu husus ile ilgili sınırlamalar oyunun çok daha  başarılı olmasının önünde engel. Dekor tasarımı, ışık, mizansenle ilgili ayrıntılar maalesef çok da doyurucu değil. Titanik Orkestrası'nın eldeki sahneye uydurulmuş, başka başka salonlarda oynama olasılığı göz önüne alınarak  hazırlanmış bir oyun olduğu çok açık. Anlayışla karşılamakla beraber gene de benzer topluluklar için de geçerli olmak üzere, söz ile ilgili yorumlarda yapılan titiz çalışmanın oyunların teknik kısımlarıyla ile ilgili de yapılmasını öneririm. Yokluktan  yaratıcılığın doğacağına inanıyorum. Bunu, yeni oyunlarında Tiyatro Durak'tan bekliyorum. Onlarda gördüğüm heyecan, enerji, başarabileceklerini söylüyor bana.

Oyunu seyrettiğim gece seyircinin gençlerden oluştuğunu gördüm. Tiyatro Durak bence doğru bir tiyatro yaparak genç seyirciye tiyatro sevdiriyor. Tebrik ederim.

Melih Anık

Oyunun Künyesi:

Yazan: Hristo Boytchev
 Çeviren : Hüseyin Mevsim
Yöneten: Çetin Etili
Yönetmen Yardımcısı: Kadir Hasman
Dekor ve Işık Tasarım: Çetin Etili
Reji Asistanı: İclal Atasoy
Afiş Tasarım: Berkcan Okar
Fotoğraf: Mikail Yılmaz    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder