7 Şubat 2025 Cuma

Selam olsun Yaşar Kemal'e ve Dengbejlere: Ağrı Dağı Efsanesi(İBBŞT- Yiğit Sertdemir)

 

Yiğit Sertdemir’i tanımam 444 ile başladı. Beyoğlu Oyuncular Kahvesi’nin küçük bir odasında seyrettim oyunu. Sertdemir Türk Tiyatrosu’nda yeni bir soluktu. Bakış açılarımız uyuşmuştu. Bence bir matematiği vardı oyunun.  Sertdemir’in zeka ve ironisi gülümsetirken düşündürüyordu. Ülkenin meseleleri hakkında düşüncelerini farklı bir söylem ile anlatıyordu. Sonra onu takip etmeye başladım. Altıdan Sonra Tiyatro neredeyse ben oradaydım. Oyunlarını en çok yazdığım yazarlardan biridir Sertdemir. Hiçbir tiyatroya güvenmeyen ben onun tiyatrosuna sezonluk üyeliğe para yatırdım. Bu arada bir taraftan Altıdan Sonra Tiyatro ile Kumbaracı’da sürdüğü tiyatro hayatına  İBBŞT’da yönetmen-oyuncu titrini ekledi.  444’ü takip eden oyunlar ve heyecan  Sertdemir’in bence çok çalışma ile gelen rahatsızlığı ile durakladı ve düşüşe geçti. Ben korkarak gittim düşüşteki oyunlarına ve çok da memnun olmadım seyrettiklerimden. 444’de gördüğüm ışık sönükleşmişti. Sanıyorum o  bir arayış dönemi içinde  idi.  Benim tonumdaki değişiklik onun ile aramızdaki sıcak ilişkiyi de soğuttu. Oyun sonlarındaki fuaye sohbetleri de yara aldı ister istemez. Ama bu arada hikâyenin başını bilmeyenler Sertdemir’i beğeniyordu. Aksine ben  yönettiği Tartuffe’de ve Cadı Kazanı’nda  onu bulamadım. Ağrı Dağı Efsanesi çıkınca içimde aldım verdim. Oyun hakkında duyduklarım genellikle oyunun çok uzun olduğu yolunda idi. Hazırlıklı  olarak oyuna gittim. Oyun 15’de başladı 17:35’de bitti. Arayla birlikte 2 saat 35 dakika. Bana uzun gelmedi.


Yaşar Kemal ülkenin efsane  yazarı. Eserleri Türk Edebiyatı’nın gururu yüz akı ama Nobel’ciler başkasına,Türk halkı Yaşar Kemal’e ödül verdi. Eserlerini Türkçe yazan ve dünya dillerine çevrilen Yaşar Kemal Ağrı Dağı Efsanesi ile diğer eserlerine oranla hacmen küçük  ama ellerini ayaklarını Anadolu’ya basan, kültür ve inanç farklarını bir potada eriten bir kitaptır. Gülbahar ve Ahmet’in aşkını anlatırken ülke bütünlüğünü dile getiren destansı bir öyküdür. Bazı özellikleri ile kolaylıkla ayrımcılık yaratabilir. Baharatını ve ateşini  iyi ve doğru vermeniz gereken bir yemektir.



Daha önceleri Ağrı Dağı Efsanesi’nin filmi oyunu yapıldı. Ben seyrettim. İyi örneklerdi. Sertdemir’e ilave bir sorumluluk yüklemiş olduğunu düşünüyorum.  Eseri uyarlayan ve oyunu yöneten Sertdemir akılda kalacak bir oyun çıkarmış. Ben oyunları seyrederken not tutarım. Gözüme batan hususları kaydederim. Bu oyun sonunda o kadar az  not almışım ki onlar da keyfe keder. Dengbej söylemi çok doğru. Dengbej bir çeşit meddahtır. Sertdemir dengbeji birden fazla oyuncuya dağıtmış. Ahmet Gülbahar ve Mahmut Han dengbej değil. Oysa onların da dengbej olması ana felsefeye uyacak. Hikayeyi tek bir dengbej anlatsa dengbej tüm karakterleri oynayacak değil mi? Onlara Ahmet, Gülbahar ve Mahmut Han da dahil olsa bir bütünlük olacak.  Gözüme batan ikinci husus bazı sahnelerde at geriyi maskeliyor. Yerini değiştirmek gerek. Yönetmen seyircinin solundan sahneye baksın derim. Attan bahsetmişken Seda Balaban’ın ismini vurgulamak lazım. Balaban çok başarılı bir kuklacı. Onu Surname’den hatırlıyorum. Bu oyunda kostüm tasarımları da çok işlevli ve başarılı. At’ı canlandıran Özge Midilli’ye ayrı bir satır açmak gerek. Kukla güzel de canlandıran da güzel oynuyor. Aynı şekilde oyunun müzik direktörü Burak Çöllü’yü de alkışlıyorum. Bir oyuna canlı müzik yapmak bu zamanda maddi olanakları zorlayan bir iş. Her tiyatronun harcı değil. Her ne kadar playback ile desteklenmiş bile olsa müzik Ağrı Dağı Efsanesi’nin soluğu. (Yazımı okuyan orkestradan müzikte playback desteği olmadığına ilişkin bir mesaj aldım. Tüm müzik canlı icra imiş. Ben de bu hususu düzeltiyorum. ) Dedim de aklıma geldi. Bir eseri(roman hikaye) sahneye uyarlamak kolay gibi görünen zor bir iştir. Sahnede ruhunu kaybetmiş romanlar hikâyeler seyrettim. Sertdemir ve tabii ki dramaturg kağıt üzerindeki ruhu sahnede öldürmemiş. Bu yazara saygının bir ifadesi.    

Oyun bazılarının çok kullandığı gibi bir ‘ansamble’ başarısı Uyumlu tutarlı sade ama görkemli bir gösteri. Yıllar önce Surname için yaptığım öneriyi bir daha yazıyorum.  İstanbul’da yaşayan bir yabancı tiyatro özlemini  nasıl giderir? Mesela Macaristan’da dünyaya onların tanıttığı ‘black theatre’  yapan mekânlar vardır.  Turistler mutlaka gider.   Bizde neresi var? Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ni bize özgü oyunlara tahsis edin. Ve Sûrname, Ağrı Dağı Efsanesi gibi oyunları ‘İngilizce surtitle-üst yazı’ ile orada oynatın. Türk Tiyatrosu’na ve turizme de katkınız olur.  Aslında bu girişim başka oyunları tetikler ve maddi fon da getirir. Bence dua da alırsınız. J)

Özet olarak Ağrı Dağı Efsanesi seyredilmesi keyifli ve yararlı bir oyun. Gençleri teşvik edin çocukları yanınıza alın gidin seyredin. Ama önceden onlarla konuşun Yaşar Kemal’i ve efsaneyi anlatın. Oyundan sonra çocuklarınızla konuşacak bir konunuz olur.

 Selam olsun Yaşar Kemal'e ve dengbejlere. Oyunun ömrü çok olsun.

Melih Anık


Künye

Yazan: Yaşar KEMAL

Uyarlayan / Yöneten: Yiğit SERTDEMİR

Müzik: Oğuzhan BALCI

Dramaturg: Sinem ÖZLEK

Dekor Tasarım: Barış DİNÇEL

Kostüm ve Kukla Tasarım: Candan Seda BALABAN

Işık Tasarım: Osman AKTAN

Koreografi: Senem OLUZ, Özge MİDİLLİ

Oyun Müzik Direktörü: Burçak ÇÖLLÜ

Ses Tasarım: Gökhan SUNA

“Gül Diyem Bahar Diyem” Şarkı Sözü: Yiğit SERTDEMİR

“Gül Diyem Bahar Diyem” Gazeli: Cihan KURTARAN

Oyuncular:

Arda ALPKIRAY: Kervan Şeyhi-Musa Bey-Rüstem Paşa-Halife İbrahim-Dengbej-Dağlı- Kürt

Beyi Mahmut Han Ases-Çoban

Ayşe GÜNYÜZ DEMİRCİ: Baş Dengbej-Gülriz-Dağlı

Besim DEMİRKIRAN: Memo-Dengbej-Dağlı-Çoban-Mahmut Han Ases-Hoşap Beyi Ases

Can TARAKÇI: İsmail Ağa-Dengbej-Dağlı-Çoban

Cian KURTARAN: Ahmet-Çoban

Emrah Can YAYLI: Yusuf-Dengbej-Kürt Beyi-Çoban-Dağlı-Mahmut Han Ases

Emre YILMAZ: Baş Dengbej-Hoşap Beyi-Dağlı

Ertan KILIÇ: Demirci Hüso-Dengbej-Çoban-Dağlı-Kürt BeyiMahmut Han Ases

Hakan ÖRGE: Mahmut Han-Çoban

Murat ÜZEN: Dengbej-Zilan Beyi-Molla Kerim-Dağlı-Cellat-Mahmut Han Ases

Özge MİDİLLİ: At-Dengbej-Çoban-Anne-Dağlı

Serkan BACAK: Dengbej-Kürt Beyi-Mahmut Han Ases-Molla Muhammed-Cellat-Dağlı

Uğur DİLBAZ: Sofi-Dengbej-Çoban-Dağlı-Hoşap Beyi Ases

Yeliz ŞATIROĞLU: Gülbahar-Çoban

Zeynep Ceren GEDİKALİ: Baş Dengbej-Gülistan-Dağlı

AĞRI DAĞI EFSANESİ

 Orkestra:

Şef: Burçak ÇÖLLÜ

1.Keman: Ayla ÖZKAN, Seçil IŞIKSOY 2. Keman: Buse EFSEN,Kerim BALKAN

Viyola: Eylül Sade KARAŞİN, Ceren YILMAZ Çello: Orcan KOÇ, Emre ÖZER

Kontrbas: Utku AKINCI Obua: Buğra ÖZGÜN Klarnet: İnci Gonca BEKER

Flüt: Ekinsu EMİNAĞAOĞLU Fagot: Defne BAYRAK Kaval: Baran ASLAN

Perküsyon: Murat GÜREÇ, Ali Furkan YARGICI Piyano: Güliz TEKELİOĞLU

Yönetmen Yardımcıları: Arda ALPKIRAY, Irmak ÖRNEK, İrem ARSLAN, Oya PALAY,

Yunus Erman ÇAĞLAR

Dekor Uygulama: Sırrı TOPRAKTEPE, Batuhan BOZCAADA

Kostüm Uygulama: SİBEL USANMAZ

Butafor Asistanı: Beyza TOSUNOĞLU

Işık Uygulama: Gökhan DAVULCU, Uğur AKSU, Burak KAPLANOĞLU

Orkestrasyon ve Mikrofon Uygulama: Gülsüm MUTLU, Yiğitcan EFE

Sahne Terzileri: Mehmet SOYLU, Nezahat TUNA, Nedim GÜNEŞ

Aksesuar Sorumluları: Bilal Zafer KURUOĞLU, Yasin KAYA, Üzeyir YILDIRIM, Mehmet

ASLAN, Uğurcan BOZKURT, Ömer ÖZGÜVEN

 Sahne Teknisyenleri: Seyit KIRDI, Recep KAYALAR, Mustafa AKGÜN, Kazım KAY-

ALAR,Koray SATIR, Burak YILMAZ ,Mehmet ATAY, Dursun SARIAHMET ,Devran

 DEMİR, Emirhan GÜNGÖR, Taner KIRANOĞLU, Ömer PARLAKKILIÇ

Saç- Makyaj Uygulama: Oya SELİM

Kuaförler: İbrahim AYDEMİR, Adil UPRAK

Tanıtım Videosu: Enes Altuğ AVŞAR

Fotoğraflar: Sadi AYAN

 

İlk oyun: 1 Ekim 2024 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi

Süre: 2 Perde 165 Dk.

 

Kostüm ve kukla tasarımında kıymetli desteği için Efe Arslan’a; müzik ve orkestra provalarındaki kıymetli katkılarından dolayı Oğuz Kabakuşak’a; danışmanlık ve bilgilendirme için bize değerli vakitlerini ayıran Mesut Alp ve Sultan Bingül’e; atölye çalışması için Ayşegül Uraz’a çok teşekkür ederiz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder