2 Şubat 2023 Perşembe

Kırmızı ve Mavi Ekipli Oyun: Zehir (Lot Vekemans - İBBŞT)

 Mehmet Ergen salgın dönemi için Minimal Sezon repertuvarı hazırlamıştı. Zehir İBB Şehir Tiyatrosu’nda Mehmet Ergen dönemi oyunlarından biri. Oyuna geçmeden önce bir hususu tarihe kaydetmek isterim:  Mehmet Ergen aynı dönemde Şaban Ol’un çevirdiği iki oyundan(Zehir ve Tuzak) birini(Zehir) Şehir Tiyatrosu diğerini(Tuzak) kendi tiyatrosu(Talimhane) için seçmiş. İki oyunu da Şaban Ol yönetti. Bu bana etik gelmiyor.




Oyuna gelirsek..

Lot Vekemans’ın iki oyununu da okudum. Oyun yazmasını biliyor ama özellikle seçilmesi gerekmiyor. Onun ayarında hatta ondan daha iyi yazarlar var ülkemizde. Yabancı  bir yazarı tanıtmak ödenekli bir tiyatronun görevi tabii ki. Ama 2010 yılında Hollanda’da Tiyatro Yazarları Birliği tarafından En İyi Oyun Ödülü almış bir oyunun 12 yıl sonra Türkiye’ye getirilmesi üzerine de düşünmek gerekir.  Ödenekli tiyatroların dünya tiyatrosunu izleme konusunda eksik olduğunu düşünüyorum.  Türk yazarları tanıtmak ödenekli tiyatroların önde gelen görevlerinden biri olmalı. Şehir Tiyatrosu oyun yazarı yetiştirmek gibi bir görevi olduğunu düşünüyor zaman zaman. Oyun yazma kursu açmak oyuncu yetiştirme kursu açmak kadar yanlış bir uygulama. Edebi kurulun verimli çalışmasını sağlamak ve başvuran oyunlar arasından umut veren oyunları kurum dramaturglarının kişisel kaprislerine mahkum etmeden sahneye çıkarmak bana doğru gelen bir yol. Yazar sahnede gelişir. Öte yandan kurs verilen oyuncuları sahneye  figüran olarak bile çıkarmanın da sorunları var. Ülkede bunca eğitim kurumu varken ödenekli tiyatro ne mesaj vermektedir? Onlar yetiştiremiyor ben kendi oyuncumu yetiştireyim mi? Siyasal olarak seçmene hoş görünmenin ötesinde ne işe yarar o kurslar?   Oyunculuk kursu değil tiyatro bilgilendirme seyirci yetiştirme eğitimlerini ise desteklerim.

Oyun seçerken yakın çevrenden seçim yapmak kendin için yatırım yapmak gibi bir şey olur. Seçimlerin nesnel ve hakça olması gerekiyor.  İBB Şehir Tiyatrosu repertuvarına almadığı edebi kurulun raflarında beklettiği oyunlara bir bakmalı derim.   Öte yandan az kişili oyunları özel tiyatrolara bırakıp büyük oyunlar yapmalı ödenekli tiyatrolar. Mehmet Ergen bir dönem önce özel tiyatroda oynanmış bir oyunu Şehir Tiyatrosu repertuvarına aldı. O oyunun ödenekli tiyatro için vazgeçilmez yanı neydi anlamış değilim. Mehmet Ergen Zehir (ve birkaç başka oyun) için iki ‘cast’ yapmış. Ekiplere verdiği isimler  (Kırmızı  ve mavi) bana askeri manevraları hatırlattı. Orada da savaş senaryoları içinde birbiriyle savaşan iki ekip olur. Kırmızı düşman ekiptir. Mavi’ler kazanır.  İki ekibin birbiriyle yarışma içinde olma görüntüsü iyi değil. Salgın döneminde hastalanan oyuncu çok olur diye alınmış bir tedbir olabilir. Ya da çok az ihtimal ama oyun aynı anda farklı yerlerde oynansın istenmiş olabilir. Bizim seyircimiz dünyadan habersiz olduğu için ucuz eğlenceyi çok da araştırmıyor. Önüne konanı yiyor ve sosyal medyada oyunu ‘like’lıyor. Seyrettiği oyunda kimlerin oynadığını biliyor tabii ama bunun gibi ‘cast’li düzende başka kim oynuyor farkında değil. Bu oynayanlar için de haksızlık.  Bir ekibi seyredip beğenmeyen biri aslında diğer ekibi de şaibe altında bırakabilir.  Eleştirmen için de zor. Şimdi bu yazıyı okuyan kendi seyrettiği ekibin eleştirisi sanacak. Aslında eleştiri okuyan yok . Fazla şey etmemek lazım. Öte yandan bilet satışa çıkınca o ay hangi ekibin oynayacağı da belirtilmiyor. Seyirci yer bulduğu ucuz eğlenceye bilet yakalamakla meşgul. Bu oyunculara haksızlık hatta saygısızlık. Yönetim için de ‘farketmiyor’.  Bu iş Allah’ın emri mi yahu. Oyuncu hastalanır oyunu oynamazsın biletleri askıya alırsın olur biter. Bakın Cadı Kazanı oyuncu rahatsızlığı nedeniyle iki ay üst üste iptal edildi. Biletim askıda.  

Zehir altı yıl sonra oğullarının yattığı mezarlıkta bir araya gelen bir çiftin 75 dakikalık diyalogu. Çift o acı olaydan sonra ayrılmış.  Geçen yılların muhasebesini yapıyorlar. Kadının bu buluşmada başı çekmesi ve giderek ortaya çıkan ‘kadın’ faktörü bence kadınlara haksızlık.  Bize ne kadar yakın bu ilişki? Bizde bir acı üzerine bir tarafın çekip gittiği ve kendi hayatını kurduğu ilişkilerde eşler bir araya gelmez. Bu nedenle erkek da kadın da çok Avrupai(!).  ‘Ortak çocuğumuzun hatırına bir araya geliyoruz’ denir ya burada ortaklık dağılmış.

Bu oyun bence yönetmensiz de olurmuş. Ben yönetmen damgası görmedim. İki iyi oyuncu yönetmene dramaturga dekor kostüm tasarımcısına gerek kalmadan bu oyunu çıkarır. (Özel tiyatro öyle yapıyor çoğunlukla. Ödenekli tiyatroda yağ bol.) Kadro tamam  ama oyun prova dekorunda oynanıyor.  Covid bulaşmasın diye mi bu kadar az bir dekor var? Hani mizansen kesinleşmeden oraya buraya bulduğun şeyleri koyar da mizansen yaparsın ya öyle bir durum var. (Bir fark var bu sahnede tabureler tek örnek.) Bir mezarlıkta ziyaretçilerin buluşma yerinde  bir tabure üzerine konulmuş evde kullanılan kahve makinası o durumun göstergesi. Kahve su içmek oyunda şart mı? İçmezlerse ne değişecek? Hiçbir şey. Oyun boş sahnede oynansa belki de daha iyi. Ama yarı boş sahne oyundaki duygusallığı bozuyor. İnsan o duygusallığın klasik bir dekor ile tamamlanmasını istiyor.  Oyun da ‘giyinmek’ istiyor. Ama bu oyun tam alternatif sahnenin 'oda'larında oynanmaya uygun. (Zehir öyle bir sahnede de oynanıyor. Gazhane Meydan Sahnesi. Orada kalsa daha iyi.) Bu yarısı boş sahnede iki iyi oyuncu seyirciyi sahneden koparmadan oynuyor. Ben zaman zaman sesleri duymakta zorlansam da iki oyuncunun(Sevinç Erbulak, Ahmet Saraçoğlu) yarattığı duygusal ortama girdim. Salt onların oyunculuklarından dolayı 75 dakika oyunun içinde kaldım.

Zehir seyredilmesi şart olan bir oyun değil. Tiyatroseveri  pişman edecek bir oyun da değil. Bizim seyircimiz için bir yazar tanımanın anlamı yok zaten. Bilet yakalarsan git seyret. Evde oturmaktan iyidir.

Melih Anık

Künye:

YAZAN              :    LOT VEKEMANS

YÖNETEN         :    ŞABAN OL

MÜZİK              :    SİNAN ARSLAN

DRAMATURG      :            ÖZGE ÖKTEN

SAHNE - KOSTÜM TASARIMI     :              NİHAL KAPLANGI

IŞIK TASARIMI    :            MURAT SELÇUK

EFEKT TASARIMI              :              HANEFİ TOPRAKTEPE

DEKOR UYGULAMA       :              CİHAN AŞAR

KOSTÜM UYGULAMA   :              ONUR UĞURLU

YARDIMCI YÖNETMEN  :              DOĞAN ŞİRİN

REJİ ASİSTANLARI           :              ZELİHA BAHAR ÇEBİ - YASEMİN GÜVENÇ

SÜRE                 :    75 Dk. / Tek Perde

                                

OYUNCULAR :    AHMET SARAÇOĞLU,  SEVİNÇ ERBULAK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder