8 Şubat 2023 Çarşamba

Bizden Biri Moliere ve İBBŞT Tartuffe 2022

 Moliere’i(1622-1673) bilmeyen var mıdır? Neredeyse bizden  denecek kadar içimize girmiş bir yazar. Moliere’in Osmanlı coğrafyasına taşınması azınlıklar sayesinde olur. 1813’de Antimosyan tarafından Zoraki Doktor ismi ve Ermeni alfabesiyle Türkçe çevirisi yapılan eser ile aynı oyunun Kapsar Tüysüzyan tarafından Zoraki Hekim ismiyle ve Ermeni alfabesi ile Türkçe tercümesi yapılan ve 1849’da Çırağan Sarayı’nda temsil edilen eserin etkisi çok sınırlı kalır. Moliere Ali Bey, Ziya Paşa, Ahmet Hilmi, Teodor Kasap, Mirza Habip, Feraizcizade Mehmet Şakir tercümeleri elimizde olmayan Safvet Bey tercümeleri ve bence Moliere’i  Türk Tiyatrosu’nun zirvesine taşıyan Ahmet Vefik Paşa’nın(1823-1891) tercümeleri uyarlamaları yeniden yazımları ile sevilmiş benimsenmiş. Moliere Hüseyin Rahmi’yi de etkilemiş konuları Moliere’den alınmış eserler yazmıştır. Bu hususta Ahmet Vefik Paşa’nın yeri çok ayrıdır.  



Ahmet Vefik Paşa

Ahmet Vefik Paşa Tanzimat döneminin en etkili ilim ve kültür insanlarından biriydi. Tiyatroya verdiği değer benimsenmesi için sarf ettiği emek onun bu sanata atfettiği rolden kaynaklanmaktaydı.  Ahmet Vefik Paşa’nın tiyatroyu toplumsal bir eğitim medenileşme ve ders verme aracı olarak gördüğünü söylemek mümkün. Bu bağlamda yaşamı boyunca komedinin eğlendiriciliğinin yanı sıra eğitici ve ibret verici işlevlerini de savunan bu minvalde eserler veren Moliere ile yazdıklarını sahnelemek üzere seçmesi tesadüf olmasa gerek.  ‘Komedinin işlevi kötülükleri düzeltmek’ ‘Komedinin vazifesi insanları eğlendirmek suretiyle ıslah etmek’ ‘Komedya kötülükleri ve hastalıkları iyileştirir’diyen Moliere ile Ahmet Vefik Paşa Paşa’nın görüşleri birbirine çok yakın. Paşa’nın tiyatro sevgisinin yayılması için nasıl etkin bir şekilde Moliere’i sahneye çıkardığını herkes bilir. Ahmet Vefik Paşa âdeta Moliere’i Osmanlılaştırmıştır.

Ahmet Vefik Paşa Moliere’in sayısı 33’ü bulan piyeslerinin tamamını tercüme ya da adapte etmiş bunlardan 19’u yayımlanmış ancak 16’sı günümüze kadar gelmiştir. Bu bağlamda tiyatro ve edebiyattan anlayan Ahmet Vefik Paşa’nın Moliere tercüme ve adapteleri Türk Tiyatrosu’nu Batılı esaslara göre kurma çabasında önde gelir ve çok da verimli sonuçlar alınmıştır.

Ahmet Vefik Paşa Türkçeye has lehçe şive söyleyiş atasözü ve deyimlere yer vermiş adaptasyonlarında esas kimliklere ve olay örgüsüne dokunmadan Osmanlı toplumunda sıkça rastlanan mahalli tiplemeler yaratmış toplumun özelliklerini yansıtmaya çalışmış.  Bu eserler sadece Batılı anlamda Türk Tiyatrosu’nu oluşturmayı değil aynı zamanda da Osmanlıyı oluşturan farklı dil din ve geleneklerden gelen insanları da birleştirmeyi hedeflemektedir.

Tartuffe ve Moliere

Moliere’in yazarlık aşamaları ve örnek oyunlar şöyle sıralanır:

1-Commedia Dell’Arte(Hekim Uçtu)

2- Fars (Kocalar mektebi/Zorla Evlenme

3-Tezli Oyunlar( Kadınlar Mektebi)

4-Tartışmalı Oyunlar(Yergi(satir yükselir) (Kadınlar Mektebi’nin Tenkidi)

5-Komedya Bale (Comedia Ballet) (Büyük Ada Eğlencesi)

6- Ağırbaşlı Komedya( Tragi-komedya/Yüksek komedya) Tartuffe

7- Büyük Komedyalar (Kurala bağlı olmayan) ( Cimri)

Moliere’inCommedia Dell’Arte’nin Fransız tiyatrosu üstündeki etkisini kırdığı söylenir.  Tartuffe’ün ‘ağırbaşlı komedyalar’ sınıfında kaydedilmesi de önemlidir.  Zira Tartuffe  ‘Acıya güldürerek karşı çıkma’nın bir örneğidir.  

Tartuffe ilk kez 1664’de ilk kez sahnelenmiş. Ancak Tartuffe karakteri üstünden inanç istismarcılarını eleştirmesi nedeniyle kilisenin yoğun baskısına uğramış Kral’ın himayesine rağmen yasaklanmaktan kurtulamamış.  Eser beş yıl sonra izin alabilmiş sahnelenmeye başlamış. Ama kilisenin öfkesi Moliere ölünce de geçmemiş dini tören yapılmasına ve Katolik mezarlığına defnedilmesine izin vermemiş. Araya Kral’ın girmesi üzerine cenazesi vaftiz edilmemiş çocuklara ayrılmış bir mezarlık köşesine gece vakti gömülmüş. 1792'de Fransız Devrimi idaresi sırasında Moliere'in cesedi bu mezarlıktan çıkartılarak o zaman kurulan "Fransız Anıtlar Müzesi"ne geçirilmiş. 1816'de ise Paris'te tanınmış kişiler için bir mezarlık olan Père Lachaise’e şair La Fontaine mezarı yakınında bulunan bir mezara konulmuş..

Tartuffe’ün Konusu

Tartuffe sahte bir sofunun dindarlık kisvesi altında gözünü boyamayı başardığı zengin bir burjuvayı ve ailesini felaketin eşiğine getirmesini anlatır.

Tartuffe ve Ahmet Vefik Paşa

 Ahmet Vefik Paşa Müslüman seyirci ile hassas konu arasında mesafe koymayı bilmiş ve dini hassasiyetleri incitmemeyi başarmıştır. Oyun şahıslarının isimlerini okundukları gibi almış(Tartuffe’ün Tartüf, Cleante’nin Kleant olması gibi.)Tartuffe’teki rahibi imam yapmamış.  Ancak rahipe ana metinde olduğu gibi birkaç kadeh şarap değil üç beş fincan kahve yuvarlatmıştır. Paşa kaynak metindeki olay örgüsüne sadık kalmış Hristiyanlığa özgü alışkanlıkları ifade gönderme ve sözcükleri çevirmemiş yerelleştirmeye çalışmış. Ahmet Vefik Paşa’nın tercümede atladığı bölüm ve replikler bilinçli bir seçimin sonucudur. Ama halkın günlük yaşamında sıklıkla geçen ‘Elhamdülillah, maşallah, tebarekallah’ gibi ifadeleri kullanmış. Paşa’ya bir kültür planlayıcısı olarak bakabiliriz. Ahmet Vefik Paşa ile Moliere’in metinleri arasındaki  temel fark Tartuff’teki dünyevi otoritenin(Kral) yerini Tartüf’te ilahi olanın almasıdır. Moliere’de finalde Kral’a teşekkür edilir Tartüf’te ise şükür secdesi edilir.  Ahmet Vefik Paşa’nın başarısı  Osmanlı toplumunun özelliklerini yansıtma ve mahalli tiplemeler yaratmasında  becerisinde kendini gösterir. Ahmet Vefik Paşa’nın yaptıkları bugüne yol göstermesi açısından önemli. O nedenle ondan ve onun Tartüf’ünden bu kadar bahsettim.

Bu girişten sonra İBBŞT Tartuffe’üne bakalım.

Tartuffe İBBŞT 2022

Özet olarak söylemem gerekirse İBBŞT’nun Tartuffe’ü eğlendiren bir oyun olmuş. Seyirci de çok seviyor. Ama 2022 Tartuffe Ahmet Vefik Paşa’dan 160 yıl sonra onun yaptığı Tartuffe kadar bilinçli midir? Bence değil.

İBBŞT Orhan Veli tercümesini oynuyor. İlave olarak bestelenmiş Orhan Veli şiirleri aralara serpiştirilmiş. Bestelerin güzel ama kelime çağrışımı ile seçilen şiirlerin zorlama izlenimi verdiğini söylemek zorundayım. Oyunun sonunda Tartuffe’ün aileyi tehdit etme sahneleri tekrara düşmüş. Oyun daha çabuk toparlanabilir(di). Marianne ile Valére sahnesi uzun. Oyunla ilgili beni rahatsız eden husus İBBŞT rejisinin grotesk anlatımı tercih etmesi. Moliere’in Commedia Dell’Arte’den vazgeçtiği ve konunun önemine binaen ‘ağırbaşlı komedi’ denilen bir türde yazdığı oyunda kostümlerle vurgulanan karikatür tiplerle güldürü ögesinin abartılması seyirci üzerinde tam bir yabancılaşma yaratıyor. Bu yabancılaşma Brecht’in yabancılaşması değil uzaklaşma. Konunun özü yok oluyor. Oyun bir sirk gösterisi hâline geliyor. Seyircilerin oyundan hoşlanmasının nedeni özellikle ikinci perdedeki politik göndermeler saman alevi gibi birden çakıyor sönüyor. Groteksin abartılı oyunculuğu içinde yaşadığımız toplumda rollerin karşılıklarını silikleştiriyor. Kalıplaşmış tiplerin yaşayan tiplere dönüşmesi engellenmiş oluyor. Ahmet Vefik Paşa’nın Osmanlı toplumunun özelliklerini yansıtma ve mahalli tiplemeler yaratmasında  becerisinde somutlaşan başarıyı yakalayamıyor. Toplumun almaya hazır olduğu mesajlar dini ticaret ve/veya politik hedefin aleti haline getirmiş  cemaatlara dokunuşlarla ilgili. (‘Adalet var kanun var nizam var’ iması. ‘Ne istedi de vermedim ben ona’) İBBŞT rejisi konuyu o yöne doğru kaydırmaya meyilli. Oysa ki Tartuffe karakterinin temsil ettiği karakter aslında günlük hayatımıza şu veya bu şekilde giren din tüccarlığı ile yakından ilgili ve din adamları ile sınırlı değil. Cemaat ve tarikatları güçlendiren de o iklim. İBBŞT maalesef bu konu ile ilgili çok dikkatli ve başına iş almak istemiyor popüler olanı kaşımayı tercih ediyor.  Oyuna ip atlama sandalye kapma oyununu ekleyen Moliere’in doğum gününü kutlayan  yönetmen oyunun sonunda Ahmet Vefik Paşa’yı sahneye getirse hoş olmaz mıydı?

Oyunculuk ve Tasarım

Çok başarılı bir oyunculuk seyrettim. Oyuncuların çoğunu tanıyorum ama İBBŞT’nun oyun künyelerinde oyuncu isimlerini oynadıkları rolleri listelemeden sürü şeklinde vermesini protesto ettiğim için oyuncularla ilgili özel bir şeyler yazmayacağım. Sadece Elmire ve Dorine rolleri yan roller değil. Ödül jürilerinin dikkatine sunarım.

Dekor işlevsel ancak kilise çağrışımı uygun değil ve uzaklaşmaya hizmet ediyor. Kostümler türe uygun ışık iş görüyor besteler ve koreografi çok başarılı.  

Ben Tartuffe’ü kabare olarak hayal ettim. Bir gün birileri çıkar ve yapar diye umut ediyorum.

Eli yüzü düzgün bir oyun. Seyirci de seviyor. Siz de deneyin. Yazımı okursanız belki ufkunuza yardımcı olurum. Tartuffe sahnelemesinin tiyatronun sorumluluk ve görevleri ile ilgili bir parantez ve tartışma  açmasını dilerim. Ben bugün Ahmet Vefik Paşa’nın yaptığının yapılamamış olmasına üzüldüm.

Melih Anık

 

Yazımda kullandığım ve alıntılar yaptığım kaynaklar:

Molier Tartuffe Orhan Veli tercümesi

Moliere Tartuffe- Ceviri Ahmet Vefik Paşa Yayına hazırlayan Özlem Pekcan

San Lazzaro Sahnesi- Yervant Baret Manok- Bgst yayınları

Ahmet Vefik Paşa’nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Moliere- Melahat Gül Uluğtekin Master tezi

Çeviri ve Tiyatro: Moliere çevirlerinin Türk Tiyatrosu’na etkisi- Prof.Dr. Abdullah Şengül

Moliere Prof.Dr.Melahat Özgü

Oyuncu Eğitiminde Moliere’in Tiyatro Oyunlarının Yeri, Dramaturjisi, Reji ve Diksiyon çalışması  Öğr. Gör. Tolga Özenç ÖZENÇEL

Oyunun Künyesi

TARTUFFE

YAZAN      :    MOLIERE (JEAN-BAPTISTE POQUELİN)

ÇEVİREN   :    ORHAN VELİ KANIK

YÖNETEN :    YİĞİT SERTDEMİR

DEKOR TASARIMI            :           BARIŞ DİNÇEL

KOSTÜM TASARIMI         :           EYLÜL GÜRCAN

MÜZİK       :    EMRAH CAN YAYLI

IŞIK TASARIMI      :           KEMAL YİĞİTCAN

EFEKT TASARIMI  :           SERKAN YAVŞAN

KOREOGRAF :         ÖZGE MİDİLLİ

DEKOR UYGULAMA        :           SIRRI TOPRAKTEPE

KOSTÜM UYGULAMA     :           AYNUR DURAN KOPUZ - SİBEL USANMAZ

YARDIMCI YÖNETMEN  :           TOLGA YETER

REJİ ASİSTANLARI           :           HAZAL UPRAK - ÖZGE KIRDI - DAMLA CANGÜL YİĞİT

SÜRE          :    155 Dk. / İki Perde

                         

OYUNCULAR         :           BENNU YILDIRIMLAR, EMRE ŞEN, GÜRKAN BAŞBUĞ, MEHMET SONER DİNÇ, MURAT GARİPAĞAOĞLU, NACİ TAŞDÖĞEN, NİLAY BAĞ, ÖZGE KIRDI, SEMAH TUĞSEL, TOLGA YETER, YEŞİM KOÇAK, ZEYNEP GÖKTAY DİLBAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder