Moliere’i(1622-1673) bilmeyen var mıdır? Neredeyse bizden denecek kadar içimize girmiş bir yazar. Moliere’in Osmanlı coğrafyasına taşınması azınlıklar sayesinde olur. 1813’de Antimosyan tarafından Zoraki Doktor ismi ve Ermeni alfabesiyle Türkçe çevirisi yapılan eser ile aynı oyunun Kapsar Tüysüzyan tarafından Zoraki Hekim ismiyle ve Ermeni alfabesi ile Türkçe tercümesi yapılan ve 1849’da Çırağan Sarayı’nda temsil edilen eserin etkisi çok sınırlı kalır. Moliere Ali Bey, Ziya Paşa, Ahmet Hilmi, Teodor Kasap, Mirza Habip, Feraizcizade Mehmet Şakir tercümeleri elimizde olmayan Safvet Bey tercümeleri ve bence Moliere’i Türk Tiyatrosu’nun zirvesine taşıyan Ahmet Vefik Paşa’nın(1823-1891) tercümeleri uyarlamaları yeniden yazımları ile sevilmiş benimsenmiş. Moliere Hüseyin Rahmi’yi de etkilemiş konuları Moliere’den alınmış eserler yazmıştır. Bu hususta Ahmet Vefik Paşa’nın yeri çok ayrıdır.
Ahmet
Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa Tanzimat döneminin en etkili ilim
ve kültür insanlarından biriydi. Tiyatroya verdiği değer benimsenmesi için sarf
ettiği emek onun bu sanata atfettiği rolden kaynaklanmaktaydı. Ahmet Vefik Paşa’nın tiyatroyu toplumsal bir
eğitim medenileşme ve ders verme aracı olarak gördüğünü söylemek mümkün. Bu
bağlamda yaşamı boyunca komedinin eğlendiriciliğinin yanı sıra eğitici ve ibret
verici işlevlerini de savunan bu minvalde eserler veren Moliere ile
yazdıklarını sahnelemek üzere seçmesi tesadüf olmasa gerek. ‘Komedinin
işlevi kötülükleri düzeltmek’ ‘Komedinin
vazifesi insanları eğlendirmek suretiyle ıslah etmek’ ‘Komedya kötülükleri ve hastalıkları iyileştirir’diyen Moliere ile
Ahmet Vefik Paşa Paşa’nın görüşleri birbirine çok yakın. Paşa’nın tiyatro
sevgisinin yayılması için nasıl etkin bir şekilde Moliere’i sahneye çıkardığını
herkes bilir. Ahmet Vefik Paşa âdeta Moliere’i Osmanlılaştırmıştır.
Ahmet Vefik Paşa Moliere’in sayısı 33’ü bulan
piyeslerinin tamamını tercüme ya da adapte etmiş bunlardan 19’u yayımlanmış
ancak 16’sı günümüze kadar gelmiştir. Bu bağlamda tiyatro ve edebiyattan
anlayan Ahmet Vefik Paşa’nın Moliere tercüme ve adapteleri Türk Tiyatrosu’nu
Batılı esaslara göre kurma çabasında önde gelir ve çok da verimli sonuçlar
alınmıştır.
Ahmet Vefik Paşa Türkçeye has lehçe şive söyleyiş
atasözü ve deyimlere yer vermiş adaptasyonlarında esas kimliklere ve olay
örgüsüne dokunmadan Osmanlı toplumunda
sıkça rastlanan mahalli tiplemeler yaratmış toplumun özelliklerini yansıtmaya
çalışmış. Bu eserler sadece
Batılı anlamda Türk Tiyatrosu’nu oluşturmayı değil aynı zamanda da Osmanlıyı
oluşturan farklı dil din ve geleneklerden gelen insanları da birleştirmeyi
hedeflemektedir.
Tartuffe
ve Moliere
Moliere’in yazarlık aşamaları ve örnek oyunlar şöyle
sıralanır:
1-Commedia Dell’Arte(Hekim Uçtu)
2- Fars (Kocalar mektebi/Zorla Evlenme
3-Tezli Oyunlar( Kadınlar Mektebi)
4-Tartışmalı Oyunlar(Yergi(satir yükselir) (Kadınlar
Mektebi’nin Tenkidi)
5-Komedya Bale (Comedia Ballet) (Büyük Ada
Eğlencesi)
6- Ağırbaşlı Komedya( Tragi-komedya/Yüksek komedya)
Tartuffe
7- Büyük Komedyalar (Kurala bağlı olmayan) ( Cimri)
Moliere’inCommedia Dell’Arte’nin Fransız tiyatrosu
üstündeki etkisini kırdığı söylenir. Tartuffe’ün ‘ağırbaşlı komedyalar’ sınıfında
kaydedilmesi de önemlidir. Zira
Tartuffe ‘Acıya güldürerek karşı çıkma’nın bir örneğidir.
Tartuffe ilk kez 1664’de ilk kez sahnelenmiş. Ancak
Tartuffe karakteri üstünden inanç istismarcılarını eleştirmesi nedeniyle
kilisenin yoğun baskısına uğramış Kral’ın himayesine rağmen yasaklanmaktan
kurtulamamış. Eser beş yıl sonra izin
alabilmiş sahnelenmeye başlamış. Ama kilisenin öfkesi Moliere ölünce de
geçmemiş dini tören yapılmasına ve Katolik mezarlığına defnedilmesine izin
vermemiş. Araya Kral’ın girmesi üzerine cenazesi vaftiz edilmemiş çocuklara
ayrılmış bir mezarlık köşesine gece vakti gömülmüş. 1792'de Fransız
Devrimi idaresi sırasında Moliere'in cesedi bu
mezarlıktan çıkartılarak o zaman kurulan "Fransız Anıtlar Müzesi"ne
geçirilmiş. 1816'de ise Paris'te tanınmış kişiler için bir mezarlık olan Père
Lachaise’e şair La Fontaine mezarı yakınında bulunan bir mezara konulmuş..
Tartuffe’ün
Konusu
Tartuffe sahte bir sofunun dindarlık kisvesi altında
gözünü boyamayı başardığı zengin bir burjuvayı ve ailesini felaketin eşiğine
getirmesini anlatır.
Tartuffe
ve Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik
Paşa Müslüman seyirci ile hassas konu arasında mesafe koymayı bilmiş ve dini
hassasiyetleri incitmemeyi başarmıştır. Oyun şahıslarının isimlerini
okundukları gibi almış(Tartuffe’ün Tartüf, Cleante’nin Kleant olması gibi.)Tartuffe’teki
rahibi imam yapmamış. Ancak rahipe ana
metinde olduğu gibi birkaç kadeh şarap değil üç beş fincan kahve yuvarlatmıştır.
Paşa kaynak metindeki olay örgüsüne sadık kalmış Hristiyanlığa özgü
alışkanlıkları ifade gönderme ve sözcükleri çevirmemiş yerelleştirmeye
çalışmış. Ahmet Vefik Paşa’nın tercümede atladığı bölüm ve replikler bilinçli
bir seçimin sonucudur. Ama halkın günlük yaşamında sıklıkla geçen ‘Elhamdülillah,
maşallah, tebarekallah’ gibi ifadeleri kullanmış. Paşa’ya bir kültür
planlayıcısı olarak bakabiliriz. Ahmet Vefik Paşa ile Moliere’in metinleri
arasındaki temel fark Tartuff’teki
dünyevi otoritenin(Kral) yerini Tartüf’te ilahi olanın almasıdır. Moliere’de
finalde Kral’a teşekkür edilir Tartüf’te ise şükür secdesi edilir. Ahmet
Vefik Paşa’nın başarısı Osmanlı
toplumunun özelliklerini yansıtma ve mahalli tiplemeler yaratmasında becerisinde kendini gösterir. Ahmet
Vefik Paşa’nın yaptıkları bugüne yol göstermesi açısından önemli. O nedenle ondan
ve onun Tartüf’ünden bu kadar bahsettim.
Bu girişten sonra İBBŞT Tartuffe’üne bakalım.
Tartuffe
İBBŞT 2022
Özet olarak söylemem gerekirse İBBŞT’nun Tartuffe’ü
eğlendiren bir oyun olmuş. Seyirci de çok seviyor. Ama 2022 Tartuffe Ahmet
Vefik Paşa’dan 160 yıl sonra onun yaptığı Tartuffe kadar bilinçli midir? Bence
değil.
İBBŞT Orhan Veli tercümesini oynuyor. İlave olarak
bestelenmiş Orhan Veli şiirleri aralara serpiştirilmiş. Bestelerin güzel ama
kelime çağrışımı ile seçilen şiirlerin zorlama izlenimi verdiğini söylemek
zorundayım. Oyunun sonunda Tartuffe’ün aileyi tehdit etme sahneleri tekrara
düşmüş. Oyun daha çabuk toparlanabilir(di).
Marianne ile Valére sahnesi uzun. Oyunla ilgili beni rahatsız eden husus İBBŞT
rejisinin grotesk anlatımı tercih etmesi. Moliere’in Commedia Dell’Arte’den
vazgeçtiği ve konunun önemine binaen ‘ağırbaşlı komedi’ denilen bir türde
yazdığı oyunda kostümlerle vurgulanan karikatür tiplerle güldürü ögesinin
abartılması seyirci üzerinde tam bir yabancılaşma yaratıyor. Bu yabancılaşma
Brecht’in yabancılaşması değil uzaklaşma. Konunun özü yok oluyor. Oyun bir sirk
gösterisi hâline geliyor. Seyircilerin oyundan hoşlanmasının nedeni özellikle
ikinci perdedeki politik göndermeler saman alevi gibi birden çakıyor sönüyor.
Groteksin abartılı oyunculuğu içinde yaşadığımız toplumda rollerin karşılıklarını silikleştiriyor. Kalıplaşmış tiplerin yaşayan tiplere dönüşmesi
engellenmiş oluyor. Ahmet Vefik Paşa’nın
Osmanlı toplumunun özelliklerini yansıtma ve mahalli tiplemeler yaratmasında becerisinde somutlaşan başarıyı yakalayamıyor.
Toplumun almaya hazır olduğu mesajlar dini ticaret ve/veya politik
hedefin aleti haline getirmiş cemaatlara
dokunuşlarla ilgili. (‘Adalet var kanun var nizam var’ iması. ‘Ne istedi de
vermedim ben ona’) İBBŞT rejisi konuyu o yöne doğru kaydırmaya meyilli. Oysa ki
Tartuffe karakterinin temsil ettiği karakter aslında günlük hayatımıza şu veya
bu şekilde giren din tüccarlığı ile yakından ilgili ve din adamları ile sınırlı
değil. Cemaat ve tarikatları güçlendiren de o iklim. İBBŞT maalesef bu konu ile
ilgili çok dikkatli ve başına iş almak istemiyor popüler olanı kaşımayı tercih
ediyor. Oyuna ip atlama sandalye kapma
oyununu ekleyen Moliere’in doğum gününü kutlayan yönetmen oyunun sonunda Ahmet Vefik Paşa’yı
sahneye getirse hoş olmaz mıydı?
Oyunculuk
ve Tasarım
Çok başarılı bir oyunculuk seyrettim. Oyuncuların
çoğunu tanıyorum ama İBBŞT’nun oyun künyelerinde oyuncu isimlerini oynadıkları
rolleri listelemeden sürü şeklinde vermesini protesto ettiğim için oyuncularla
ilgili özel bir şeyler yazmayacağım. Sadece Elmire ve Dorine rolleri yan roller
değil. Ödül jürilerinin dikkatine sunarım.
Dekor işlevsel ancak kilise çağrışımı uygun değil ve
uzaklaşmaya hizmet ediyor. Kostümler türe uygun ışık iş görüyor besteler ve
koreografi çok başarılı.
Ben Tartuffe’ü kabare olarak hayal ettim. Bir gün
birileri çıkar ve yapar diye umut ediyorum.
Eli yüzü düzgün bir oyun. Seyirci de seviyor. Siz de
deneyin. Yazımı okursanız belki ufkunuza yardımcı olurum. Tartuffe
sahnelemesinin tiyatronun sorumluluk ve görevleri ile ilgili bir parantez ve
tartışma açmasını dilerim. Ben bugün
Ahmet Vefik Paşa’nın yaptığının yapılamamış olmasına üzüldüm.
Melih Anık
Yazımda kullandığım ve alıntılar
yaptığım kaynaklar:
Molier
Tartuffe Orhan Veli tercümesi
Moliere
Tartuffe- Ceviri Ahmet Vefik Paşa Yayına hazırlayan Özlem Pekcan
San Lazzaro
Sahnesi- Yervant Baret Manok- Bgst yayınları
Ahmet Vefik
Paşa’nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Moliere- Melahat Gül Uluğtekin Master tezi
Çeviri ve
Tiyatro: Moliere çevirlerinin Türk Tiyatrosu’na etkisi- Prof.Dr. Abdullah
Şengül
Moliere
Prof.Dr.Melahat Özgü
Oyuncu Eğitiminde Moliere’in Tiyatro Oyunlarının
Yeri, Dramaturjisi, Reji ve Diksiyon çalışması
Öğr. Gör. Tolga Özenç ÖZENÇEL
Oyunun
Künyesi
TARTUFFE
YAZAN : MOLIERE
(JEAN-BAPTISTE POQUELİN)
ÇEVİREN : ORHAN
VELİ KANIK
YÖNETEN : YİĞİT
SERTDEMİR
DEKOR TASARIMI : BARIŞ
DİNÇEL
KOSTÜM TASARIMI : EYLÜL
GÜRCAN
MÜZİK : EMRAH
CAN YAYLI
IŞIK TASARIMI : KEMAL
YİĞİTCAN
EFEKT TASARIMI : SERKAN
YAVŞAN
KOREOGRAF : ÖZGE
MİDİLLİ
DEKOR UYGULAMA : SIRRI
TOPRAKTEPE
KOSTÜM UYGULAMA : AYNUR
DURAN KOPUZ - SİBEL USANMAZ
YARDIMCI YÖNETMEN : TOLGA
YETER
REJİ ASİSTANLARI : HAZAL
UPRAK - ÖZGE KIRDI - DAMLA CANGÜL YİĞİT
SÜRE : 155
Dk. / İki Perde
OYUNCULAR : BENNU
YILDIRIMLAR, EMRE ŞEN, GÜRKAN BAŞBUĞ, MEHMET SONER
DİNÇ, MURAT GARİPAĞAOĞLU, NACİ TAŞDÖĞEN, NİLAY BAĞ, ÖZGE
KIRDI, SEMAH TUĞSEL, TOLGA YETER, YEŞİM KOÇAK, ZEYNEP
GÖKTAY DİLBAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder