1 Ağustos 2020 Cumartesi

Mert Fırat’a Açık Mektup : DAYANIŞMAYA DAVET

Beni hatırlıyor musunuz?

Testosteron için yazdığım yazının altına (2008 yılında)

 11 yaşında bir çocuğu , tiyatronun tuvaletinde kıstırıp (ki oyundaki +18 ibaresi sizin o pek bir babacan ,muhafazakar-yani muhafazadan-kar amaçlı- ruhunuzdaki gibi’

ve

Oyunun arasında Melih Amcası 11 yaşındaki çocuğu ‘erkekler’ tuvaletinin kapısında sıkıştırıp

gibi onlarca hakaret içeren yaratıcılıkları(!) ile hizmet eden ve bana hakaret etmekte birbirileri ile ve  Kemal Aydoğan’a yaranmak için yarışan  oyun arkadaşlarınıza ‘ne yapıyorsunuz’ dememiştiniz. Hatta siz de o koroya katılıp “Kraldan çok kralcıların kendilerini tatmin edecekleri başka alanlara yönelmeleri tavsiye edilir ve bu ‘yorum’ diye adlandırdıkları saçmalıkları tekrar tekrar okuyarak nasıl bir şeyi desteklediklerinin ayırdına varmaları kendileri için yararlı olacaktır. Sözde hassas yaklaşımılarınızı ve yalandan duyarlılığınızın hizmet ettiği çevrelere selam olsun...” ifadelerini içeren benim bazı çevrelere hizmet ettiğimi ima eden yersiz ve haksız ve de önyargılı bir yorum yazmıştınız.  Bugünü değerlendirirken geçmişi hatırlamanızı isterim.

İşte o Melih Anık benim. Ama tanımadığınız tarafım meslek hayatımın tümünün(45 yıl) yerli ve uluslararası ihalelerde geçtiğidir. Hayatım kamu ile ilişkiler, teklif, ihale dosyası hazırlamak, ihalelere katılmak ve sözleşmeler yapmak ile geçti. İstanbul BB ve İzmir BB ile çeşitli belediyelerle ‘işbirlikleri’ içinde oldum. ‘Yaşadıklarımdan bir şeyler öğrendim’ yâni. Bu arada iş yaptığımız kamu idarelerine Ankara’dan açılmış sorgulamalara kamu adına savunmalar hazırladım. İnsan bazen kamuyu korumak adına açıklamalar savunmalar yapmak zorunda kalıyor.  Kurduğum derneklerde kamu özel sektör iş birliği fikrini ortaya atmış çalışma prensipleri önermiş bir kişi olarak kamu ile olan iş birliklerinde kamuya yapışmamak gerekliliğine inanırım.  Kamu ile ilişkiler dikkatle sürdürülmelidir. Meslektaşlar  birbirilerine dayanmalı ve kendi içlerinde cephelerin ve ayrışmaların oluşmasına izin vermemelidir. En sonunda onlar baş başa kalır. Ayrıca dernek yöneticileri üyelerinin dernek kimliğine zarar veren davranışlarını engellemelidir. Bunları da bir hatırlatma olarak bu mektupta olsun istediğim için yazdım.

2008 yılından bu yana (12 yıl olmuş) bini aşan yazı yazdım. Amacım Türk Tiyatrosu’nu kayıt eden yazılar yazmak. Birkaç gün önce Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’na bir açık mektup yazdım. Ondan ses seda çıkmadı. Ardından sizin ‘elzem’ açıklamanız geldi. Size bu mektubumu da o mektubun tamamlayıcısı olarak yazdım.

Başkan’a yazdığım yazıyı okumuş olduğunuzu kendi hesabınızdan yaptığınız ‘elzem açıklama’yı okuduğum zaman anladım. Küçük bir ayrıntı ama Belediye açıklamasında ‘sahne sanatları öğrencilerine bağışlayacağını beyan etti’ denmişken siz ‘bilet satış operasyonu üzerinden alınan pay e-bursum aracılığıyla sahne sanatları öğrencilerine verilecektir’ diyerek adresi kesinleştirdiniz. Hangi sahne sanatları öğrencilerine verilecek sorusunu ben sormuştum.

Açıklamanızda ‘Günlerdir bitmeyen bir polemiğin içine çekilmek isteniyoruz’ diyorsunuz. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Ben sosyal medyadaki onlarca şikayeti bir kenara bırakıp size iki örnek vereyim:

Kemal Aydoğan ‘Ayrımcılık kokan herhangi bir tercih infial yaratıyor. Kimseye haksız diyemeyiz’ demiş.

Fırat Tanış ‘Belli ki Kadıköy Belediye bu üslubun sahibi çapsızı bir şekilde besleyip kol kanat geriyor. Bir Kadıköylü olarak çok utandığımı ifade edeyim. (tiyatromuz bu festivale zaten başvurmamıştı, başvursaydı ve dahil olsaydı tercihi oyunu iptal etmek yönünde olurdu diye düşünüyorum)’ demiş.   

Bu iki isim önemli. Zira Kemal Aydoğan ile Moda Sahnesi’ni ortak kurdunuz.  Fırat Tanış ile birlikte Testosteron’da oyun arkadaşlığı yaptınız. Bana hakaret eden yorumların altında beraberdiniz. Sizin kader arkadaşlarınız.  

Kadıköy Tiyatroları Platformu üyesi Entropi Sahne’nin açıklaması da önemli:  Pandemi sürecinin ilk aylarında Kadıköy Tiyatrolar Platformu adına Başkan Şerdil Dara Odabaşı ve Kültür Sosyal İşler Müdürü Alişan Çapan ile bir yapılan toplantıda dayanışma şenliği önerisi yapıldığı belirtiliyor. Etkinliğe kabul edilmeyen Entropi Sahne ‘Kira stopaj personel gideri ve vergi yükümlülüğü olan kaç tiyatro desteklenmiştir? Hangileri Kadıköy sınırları içindedir?’ diye soruyor.  

Bahtiyar Engin ‘Kişisel olarak aldığım kötü kokulardan son derece rahatsızım ve bunu bazı yakın arkadaşlarım ile paylaştım’ dedi ve Sanat Parkta etkinliğinden çekildi. Bahtiyar Engin’in arkadaşları Levent Ülgen ve Galip Erdal idi.

TİYAP adına açıklama yapan Ali Poyrazoğlu Kadıköy Belediyesi’ne kapsamlı bir mektup yazarak bazı sorular sordu. TİYAP Ali Poyrazoğlu, Nilgün Belgün, Cem Davran, Hakan Gerçek, İlyas İlbey, Volkan Severcan, Onur Şenya, Ferhan Şensoy, Dilek Türker, Metin Uca, Nazif Uslu, Behzat Uygur, Süha Uygur, Yasemin Yalçın, Metin Zakoğlu  gibi Türk Tiyatrosu’na iz bırakmış tiyatro yapıcılardan oluşuyor. Bu sorulara Belediye cevap vermedi.

Ali Poyrazoğlu ile Süheyl ve Behzat Uygur Tiyatrosu etkinlikten çekildiklerini açıkladılar.

 Sizin için bu tiyatro yapıcıların meslek büyüğü olarak anlamı yok mu? Tiyatro Kooperatifi yönetim kurul üyesi olarak bu insanlara yapılan saldırılara karşı çıktınız mı? Oysa bir dernek yöneticisi olarak hem sorumluluğunuz hem de tiyatro yapıcı olarak Türk Tiyatrosu’na borcunuz var.

Sanat Parkta etkinliği için açıklanan ilk listede 15 Tiyatro Kooperatifi 1 Kadıköy Tiyatroları Platformu üyesi vardı. (15’in içinde 2 Platform üyesi vardı.) Çekilmelerden sonra yeni açıklanan listeye iki Kooperatif bir Platform üyesi daha katıldı. 33 gösterinin 17’si Kooperatif 2’si Platform üyesinden. Bunların dışında kalanlar Mehmet Ergen, Genco Erkal, Rutkay Aziz, Murat Daltaban, Berna Laçin, Laçin Ceylan  gibi siyasetin de içinde olan ve/veya fikirleri CHP’ne yakın ünlüler var. Yâni Sanat Parkta etkinliği Kooperatif Belediye ortak yapımı gibi görünüyor. Siz ‘yerel yönetim üzerinde karar aşamasına dahil olacak bir durum hiçbir zaman olmamıştır’ demişsiniz. Bazen dahil olmamak dahil olmaktır. Kooperatifin 59 platformun pek çoğu kooperatifle ortak 30 üyesi var. Yâni Kooperatif Platform toplamı yaklaşık 70 topluluk var. Kadıköy Belediyesi’nin açıklamasına göre 152 başvuru içinden Kooperatif ve Platformdan 19 topluluğun seçilmesi sizi rahatsız etmedi mi? Ben Kooperatif yönetiminde olsam itiraz ederdim. Kooperatif ve Platform dışında yaklaşık 75 topluluk var. Kooperatif olarak onların hakkını da savunmak sorumluluğunu hissetmiyor musunuz? Onlar da sizin üyeniz olsun istemiyor musunuz? Çekilmelerden sonra 2 kooperatif bir platform üyesinin daha seçilmesine müdahale etmeniz gerekmez miydi? Bazen dahil olmamak dahil olmaktır.  Entropi’nin sorusunu sorayım: Sanat Parkta etkinliği içinde yer alan Kooperatif ve Platform üyelerinden kaçının ‘Kira stopaj personel gideri ve vergi yükümlülüğü’ vardır? Sizin için bunun bir önemi var mı?

 Tiyatro Kooperatifi’nin twitter’dan yaptığı açıklamada ‘Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimlerle iş birliği yapmak üzere düzenlenen tüm etkinliklerde…’ denmiş.

Siz ‘elzem açıklamanız’da ‘Hangi tiyatro oyun oynamaya hazır hangisinin şartları müsait öğrenmek için kurum içi bilgilendirme formları hazırlanmıştır. Belediye de formu dolduran tiyatrolar arasından seçim yapmıştır’ ve   Kooperatif adına belediyeye ilettiğimiz başvuru dosyasında yer alan ..’ ifadelerini kullanmışsınız.

Kamu ile ‘işbirlikleri’ yapmış bir kişi olarak merak ettiğim birkaç soruyu size sormak istiyorum. (Umarım cevap vermeyi polemik saymazsınız):

1-      Kadıköy Belediyesi ile de bir iş birliği yapılmış olduğu açık. Bu iş birliği nasıl başladı? Yâni Belediye mi sizi çağırdı yoksa siz elinizde dosya ile Belediye’ye mi müracaat ettiniz? Bu ilişki ne zaman başladı? Entropi’nin bahsettiği toplantıda Kooperatif de var  mıydı?

2-      Kadıköy Belediyesi’nin Sanat Parkta 2020 etkinliğinin fikirsel temeline katkınız ne? Bunca yıldır bedava olan şenliğin biletliye çevrilmesi fikri kimden çıktı? Böylelikle bilet satış ihtiyacı nasıl doğdu? Bilet satışının Belediye dışından bir şirkete ihale edilmesini kim önerdi? Kadıköy Belediyesi’nin bu konu ile ilgili açık duyurusu var mı?

3-      Bilet satış şirketinin seçilmesi için ihale duyurusu yapıldı mı? Yoksa ihale davet usülü mu oldu?  İhale duyurusu yapıldıysa onu, davet olduysa size gelen daveti tarihiyle paylaşır mısınız? Sizden başka kimler katıldı? Katılan firmalarla açık pazarlık yapıldı mı?

4-      Sizin kurum içi bilgilendirme formunu dolduran tiyatrolar(yâni üyeleriniz) arasından belediye seçim yapmış. Üyeniz olmayan tiyatroların nasıl başvurduğu hususunda bilginiz ne? Yâni siz ne zaman başvuru dosyanızı verdiniz? Başvurular için son tarih neydi? Sizin dışınızdaki tiyatro toplulukları ne zaman öğrendi ve  başvuru yaptı?

 ‘Elzem açıklama’nızda ‘yasal sürecin başlatılmış olduğunu’ belirtmişsiniz. Ben tiyatro içinde ‘yasal süreçlere’ karşıyım. Öyle olmasaydı Testosteron yazımın altına siz dahil yorum yapmış olanlar ile davalarım devam ediyor olurdu. Bunun Türk Tiyatrosu’na zararı olur. Ben tarihe bıraktım. Yasal süreçler tiyatroyu değil ticareti düşünenler için bir yoldur. Sizin öyle düşünmeyeceğinize inanmak istiyorum. Bakın sanata önem verdiğiniz için  kazancınızı sahne sanatları öğrencilerine bağışladığınızı ilan ettiniz. Kadıköy Belediyesi Sanat Parkta etkinlikleri bir nevi turnusol kağıdı oldu. Umudum ve dileğim öğretici olmasıdır. Tiyatroya tiyatro yapıcıdan başka dost yoktur. Ağzını tutamayan küstah gençler, türlü hesaplar peşindeki orta yaşlı tiyatro yapıcılar olayları siyasal alana taşımaya çalışan siyasetçiler  bu dalaşın kendilerini de içine alacak bir rip olduğunu anlarlar umarım.

Ama zararın neresinden dönülse kârdır. Kadıköy Belediyesi hiç değilse hemen biletsiz etkinliğe dönmelidir. Belediye ayırdığı tahsisatı katılımcılara geçmiş yıllarda olduğu gibi eşit dağıtmalıdır. Şu ana kadar satılan bilet paraları bir tiyatro fonunda toplanmalıdır.  (Bilet satışı devam edecekse hasılat bir tiyatro fonunda toplanır. Bu katılmayanları içine alan bir sistemle kullanılır. Yani etkinliğe katılanlar meslektaşlarına hizmet etme şansı yakalamış olur.  Bildiğiniz gibi pek çok tiyatro emekçisi zor durumda. Onları düşünerek başka etkinlikler de duyuruldu.) İnanıyorum ki katılımcılar buna itiraz etmeyeceklerdir. Seyirciler de tiyatroya katkı verdikleri için  mutlu olur. İŞTE BU DAYANIŞMADIR. Böylelikle 17 yıldır bilet satışı olmadan yapılan bir festival gerçek kimliğine geri döndürülmüş ve  hayırlı bir iş yapılmış olacaktır.

Saygılarımla.

Melih Anık


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder