29 Temmuz 2020 Çarşamba

Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’na Açık Mektup


Sayın Başkan,

Kadıköy Belediyesi Sanat Parkta adıyla bir etkinlik düzenledi. Tiyatro Yapımcıları Derneği(TİYAP) Ali Poyrazoğlu imzalı bir bildiri yayımladı ve bazı konuların açıklanmasını istedi. Sanatçıların isteği şaibe karışmış bir organizasyonun üzerindeki bulutların dağıtılmasına yönelik bir açıklama duymaktı. Şeffaf olmayan kapalı kapılar arkasında ‘kotarılan’ işlerle ilgili bilginin toplumla paylaşılmasını temin etmekti. Maalesef Belediye sorulara cevap vermek yerine suçlayıcı bir açıklama yayımladı. Kadıköy Belediyesi’nin açıklaması durumun ortaya çıkarılmasından duyulan tedirginlik ve suçluluk duygusu içinde yazılmış gibiydi. Bu yazının tarihine kadar Ali Poyrazoğlu, Süheyl ve Behzat Uygur ile KomediaTürk(Bahtiyar Engin) etkinlikten çekildi. Ben bu açıklamanın satır aralarına gireceğim ve de olayın tarihe kayıt edilmesi amacıyla düşüncelerimi paylaşacağım.

Sosyal medyaya bakarsanız açık açık Tiyatro Kooperatifi’nin ve Kadıköy Tiyatrolar Platformu’nun el altından kendi üyelerine başvuru formları dağıttığının söylendiğini göreceksiniz. Bu kendin pişir kendin ye tarzı iş yapmayı onayladığınızı düşünmüyorum. Tiyatro kooperatifi sizinle işbirliği içinde olduğunu inkâr etmedi. Bu ortaya çıkınca ‘dışarıdan’ da başvuru aldınız. 152 başvurunun  32’sini seçtiğinizi belirtmişsiniz. Sonunda 32 gösterinin 15’i Kooperatif üyelerine 1 tanesi de platform üyesine gitti. 15 içinde aynı zamanda platform üyesi olan iki topluluk var.  Bu göstergenin üzerinde durmak lâzımdı. Buna itiraz eden yılların sanatçılarını  Ama bazı öznel ve meslek içi sıkıntıların Kadıköy ve İstanbul halkının tiyatro hasretini engelleyecek hale gelmesine de karşıyız’ ‘….iradesini meslek içi bazı çekişmelerin gölgesine çekmek ne yazık ki can sıkıcı ifadelerinizle töhmet altında bıraktınız ki o ‘bazı’ sıkıntıların oluşmasında sizin de katkınız var. Tiyatromuzun bölünmesine katkı verdiniz. Birleştirici olamadınız. O kadar ki Baba Sahne ‘kazandığımız parayı Ali İsmail Korkmaz Vakfı’na bağışlayacağız’ diyerek yaşanan olaylardaki yanlışları zımmen telafi etmek istedi. Ama bu kazandığını bir vakfa bağışlamayacak diğer toplulukları da tuhaf bir durumda bıraktı.  Sahne sanatları öğrencilerine bağışı alkışlamanızın nereye gittiğini gördünüz mü?

Pek çok topluluk daha düşük ücretlerle katılımı kabul etmişken’ demişsiniz. Belediye ‘yıllarını bu işe vermiş kişilerin’ daha çok para istediği gibi bir ima yapıyor. Oysa ‘Oyunlardan elde edilen gelir kadar geliri belediyemiz tiyatroculara taahhüt etti’ diyorsunuz. Yâni bilet satışından 1000 TL toplanmışsa o topluluğa ilave olarak 1000 TL de Belediye ödeyecek. Yıllarını bu işe vermiş kişilerin bu konuda bir endişeleri yok. Zira salondaki 350 biletin tamamı onların gösterileri için  satılacak. Onlar 8750 TL alacak.  Belediye 350*25 = 8750 TL daha ödeyecek.  Asıl mesele genç tiyatrocuların durumu. Zira geçmiş senelerde bedava olduğu için herkesin davetiye ile girdiği gösterilere bu yıl bilet alınarak girileceği için seyirci seçme yapmak zorunda kalacak ve genç oyunların bilet satışı -topluluk kendi biletini kendisi alıp dışarıda pazarlamazsa- muhtemelen  daha az olacak. Gelirleri daha az olacak. Belki de maçlardaki gibi son dakika kapıları açacaksınız. Bütün bu ara yollara ne gerek var! Eğer amacınız tiyatro topluluklarına yardım ise tüm katılanlara eşit para ödersiniz. Toplam 280000 (350*25*32) TL  bütçe ayırdığınızı anlıyorum. Bu 32 topluluk arasında paylaştırılırsa her topluluğa 8750 TL düşer. Geçen sene yaklaşık 12 bin lira ödediniz. Bu sene salgından dolayı seyirci sayısının azaltılması vb nedenlerle topluluklar da bu bedeli makûl karşılar. Ama en önemlisi bilet satmazsınız. Halk da zorlanmaz. İlgi duyan her gösteriyi seyreder. Halkçı belediye olmanın gereği de budur. Tıpkı geçmiş senelerde olduğu gibi. Davetiyeli bir festivali biletli hâle dönüştürmemiş olursunuz. Siz toplulukları yarıştırmayı tercih ettiniz. Satış şirketine de iş yarattınız. Halkçı bir belediye kapitalizm kuralları ile oynadı yâni. Bir satış şirketi ile anlaştınız. Bu konu ile ilgili açık ihale yaptınız mı? Diğer teklif veren şirketler hangileri idi ve verdikleri teklifleri paylaşır mısınız? Açık ihale yapmalıydınız. Yaptınız mı? Bir kamu şirketi olarak ihalede bilet satışını alan şirketin sahne sanatları öğrencilerine bağış yapması sizi neden bu kadar ilgilendiriyor? Bunun ihale kanunundaki yeri nedir? Pazarlık usulü mü yaptınız? Bundan şikayet etmiyor mu sizin partiniz? Sahne sanatları öğrencileri kimler? Hangi sahnelerde öğrenciler? Siz kendiniz bu bağışı yapamaz mısınız? Kendi yapabileceğiniz bir bağışı neden üçüncü partiye devrediyorsunuz? Bu noktayı açıklamanızdaki ‘yeni ve umut vaat eden eserleri öne çıkarmayı özellikle tercih ettik’ ifadenizle birlikte sorgulayalım. Sizin böyle bir göreviniz yok Sayın Başkan. Siz Türk Tiyatrosu’na yön verme yükümlülüğünde değilsiniz. Tiyatro topluluklarını ve sahne sanatları öğrencilerini desteklemek de sizin sorumluluğunuz değil. Sizin görev ve sorumluluğunuz halka karşı. Onlara kaliteli iyi ve güzel zaman geçirecekleri sanat keyfi alacakları kendilerinin gelişimine katkı sağlayacak  oyunlar seyrettirmek. Ama bunu da yapamıyorsunuz. Geçmiş yıllarda festival programına aldığınız oyunların çoğunda seyirci oyunların yarısında çıktı. Hem bu yıllardır yaşanan bir durum. Yıllardır yanlış yapıyorsunuz. Parayı sokağa atmış oluyorsunuz.  Emrinizdeki kültür merkezlerinin programları felaket. Kalite ortalaması son derece düşük. Nedim Saban’a kızdığınız için ona bir yıl salon tahsisi yaptırmadığınız konuşuluyor. Doğru mu? Böyle bir şeye nasıl karar verebiliyorsunuz? Bu sene festivalden çekilenlere de benzer yaptırımı uygulayacak mısınız? Korku ile yönetmek halkçı olduğunu söyleyen belediyeye yakışır mı? Sınırlı tepki almanız tiyatro yapıcıların Nedim Saban’ın başına gelenleri bilip korkuyor oluşundan kaynaklanıyor olmasın? Sanatı baskı altına aldığını söylediğiniz iktidardan farkınız ne? Türk Tiyatrosu’na yön vermek için yanıp tutuşuyorsanız Kadıköy Belediyesi Tiyatrosu’nu kurun. O zaman aklınızda ne varsa yaparsınız. Öte yandan ‘yeni ve umut veren’ vurgunuza bakalım. Bu yıl programda olan Yaşamaya Dair 2017, Sevgili Arsız Ölüm 2018, Hakikat Elbet Bir Gün 2019 Özgürlük Park etkinliğinde yer aldı. Yâni yeni değil. Aynı oyunların tekrar etmesi seçilemeyen genç tiyatrolara haksızlık değil mi? Ama yeni olma ve umut verme sizin ilgi ve sorumluluk alanınızda değil. Siz tiyatro jürisi değilsiniz ki! Joseph K, Önce Bir Boşluk Olunca, Tehlikeli Oyunlar ise yıllardır oynanan oyunlar. Yeni değil umut verme zamanları da çoktan geçti.

Sayın Başkan

Yaşananları düzeltme şansınız var. Bir an önce yanlıştan dönün.  Maalesef sonuçlara bakınca iyi bir ekibiniz olmadığını düşünüyorum.  İyi danışmanlar ile çalışın.

Sizin gurur duyduğunuz festival ile ben bir Kadıköylü sanatsever olarak mutlu değilim.

Saygılarımla.

Melih Anık

Not: Eksik kalmış bir husus var. Satılan bilet tutarında yardım Belediyenize bütçenizin altında kalma olanağı veriyor. Yeterince bilet satılamayan oyunlarda siz kârlı çıkıyorsunuz. Daha az para ödüyorsunuz. Bu hoş bir şey değil. Neden hoş olmadığını siz anlarsınız.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder