Topor(1938) 16 Nisan 1997'de ölmüş. Ölümünü haber veren bir
yazıda ondan "Fransız sanatının
yaramaz çocuğu" olarak söz edilmiş. Roland Topor aslında pek çok
şapkayı taşıyan bir insan. Çizer, karikatürist, gravür sanatçısı, romancı,
şarkıcı, oyun ve senaryo yazarı, film ve tv yapımcısı, aktör. Eserleri ile
birlikte şu kelimeler yanyana getiriliyor: absurd-saçma, korkunç, ölümcül,
sert, kışkırtıcı, komik, fantastik, keyif kaçırıcı, gerçeküstü. Fokur fokur
kaynayan bir kazandır Topor'un teknesi. Ama tüm kelimeler bir kelime içinde
erir sanki, isyan. Topor bir isyancıdır.
Joko'nun Doğum Günü 1969 tarihli bir masaldır. 1975'de
masaldan uyarlanarak sahnelenmiş. Eser ne anlatır? Joko, Bay Boroto'nun su
deposunda çalışan bir adamdır. İşçi denilebilir mi? Bence denmez. Bu konuda
Yolcu Tiyatro ile ayrı düşünüyoruz. Bence Joko'nun yoksul olması
vurgulanmalıdır. Oysa Yolcu Tiyatro, Bay Boroto'nun su deposunda çalışan üç
karaktere işçi tulumu giydirerek yorumu baştan isabetsiz bir yere, sınıfsal bir
temele oturtmak istemiş. Bu üç karakteri işçi diye sunduğunuzda onların sırtına
çıkanların da kapitalist(patron) olması gerekir ki oyunda Doktor Fersen, Orospu
Wanda ve "Sir" Barnett'ten bu yorumu çıkarmak ve oyunu işçi işveren
düzlemine yerleştirmek bence zorlamadır. Kaldı ki bu üç karakterin
kostümlerinden yansıyan acayiplik onların komedi yoluyla aşağılanmak istendiğini
gösteriyor. Oyunun Joko'nun yatağında başlaması ve bitmesi oyunun aslında
Joko'nun rüyasında gördüğü bir kâbus olduğunu insanın aklına getirir. Onu da
kabul ederim ama Yolcu Tiyatro bunu kurgulamış mıdır? Hayır. Reji gerçek ile
rüya arasında tereddüt içinde gidip gelmekte, bu tereddütlü hâl ne absurdün ne
de fantastik dünyanın tadını ortaya çıkarabilmekte oyun Joko'yu oynayan oyuncunun
hamallığına acıdığınız bir gösteri hâline dönüşmekte. Joko'nun Doğum Günü,
zenginlerin yoksulların sırtından geçindiği bir dünyanın eleştirisidir. Metin
bize, zenginlerin paralarına çok da güvenmemelerini, paranın satın alacaklarının
sınırlı olduğunu, yoksullar çökerse zenginlerin de çökeceği gerçeğinin
unutulmaması gerektiğini söylemektedir. Bence Yolcu Tiyatro oyuncuların
birbirlerini sırtlarında taşımalarına fazla takılmış. Sahneye baktığımda
rollerinin altında ezilmiş oyuncular gördüm. Fiziksel güce dayanan bir oyunda
sadece provalarla oyuna hazırlanmak yeterli değildir. Oyuncu kendini her zaman
hazır tutmalıdır. Öte yandan sahne hareketlerinin, dansların estetikten uzak
olduğunu, kullanılan dekor parçalarının "durumu kurtarsın" düzeyini
aşamadığını görmek beni oyundan kopardı. Metni okuduğunuzda Topor'un çok da acımasız
olduğunu görüyorsunuz. Amica'nın kesik başı,
Joko'nun ortaya çıkan tüm organları, beyin,
ciğer, dalak, bağırsak, işkembe, yürek, böbrekten oluşan yemek, Wanda'nın
kusmuğu Topor'un oyuna düşünerek kattığı ayrıntılardır. Bunlarsız oyun eksik kalır, duygusu yok olur. Örgü örmenin, pirinç ayıklamanın "mış" gibi
yapıldığı bir düzende tekerlekli yemek tasının sahnedeki hareketi, fona yansıtılan mekan görsellerinden fışkıran
komiklik(!), su deposu niyetine yapılan ve arada bir evde yemek masası olan tezgâhın
oyuncak görüntüsünden yansıyan sakillikleri maddi koşullara bağlamak mümkündür
ama tüm bunlar oyuncuların gerçek teri ile nasıl bağdaştırılabilir? Her oyunun bir rengi, sesi ve duygusu vardır.
Reji bunları ortaya çıkarma yeteneğidir. Yolcu Tiyatro'nun Joko'nun Doğum Günü cızırtılı,
rengi ve duygusu karmakarışık bir gösteri olmuş. Bence oyunun bugünün
Türkiye'sine bu kadar uzak kalması en büyük eksikliğidir. Rejiden kaynaklanan oyunculuk yanlışlarını
dışarıda tutarsak geri kalan her şey müsamere seviyesinde idi. Bu tür
sahnelemelerde, olan oyunculara oluyor ve hak etmedikleri bir düzeyde görünüyorlar.
Oyunu Mine G.Kırıkkanat çevirmiş, Ersin Umut Güler yönetmiş.
Hareket tasarımı Selçuk Gölder’e, yapım ve ses tasarımı Tufan Dağtekin’e, ışık tasarımı
Alev Topal’a, kostüm tasarımı Makbule Mercan’a, sahne İllüstrasyonları ve
grafik tasarım Can Badur’a ait. Oyuncu kadrosu şu isimlerden oluşuyor: AyşeTunaboylu(Anne), Can Dost Verdi (Doktor Fersen), Efe Ünal (Sir Barnett), Merve Dağlı (Wanda), Yasemin Ertorun (Amica), Burak Özen(Baptista), Sercan Dede (Bavastro)
Roland
Topor önemli bir adam. Onunla bu koşullarda karşılaşmak istemezdim. Yolcu
Tiyatro'nun Joko'nun Doğum Günü Topor'u anlatan hiç bir özellik ile
buluşamamış. Son bir şey daha var, bir oyuncu donla selama çıkmamalı.
Melih
Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder