Ali Erdoğan'ın özel bir insan olduğunu düşünürüm. Ayaküstü
yaptığımız kısa sohbetlerimizde saygılı
bir mesafede durur. Bu kendine duyduğu saygıdan ileri gelir. Ben de ona saygı
duyarım.
Ali Erdoğan denince komedi gelir akla önce. Ali Erdoğan
güldüren adamdır. Ama güldürüsü kaba değildir. Onun güldürüsünde hüzün vardır.
Haldun Taner'i sever belki de ondan. Ben de Haldun Taner'i severim. Belki de o
yüzden onu anlarım.
Ali Erdoğan bu kez hüzünlü bir hikâyenin içine güldürü
serpiştirmiş. Yarattığı Eskici tipini ben ona benzettim. Galiba haklıyım.
Oyunun adı: Sevgiler Alıyorum Eskici. Ama şöyle tonlamanız
gerek: "Sevgileeeralıyorummm... Eskiciiiii..." Sokakta dolaşırken bir
yandan da çığıran bir eskici gibi. Eskici sevgi alır mı? Ali Erdoğan'ın
Eskici'sinin niyeti o. Sevgi eskiciye düşer mi? Düşmez. O zaman Eskici'nin, içinde
kurumuş bir çiçek gibi duran sevgiyi uyandırması
sonra da onu sevenin karşısına geçip
"sevgilere açığım sevgileri kabul ederim" demesi gerek.
Oyun metin olarak düzgün akıyor. Yazar Ali Erdoğan Eskici'yi aklından
kalbinden çıkarmış. Ali Erdoğan ve Cihan
Bektaş oyunun aktörleri. Her iki oyuncu da iyi oynuyor. Eskici'nin "tonu" oyuna damgasını
vurmuş. Şarkıcı da aynı "ton"da. Bu, oyunda tek düzelik ve melankoli yaratmaya çok uygun
bir ortam hazırlıyor. Şarkıcı, Eskici'nin
atmosferine çok fazla kaptırmasa daha iyi olacak. Kendisine takılı, başkasını
kendisi için dinleyen bir tip olsa diye düşündüm. Günün sonunda her iki karakterden kökten bir
değişme beklemiyoruz zaten. Şarkıcı'nın
yorumuna katılacak bir renk oyunu farklılaştıracaktır. Müziğin(Polat Karayel) oyun süresince fonda farklı ritmlerde ince ince varlığını hatırlatması fena olmaz mı ne!
"Sevgiler Alıyorum, Eskiciii" iç ısıtan bir oyun. "İnsanı
insana insanca" anlatıyor.
Melih Anık
İKSV'nin yayınladığı istatistiğe göre halkımızın %70 hiç bir sanatsal etkinliğe gitmiyormuş. Bu acı oranı belki biraz aşağılara çeker ümidimle, yazınızı paylaşmaktan mutluluk duyarım.
YanıtlaSilSaygılarımla
Melek İŞLER