125'inci yaşını kutlamaya hazırlandığı bu günlerde Pera Palace Hotel Jumeirah farklı bir etkinliğe ev sahipliği yapmak istemiş. Altıdan
Sonra Tiyatro, Pera Palas'ta Peranın Zamanı isimli "değişik" bir
gösteriye imza atmış. Oyunun dramaturji ve ön çalışmaları daha önce Yokuş Aşağı
Emanetler isimli gösteride ortak yapımcı olan Lokstoff ile birlikte yapılmış.
Seçilen
ana temanın "zaman" olmasını doğru buldum. Agatha Christie, Greta Garbo, Ernest
Hemingway ve Franz Joseph’in kaldığı söylenen odaların kullanılması ve
gösterinin otelin giriş katındaki 'Orient
Bar'da bitirilmesi de "olabilir" bir düşünce. Topluluk, "gösteriyi ünlü kişilerin hikâyeleri
üzerine kurmaktan kaçınmış. Tarihi bir metin yada bir belgesel olsun istenmemiş."
Bu nedenle dört oda ve bir genel mekân
için beş ayrı metin yazılmış. Gülhan Kadim'in anlatımıyla "Odalardaki konuklar, bir döngüye giriyorlar
ve o yaşadıkları anı sürekli yaşıyor hâle geliyorlar. Dolayısıyla oteli terk
edemiyorlar. Anlatıcı 'bellboy’lar da seyircilerden bahar temizliği yapmak
üzere bir yardım istiyor. Seyirciler, bu bahar temizliğiyle birlikte odalara
girip, o karakterlerin, o anlarına tanık oluyor."
Fikir
ve zihinde kurulan hikâye ilginç ama ortaya çıkan gösteri keçiboynuzu gibi. Bunun
nedenlerinden biri gösteride bütünlük olmaması, her şey kopuk kopuk. Genel bir
çerçevesi yok. Diğer bir neden ise Pera Palas'ın "halkla ilişkiler
çalışması" ile gösterinin içeriği arasındaki uyumsuzluk. Otel yönetiminin
amacı ile topluluğun hayâli buluşamamış. İki taraf farklı tellerde çalmış, oynamış.
Seyirci okuduğu duyduğu şeyler ile
gördüğü arasında afallayacak ve muhtemelen tatmin olmamışlık duygusu ile Pera
Palas'tan ayrılacak. Temel neden metin ve kurgunun çok zayıf oluşu. Belki ortaya
çıkan kopukluk iyi bir metin ve dramaturji ile ortadan kaldırılabilirdi ancak Altıdan
Sonra Tiyatro Pera Palas'ın tarihine uygun bir vizyonu yakalayamamış. Yaşlar
ve birikim yetmemiş. Yeterince ön araştırma, okuma yok. (Git Mario Levi'ye danış
bâri.) Bu yapının içinde olduğu zamana bakıp onlarca hikâye üretilebilecekken -örneğin
odalara adlarını veren kişilerin ifade ettikleri duygular üzerinden gidilse o
zaman belki de sır, güzellik, ihtişam ve macera Balo Salonu'nda Mustafa Kemal
Paşa'nın isyanı ile birleşebilirdi- üniversitelilerin elinden ilkokul
seviyesinde bir iş çıkmış.. (Mustafa Kemal Paşa'ya 'bellboy' bir gizli cümle
ile dokunuyor sadece. Ayıptır be canım.)
Kendi ülkesinde çok farklı işlere imza atmış Lokstoff
bizim ülkemizdeki Pera Palas üzerine bir gösteride kılavuz olunca gösteri
çamura saplanmış. "Ben yaptım" demekle olmuyor. Gördün mü
yapamamışsın.
Melih
Anık
Not:
1-Agatha Christie anılarında Pera Palas'ta değil Tokatlayan Oteli'nde kaldığını yazmış. Bu bile bir tiyatrocu için "altın madeni" gibi bir şey olurdu. Tabi ki gösteri tiyatro olsaydı ve ısmarlama olmasaydı yapılabilirdi.
2- New York'da bir kaç yıldan beri devam eden bir gösteri var: "Sleep No More" O da otelde geçiyor. Ben gördüm. Dünya nerede biz neredeyiz.. Üzücü..
Gösterinin
Künyesi:
Yazanlar:
Gülhan Kadim, Seda Özen Yürük, Selen Orcan, Selin Girit, Yaman Ömer Erzurumlu
Yöneten: Yaman Ömer Erzurumlu
Oynayanlar: Aslı Can Kortan, Aziz Caner İnan, Erkan Kortan, Onur Kahraman, Hakan Emre Ünal, İhsan Dehmen, Merve Öztoprak Kantarcı / Seda Yürük, Özer Arslan, Seyfi Erol
Yöneten: Yaman Ömer Erzurumlu
Oynayanlar: Aslı Can Kortan, Aziz Caner İnan, Erkan Kortan, Onur Kahraman, Hakan Emre Ünal, İhsan Dehmen, Merve Öztoprak Kantarcı / Seda Yürük, Özer Arslan, Seyfi Erol
Yardımcı
Roller: Doğa Uğurel, Eyüp Çelik, Güray Doğru, Ozan Talay, Can Erol
Kostüm Tasarımı: Seda Özen Yürük
İşitsel Tasarım: Onur Kahraman
Teknik Tasarım: İhsan Dehmen
Fotoğraflar: Yücel Kurşun
Afiş Tasarım: Muzaffer Malkoç
Kostüm Tasarımı: Seda Özen Yürük
İşitsel Tasarım: Onur Kahraman
Teknik Tasarım: İhsan Dehmen
Fotoğraflar: Yücel Kurşun
Afiş Tasarım: Muzaffer Malkoç
Proje
Koordinatörleri: Can Erol, Gülhan Kadim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder