“ Almanya Kültür
Bakanlığı tarafından desteklenen, Almanya, Türkiye ve Yunanistan ortak yapımı
‘Troyalı Kadınlar’ projesi, Euripides’in yabancılık, ön yargı, savaşın
sebepleri ve sonuçları gibi konuları kadın perspektifinden ele aldığı
tragedyası ‘Troyalı Kadınlar’ı yeniden yorumlayarak sahneye aktaran
uluslararası bir proje. Ortak köklerimizi ortaya çıkarmayı, bu çıkarımı
yaratıcı bir süreçte değerlendirirken büyük antik tiyatro yazarlarından biriyle
günümüz tiyatro deneyimi arasında bağ kurmayı amaçlayan çok kültürlü bu proje
için “Troyalı Kadınlar” Antik Yunanca orjinalinden tekrar çevrildi ve oyun Almanca,
Türkçe, Yunanca oynanacak şekilde uyarlandı. Almanya’da Altenburg ve Gera
kentlerinde kapalı gişe oynayan oyun, Samos Genç Sanatçılar Festivali’ndeki
gösterimlerinden önce ENKA Kültür Sanat’ın mekan sponsorluğunda 11 Ağustos
akşamı ENKA sahnesinde ve 13 Ağustos akşamı Tiyatro Medresesi’nde
tiyatroseverlerle buluşacak.”
Proje ortakları, Theater&Philharmonie Thüringen
(Almanya), Tiyatro Medresesi (Türkiye), Samos Genç Sanatçılar Festivali
(Yunanistan)
Oyun başlamadan çok yüksek seslere anlamlar yüklememiz
gerekti. Konuyu bilmeyen biri gibi duymaya çalıştık. Ne deniyor? Savaşan
insan ve silah sesleri, acılı insanların çığlıkları. Bir kaos var, kesin. Sözler
zor anlaşılıyor. Dilden dile geçerken kulaklar, ne denildiğini anlamakta
zorlanıyor. Belki de anlaşılmak değil istenen sadece atmosfer. Araya katılmış
müzik.. Müzik galiba tarihi derinliği anlatıyordu. Tarihin aralanmış perdesi..
Sahneyi kapatan üç parça perde vardı. Zorlukla okuyabildiğim kadarıyla Almanca,
Yunanca ve Türkçe olarak oyunun metninden parçalar yazılıydı. Bu arada
oyuncular seyirci arasında dolaşıyor tanıdıkları ile sohbet ediyordu. Epik bir
dokunuş. ‘Biz oyuncuyuz ama şu anda
sizlerden biriyiz. Kostümler içinde sahnede görünce bize yabancılaşmayın ama
oyuna yabancılaşın’ der gibiydiler.Söyledikleri iyi oldu !
Bence çok uzun süren ve kulaklarıma gürültü gibi gelen ruhuma
sıkıntı veren yüksek volümlü sesler bitti, oyun başladı. Seyircilerin arasından
daha önce onlarla kucaklaşan iki erkek oyuncu, gitse de perde açılsa dedirtecek
kadar çok konuştu. Nihayet üç parçalı perde düştü. Kadınlar çıktı ortaya. Medrese’de devamlı beden çalıştıklarını duyduğum ve
bedenini çok iyi kullanan Erdem’i de bildiğim için ilk izlenimim beni şaşırttı, sahnedeki kadınların çoğunun
sahne bedenleri ve duruşları hiç estetik değildi. Oyun süresince bu görünüm
beni oyuna yabancılaştırdı. Evet ‘Troya
yerle bir’ olmuş dedim içimden. Kadınlar
soruyor: ‘Ben ne olacağım? Onlara ne
oldu? Onlara ne olacak?’ Soruların
bu kadar kişiselleştirilmesini sevmedim. Troya bence bir milletin kaybettiği
savaşa ve ülkenin geleceğine duyduğu öfke ve acının hikâyesidir. Sorular bence
herkes kendini nasıl kurtarırım diye çabalıyor gibi geldi. Solo kadınlar
konuşurken koronun mırıldanmasından bir müzikalite bekledim doğrusu. Sırası
gelen konuşuyor. Anlatmak değil de metni okuma(kıraat) öne çıkmış. Oyun
provası yapılıyor da daha tam bitmemiş, oyun seyircili provalarla
geliştirilecekmiş sanki. Kendi başına adım atamayan Menelaos’un abartılı
topukları ile ne anlatılıyor? Hele ‘pencereden
kar geliyor’ türküsü oyunu yerele bağlamıyor, komik yapıyor. Trajedinin böyle şenliklisini ilk kez gördüm desem yalan olmaz. Sahnede göbek atmanın da bir estetiği olmalı. Burada herkes kafasına göre
takılıyor.Gariptir, tüm ekip oynayamıyor da. Sondaki ağıt da insanın gönlüne
dokunmuyor. Yabancıların kırık Türkçesi kulağımı tırmaladı.
Oyunun künyesi ile ilgili bilgiye çok zor ulaştım. Oyunda Alman, Türk ve Yunanlı oyuncuların yanı sıra Burkina Faso'dan iki, Bulgaristan'dan bir oyuncu varmış. Seyrettiğim belgeselde yönetmen Bernard Stengele 15 oyuncuyu da sahneye çıkarmak istediğinden bahsediyor. Sanırım bu gayret de oyunu bozmuş. Belgeselde gördüğüm 'yaratıcı süreçte' ortak şarkılar söylenmiş çalışmalar sırasında. Bu ortaklık sahneye yansımamış. ' Ortak köklerimizi ortaya çıkarmayı, bu çıkarımı yaratıcı bir süreçte değerlendirirken büyük antik tiyatro yazarlarından biriyle günümüz tiyatro deneyimi arasında bağ kurmayı amaçlayan çok kültürlü bu proje' yaratılamamış.
Oyun üç dilde oynandı. Bir dialogu bir tiratı üç ayrı dilde
dinlemek zorunda kaldık. O zamanlar üst yazı icat edilmemişti belki ondan. Bu
oyunun hızını düşürdü. Ama bana daha da garip olan üç dilden dolayı bazı
karakterleri üç ayrı kişinin oynaması ama üç ayrı kişinin ‘aynı’ olmasıydı. Biri
söylüyor diğerleri diğer iki dilde aynı şeyleri tekrar ediyordu, tercüme
ediyordu. Üçü birden sahneye çıkıyor üçü birden sahneden çıkıyordu. Ben bu
kadar anlam yüklemeye uğraştığım çok az
şey seyrettim. Metin düzenlemesi, aynı zamanda bilimsel danışman olan arkeolog Prof. Dr. Ulrich Sinn tarafından yapılmış. Bilimsel olarak doğruluğuna inanırım ama tiyatral olmadığını kesinlikle söyleyebilirim. Elbette bunun kabahatinin bir kısmı da dramaturg Felix Eckerle'ye ait.
Troyalı Kadınlar beni yüreğimden vuran bir trajedidir. Metni
okurken içim kabarır. İçine düştüğüm kuyudan çıkmak isterim. Boğazım
düğümlenir. Bunların hiç birini bulamadım, seyrettiğim Troyalı Kadınlar da. Bana
aceleye gelmiş, bulunan bir fon ziyan olmasın diye apar topar kotarılmış bir oyun gibi geldi.
Erdem’e de Celal’e de yakıştırmadım. Oyun tanıtım yazısını keşke benim gibi dışardan
oyunu seyrederken okusalar. Euripides'in Troyalı Kadınlar'ı ile ruh beraberliği yok. Kendi ruhu var mı? Maalesef o da yok.
Yazının başlığı ‘Başka Türlü Bir Troyalı Kadınlar’ Bence ‘türlü’
gibi olmuş ama tatsız bir türlü.
Melih Anık
Not: Uzun aramalardan sonra bulabildiğim, oyunun künyesi:
Künstlerische Leitung und Regie: Bernhard Stengele
Textübertragung und wissenschaftliche Beratung: Prof. Dr. Ulrich Sinn
Projektassistenz: Celal Mordeniz
Bühne und Kostüme: Marianne Hollenstein
Musikalische Leitung: Ömer Avci
Dramaturgie: Felix Eckerle
Anzeige
Mitwirkende:
Çiğdem Aksüt, Ece Çelikçapa, Anne Diemer, Chara-Mata Giannatou, Milena Ivanova, Manuel Kressin, Öykü Oktay, Rachelle Oudraogo, Katerina Papandreou, Johanna Paliege, Mechthild Scobanita, Erdem Senocak, Ouelgo Tené, Ilgaz Ulusoy, Katharina Weithaler, Esra Yaşar, Burcu Yilmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder