Yazılarım çeşitli (bazılarının varlığını tesadüfen
öğrendiğim) medya organları tarafından yayımlanmaktadır. Bir süredir uygulamalara bakarak vardığım sonuç
nedeniyle bu açıklamayı yapmam gerekli olmuştur.
Değişen yayımlanma zamanlaması, sıklığı, sayısı, sosyal
medya aracılığıyla duyurulması vb ile içeriğe bağlı olarak “kullanımı”nın sonuçlarına
bakarak yazılarımla ilgili bir “yayın strateji”nin varlığını kanıtlamak zor
olsa da en azından bir “keyfiliğin” olduğu reddedilmez bir gerçek olarak ortaya
çıkmaktadır. Bunun, beni ilgilendirdiği kadar, yazımın konusu olan tiyatroyu/yönetmen/oyuncuyu
da ilgilendirdiğini düşünüyorum. Bu noktada,
yayımcı tercihlerinin, kişisel hedeflerin, sosyal çevre içindeki konumların ve
ilişkilerin etkisi ve zorlaması altında kaldığı gerçeğinin varlığını ihmal etmemek
hatta bir yere kadar hak vermekle birlikte benzeri tutumların, yayımcılık
alanında elde tutulan gücün farklı amaçlar için kullanma niyet ve eğiliminden kaynaklandığı izlenimini
vermektedir. Bu gibi hususlar, kendimi
bir başkasının değerlendirmesine bırakmışım ve kendimi ilgilendiren bir konuda bir başkasının
stratejisinin “kuyruğu” olmuşum gibi bir görünüşe neden olmaktadır. Öte yandan bana defalarca ifade edildiği için
şunu kesinlikle söyleyebilirim ki editör/yayımcı, yazımla ilgili yorumları kendi süzgecinden
geçirmek yani bir anlamda benim yerime ve benim iyiliğim(!) adına bir ön eleme
yapmak zorunda kalmaktadır. Böylelikle
okuyucumun doğrudan tepkisini alamamam gibi bir sonuç
yaratılmaktadır ki bu da okuyucusunun eleştirilerinden, uyarılarından
yararlanması gereken “yazar” için önünü
görmesini engelleyici bir duruma yol açmaktadır. Bu, aynı zamanda yorum
haklarını keyiflerince kullananlara ulaşma hakkımı kullanmamı olanaksız hale
getirmektedir. Ayrıca yazılarımı "kullanan" tarafların kimliği, gitgide
cepheleşen tiyatro dünyası içinde bir cephenin tarafı ya da karşısında olmak
gibi, yoruma açık bir resme dikkat çekmekte ve niyeti kuşkulu bazı kişilere “gün
doğmakta”; bu beni, kontrolüm dışındaki bir sürecin ve sonucun parçası haline
getirmektedir. Bu nedenlerle bu yazımın
yayımlandığı tarihten itibaren bu tarihe kadar yayımladıkları yazılarım ile
ilgili kararı, yazılarımı yayınlayan medya sahip, yönetici ve editörlere
bırakarak bundan sonraki yazılarım için TÜM yazılı medya sahip, yönetici ve editörlerinden ricam şudur:
Yayımlamak
istediğiniz/ilgi duyduğunuz yazılarımın TÜMÜNÜ değil, içinden en çok 150
sözcüklük bir kısmını yazımın başlığını değiştirmeden yayınlayabilirsiniz. Yazımın
altına, ismimi ve yazının orijinaline ulaşılabilecek adresi eklemenizi rica ederim. Yazılarım bu
ricama uyacak tüm yayımcılara açıktır.
Bugüne kadar şahsıma gösterilen ilgiye ve desteğe teşekkür
ederim. Tüm tiyatro camiasının bu konuda gereken hassasiyeti göstereceğini
umuyorum.
Saygılarımla.
Melih Anık
İstanbul'da sevdiğim bir tiyatro olan İKİNCİKAT tan,sizin vasıtanızla bahsetmekten geçemiyeceğim.Lütfen İKİNCİKAT'ı tanıyın ve oyun seyretmeye gelin.Ünlü sanatçıların oynadığı oyunları belki de ünlü sanatçılar eşliğinde seyredeceksiniz.Belki Türkan Şoray,belki Nedim Saban,belki şu an aklıma gelmiyor.Ne ünlü sanatçılarla ünlü sanatçıların rol aldığı oyunları izlemişiz.Ben izledim ama...
YanıtlaSilİkinci Kat'ı tanıyorum. Bir kere o salona gittim ve seyrettiğim oyunu yazdım. Ne yazık ki salonlarını sevmiyorum.
YanıtlaSil