Son zamanlarda konuştuğum dostlarım bana tiyatro ödülü ile ilgili fikrimi soruyor. Ülkemizde “dağıtılan” tiyatro ödülleri ile ilgili düşüncelerimi geçmişte yazmıştım ama ayrıntılı bir ödül tasarısı yazmamıştım.
Ülkemizdeki tiyatro ödüllerinin öznel olduğu herkesin malûmu. Ödüllerin bir şeyi ölçtüğü de yok verilene ne kattığı da meçhul. Dikkat ederseniz “verilen” diyorum. Oysa “kazanan” diyebilmeliyim ama diyemiyorum. Ödül veriliyor daha sonra ALAN, “kazandım” diyor bizde. Zira ödül nesnel değil, kriterler belirsiz ve değişken, ödül veren alandan daha çok gündemde. Daha da tuhaf olanı kısıtlı bir çevrede olanlar oluyor ama sonuçlar Türkiye’ye mal edilmek isteniyor.
Ödül jürisinde olmam için gelen teklifleri kabul etmiyorum. Nedeni ise şu: ülkemde çok zor koşullar altında tiyatroyu yaşatmak için kendini “ateşe atanlar” görülmezken İstanbul, Ankara gibi merkezlerde tiyatronun ödül dağıtımı ve alkışı beni utandırıyor.
Kanımca bugünkü haliyle tiyatro ödülleri çerezdir, eğlenceliktir. Hele ödül kategorilerinin bunca dallanıp budaklanması; ödül verilenin beğenmezse reddetmesi; her kategoride üçer beşer aday gösterip kalabalık yaparak Oscar töreni taklidi gecelerde ödül verilmesi de tuhaf geliyor bana. Hayatının en önemli sözünü ödül gecesine saklayanlar, o önemli sözü söylesin diye ödül yoluyla sahneye çıkarılanlardan da “saman alevi”nden de sıkıldım. Öte yandan salonlar arasındaki büyüklük, bilet ücretlerindeki parasal ve toplulukların olanaklarındaki aşırı farklılıklar nedeniyle yaşanan dengesiz ve haksız durumlar, ödülün nesnelliği üzerinde büyük bir baskı yaratmaktadır.
Bu güne kadar ödül alanlar beni kınamasın onlara bir dediğim yoktur. Ödüllerini güle güle seyretsinler, reklâmlarında kullansınlar. Alan razı veren razı ne diyeyim! “Hiç olmasa daha iyi mi” duyacağım en berbat cevaptır. “Ehven-i şer” yani kötünün iyisi ile geçiyor ömürler. Biz kötünün iyisini bulduk diye sevinmeli miyiz? Bunu değiştirmek için ne yapacağız? Ülkede oyuncular sendikası kurulup adam gibi temsil etme görevi yerine getirilmedikçe bu, hep böyle konuşulacaktır. O zaman istenirse, tiyatrocular kendi adaylarını belirler ve daha akademik bir ödül sistemi ile ödül verilir. Benim önerdiğim de “seyirci ödülü” olarak devam eder ya da karma bir sistem yaratılır.
Şimdi herkes ödül verme peşinde. İyi de farkı ne olacak öncekilerinden?
Görüşlerimi şöyle özetlemek isterim.
Genel Prensipler:
Ödül organizasyonunu tiyatrocular yapmalı ve seçim,seyirci oylarına bağlı olmalıdır.
Ödül için başvuru esası getirilmelidir. Ödüle aday olmak için oyun sahipleri başvuru yapmalıdır. Her başvuru kabul edilir; her oyun bir defa aday olabilir.
Ödüle başvuru yapan tiyatrolar her oyun için bir ücret öderler. (Başvuru ücreti gelir gider dengesi ile belirlenir.) Aday oyunların her türlü evrakına “ödül adayı” damgası vurulur, ödül alan oyunların her türlü evrakında “ödül” damgası yer almalıdır. Ödül komitesi aday olan oyunlar için ortak bir broşür hazırlar, günceller ve dağıtır.
Ödülün para ödülü olmalıdır.(Her dalda verilecek maddi ödül gelir gider dengesi ile bulunur.)
Ödül fonu için ayrıca bir sponsorluk ve katkı payı yönetmeliği hazırlanır.
Ödül Komitesi aday olan tiyatrolardan birer temsilci ile oluşur. Temsilciler kendi içlerinden 5 kişilik icra kurulu seçer. Görev bedelsiz yapılır.
Ödül kategorisi az ve öz olmalıdır, yardımcı oyuncu, komedi dram ayrımı olmamalıdır.
Aday olan oyunun ilk gösterisinden önce, başvuru ücreti yatırılmış ve adaylık damgası tüm evraklara basılmış olmalıdır.
Oy verme 15 Mayıs’ta biter. Her oy verme kutusundaki oylar belli aralarla noter tarafından torbaya konulur, damgalanır ve saklanır. Noter gerekli değerlendirmeyi, kontrolü yapar ve sonuçları saklı tutar. Sonuçlar 1 Haziran’da bir ödül töreni yapılarak açıklanır.
Uygulama Prensipleri:
Ödül için yarışmak isteyen topluluklar baş vurur, koşulları kabul ettiğini belirten kısa bir sözleşme imzalar.
Oyunlar için her fuayeye şeffaf olmayan kilitli bir kutu ve formlar konur, bir köşe oluşturulur.
Seyirci salondan çıkarken eğer oyunu beğenmişse formu doldurur kutuya atar.
Formda şu hususlar vardır:
Salonun ve Oyunun ismi (Basılı)
Beğenilen oyuncu ismi: Birden fazla olabilir
Beğenilen öge (Dekor, kostüm, müzik, dans, efekt, ışık vb ) Biri, birkaçı ya da hepsi
Oy verenin ismi, telefonu , eposta (ve ev) adresi, doğum günü
Üzerinde tarih,sahne ve şehir ismi olan oyun bileti forma zımbalanır.
Ödülle İlgili Diğer Hususlar:
Oyun beğenilmişse yazar, yönetmen de beğenilmiş sayılır. “Oyun beğenilmemiş ama oyunun bir ögesi beğenilmiş olamaz mı?”sorusunun cevabı “Şimdilik bu değerlendirme dışıdır, tiyatro dünyamız geliştikçe bu ince ayrıntılar değerlendirilir” olmalıdır.
Her tiyatro, aday oyunu için oy verilmesini hatırlatır ama seyirciyi yönlendirmez.
Kilitleri noterde olan oy kutuları, oyunu aday olmuş tiyatronun güvenliği ve sorumluluğundadır.
Oy verenler arasından çekilecek kurada kazanan üç kişi takip eden sezonda ödül adayı tiyatrolarda geçerli olmak üzere iki kişilik “davetiye kart” kazanır.
Oy verenler arasından her ay çekilecek kurada kazanan üç kişiye takip eden sezonda ödül adayı tiyatrolarda geçerli olmak üzere doğum günü armağanı olarak iki kişilik açık tiyatro davetiyesi verilir.
Oy verenler arasında kurayla bir kişiye takip eden sezonda ödül adayı olan tiyatrolarda geçerli olmak üzere iki kişilik “gala kart” verilir.
Davetiye kart, gala kart sahipleri öncelikli yer alma hakkına sahiptir.
Oy verenler ödül töreninin doğal davetlisidir.
İlk aşamadan itibaren sayı sınırlaması olmadan her yıl eski tiyatroculara “Tiyatronun Çınarı” onur ödülü verilir. “Tiyatro Çınarı Ödülü” Ödül Komitesi tarafından kararlaştırılır.
Ödüller ile birlikte toplam oy sayıları da açıklanır.
Beğenmeme oy tasnifinde dikkate alınmaz.
Oyunun İLK sahnesi ve şehrinin belirlenmesinde aday tiyatronun beyanı esas alınır.
Oy Matematiği İçin Bir Öneri
Amaç turne yapılmasını teşvik, ödenekli , özel tiyatrolar arasındaki haksızlıkların giderilmesidir. Oranlar öneri niteliğindedir. Bu oranların tespiti için bir deneme süresine ihtiyaç vardır. Oy matematiği ve tanımlara(kamu salonu, 50 kişilik salon vb) bağlı esaslar, Ödül Komitesi tarafından hazırlanır ve her beş yılda bir yeniden gözden geçirilir.
Özel tiyatroların oynadıkları oyunların oy sayısı aynı şehirdeki her değişik sahne için yüzde beş; başka şehirlerdeki oynanışlarda yüzde on arttırılır, turnede değişik sahne katsayısı uygulanmaz. 50 kişiden az kapasiteli salonlarda oy sayısı yüzde yirmi arttırılır, turnede bu oran kullanılmaz. Tüm düzeltmelerde artış oranları matematiksel toplam olarak yansıtılır. Oy matematiğinde her sahne ve şehir bir kere dikkate alınır.Eşit çıkan oylarda sıralama için performans sayısına bakılarak karar verilir.Kamu tiyatroları için bu kurallar işletilmez.
Elbette bu öneriler uygulamadan alınan sonuçlara bakılarak zamanla düzeltilmelidir. Amaç , zihinlerde tarafsız ve şaibesiz hakça bir ödül nasıl olmalı sorusuna en doğru cevabı aramak ve vermektir.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder