Seyretttiğim
gece oyun, bana bir şeylerin tam olmadığına dair bir takım izlenimler verdi. Doğrusu
salon kahkahalar arasında iken ben tebessüm edemedim. Uzun zamandır futbol
seyircisi ruhunu kaybetmiş olmamdandır belki. Seyirci yerini tribün haline
getiren sahnedeki kale, yedek kulübesi, skorbord, yeşil çimen ve tabii ki
futbol topu bende bir itilme yaratmış olabilir. Oyunun tiyatro seyircisi için değil
de stattaki futbol seyircisi için yapılmış olduğunu düşündüm. Bu fena bir şey
değil tabii ki. Futbol seyircisi bu tür oyunlarla tiyatroya ısınacaksa çok da
memnun olurum. Belki o zaman Bursaspor Teksaslılarının yaptığı gibi oyunda
takımlarına küfreden(!) Beşiktaşlı var diye şehirlerine festival için gelen
tiyatro topluluğuna, o oyuncuyu oyundan çıkartması için baskı yapmaz,
isteklerini yaptıramaz ve şehrin tüm ileri gelenleri de bu baskıya boyun eğip
susmazlar. Erkekler, Futbol ve Dahası denilince benim aklıma gelen 'daha' işte
bu.
30 Mayıs 2018 Çarşamba
17 Mayıs 2018 Perşembe
Türk Tiyatrosu'nda Ödül Felaketi
Her yıl
Nisan ve Mayıs aylarında İstanbul'da ödül felaketi yaşanıyor. 'Ülkemizde'
diyemiyorum zira ödüller İstanbul'da küçük bir çevrenin ilgi alanı içinde. Her
yıl çeşitli isimler altında yenileri 'türeyen' ödüllerin jüri üyeleri ile
adaylar arasında esen bir heyecan fırtınası(!) ortalığı kasıp kavuruyor(!) Küçük
bir grup kendi arasında eğleniyor.
Ödül
sürüsünün lokomotifi Afife Ödülleri. O belli olunca arkadaki katar kendini
ayarlıyor. Afife'de adı geçmeyenler diğer ödüllerde değerlendiriliyor(!)
Böylelikle herkese boncuk veriliyor.
Ödüller
Türkiye'ye hâkim olan zihniyetin aynası. Yanlışları göstermesi gereken tiyatro,
ödüller ile nasıl bir bataklığın içinde olduğunu ifşa ediyor. Bu yazı son on
yıllık bir takibin sonucudur. Madde madde yazayım:
15 Mayıs 2018 Salı
Bergama Tiyatro Festivali'nde Terzopoulos ve 'Ajax The Madness'
'Ajax The Madness' birincisi(2018) yapılan Bergama
Tiyatro Festivali'nin kapanış gösterisiydi. Programda, kağıt üstünde,
Terzopoulos ve Attis Tiyatro isimleri festivalin zirvesini belirliyordu. İki
gece önce saatlerce süren yağmura ve yağmur riskine rağmen açık hava sahnesi Asklepion'u
dolduran seyirci kadar bir seyirci topluluğunu cezbetmemiş olsa da böyle bir
gösteri için hiç de kötü sayılmayacak, çoğunluğu gençlerden oluşan bir topluluk
vardı. Kuyrukta beklerken sohbet ettiğimiz Menemenli iki genç tiyatro ile yakın
bir ilgileri olmadığı halde böyle 'ışık oyunları' olan değişik gösterilerden
hoşlandıkları için orada olduklarını söyledi. Oyunun bir yerinde aktör iki
elinde tuttuğu ufak su dolu plastik torbaları başının üstünde birbirine vurup
patlatınca çıplak bedeninde kırmızı ışık altında parlayan su damlalarını coşkuyla
alkışladı seyirci. O zaman Menemenli gençlerin söylediği aklıma geldi. Seyirci
'action' seviyordu. Sahnedeki aktör,
içinde sakladığı bıçaklar olan yumruklarını karnına vurup bıçakları saplar gibi yaptıkça
arkamızda oturan iki -yaşı bizimkine yakın- kadın çok heyecanlandı. Ama keyf
aldıklarını da çıkardıkları seslerden anlamak mümkündü. Onlar da 'action'-severdi.Bu
seyirci oyun sonunda yerinden fırladı ayakta alkışladı oyuncuları ve
Terzopoulos'u. Bence o da 'action'dı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)