İstanbul Devlet Tiyatrosu oyunu Kendi Gök Kubbemiz bence
sezonun en önemli oyunlarından biri. Oyunu seyrettiğim günden bu yana epey bir
zaman geçti. Bu süre içinde ben Yahya Kemal ile haşır neşirdim. Okudukça konu derinleşti, derinleştikçe yazmaktan korkmaya başladım. Neyi nasıl yazmalıydım?
Öte yandan çok da keyifli bir yolculuk oldu ve devam ediyor.
14 Ocak 2019 Pazartesi
9 Ocak 2019 Çarşamba
Tiyatro Sezonu Açılırken İki Oyun(Batı ve Ruki) ve Oyun Önerilerim
Geçen sezon sonunda başlayan iki oyun Batı ve Ruki farklı
görünse de aslında aynı konuya dokunuyor: Öteki(leştirme). Batı'nın yazarı Rémi
De Vos(Fransız) Ruki'nin yazarı Rike Reiniger(Alman), Batılı. Batı 2000'li yıllara ait bir hikâye, Ruki'nin
geçtiği zaman 1930'lar. İkisinde de faşistler var. Aradaki 70 yılda dünyada
değişen bir şey yok.
İki oyun da yönetmen başarısı ile öne çıkıyor öncelikle.
Arzu Bigat Baril(Batı) ve Reha Özcan(Ruki) çok başarılı metin okuması yapmış, yalın,
sade, titiz ve derin. Batı, Kirpi Tiyatro, Ruki DeepBleuIdeas (Ustaların
Sahnesi) Yapımı.
Tiyatromuzda Avangard Örnekler: Araf(Kuzguncuk Sanat) ve Son(İBBŞT)
Avangard 1830'lardan itibaren önce siyaset sonra sanatın
diline giriyor. Aslında askeri bir terimdir ve "birliğin öncü kolu"
için kullanılır. Bu yolda yürüyen sanatçıların amacı "insanlığın
hülyalarını, tarihin menzillerini canlandırıp, modernliğin fikir hayatını
kurmaktır"("avangard kuramı" İletişim yayınları)
"İlericilik" olarak anlaşılan avangard, "yabancılaşma"yı
getirir. "Avangardın şok, skandal, şaşırtma gibi teknikleri medyanın ve
eğlence dünyasının standart trükleri
arasına girer."(a.g.e.) "Trük"ler ortaya çıktıkça avangard da
yoldan sapma eğilimi gösterir. "Öncü" olmaktan daha çok
"şaşırtıcı olma, şok etme" öne
çıkmaya başlar. Türkiye sanatı da avangard akımlardan etkilenir. Bizdeki
avangard dünyadaki gibi felsefi bir nitelikte değildir. Gerekçeleri, nedenleri
de çok tartışmalıdır. Genellikle dünya ile iletişimi olan sanatçılar tarafından
"ithal" edilir. Bir anlamda taklittir. Farklı sanatçıların algısına
göre biz de avangardı kendimize göre algılamaya başlarız. Dünyada çıkışı ve
gelişimi olayların dönemlerin felsefi değerlendirmelerine bağlıyken bizim
avangardımız sonuçla ilgilenir ve şekilsel denemeler olarak ortaya çıkar.
Meselâ "in-yr-face" böyle gelir yerleşir bizim sahnelerimize. Giderek
"taklidin taklidi" olacak kadar da "derinleşiriz"(!) bu
konuda.
2 Ocak 2019 Çarşamba
Tiyatro Nok'tan Geriye Ne Kaldıysa
Tiyatro Nok hayatları aynı erkekle kesişen iki kadının
hikâyesini Tufan Afşar rejisi ile oynuyor. Erkeğin iki kadından da çocuğu var. Biri
evlilik ilişkisinden diğeri evlilik dışı ilişkiden. Çocuklardan biri diğerinin
iliğine muhtaç. Verici çocuğun annesinin
o erkek hakkındaki iddiaları bir süre önce mahkemece reddedilmiş. Kadın evlilik dışı ilişki yaşamış olduğu erkekle ilgili hesabı zihninde kapatamamış. Ama ilik nakli için onun izni
gerekiyor. İki kadın geçmişin yükü ile
karşılaşıyor. Biri kızını kurtarmak istiyor diğeri ise elindeki kozu kullanarak
aşağılanmış olmanın bedelini ödetmek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)