Alaaddin, 1001 Gece
Masalları içinden bir Doğu hikâyesi. Batı bu hikâyeleri yıllardır sinemada,
sahnede kullanıyor. Başka bir ifadeyle kaynağı allayıp pullayıp Batı'nın Doğu algısını yeniden oluştururken (Orientalizm) hikâyelerin de "üstüne
oturuyor". Doğu kendi hikâyesini perdede, sahnede "ağzı açık"
seyrediyor. Hatta hikâyenin kendisinden çıktığını bile unutacak hâle geliyor.
Bu, kapitalizmin emperyal oyunlarından biri. Aladdin işte böyle bir yapım. Aslına bakarsanız artık Doğu ve Batı yok, Batı
ve Batılılaştırılan Doğu var. Bu algı
ile bakarsanız Aladdin ve benzeri "oyunlar" bir amaca hizmet
ediyor. Ben "Ay çok şirin Aladdin'i
oynayalım" dendiğine inanmıyorum. Bu kararın arkasında iyi bir hesap kitap
olduğunu düşünüyorum. Disney bu işi iyi yapıyor. Broadway müzikalleri bir üst/üstün
aklın yarattığı stratejik bir yapı bence. Bu üst/üstün akıl dünyayı tiyatro ile
şekillendiriyor. Tiyatronun gücü bu. Ülkemizde tiyatroyu kısır ve sığ bir tartışmanın
sınırlarına sıkıştıran "akıl"larımıza sesleniyorum. Adamlar Alaadin'i
çalmış senin beynini oyuyor ağabey sen ne diyon?
12 Ekim 2016 Çarşamba
10 Ekim 2016 Pazartesi
Heisenberg (Manhattan Theatre Club-Broadway)
Ülke olarak Broadway'e çok yakın olmadığımız bu nedenle de
oraya yolumuz düştüğünde bir göz atıp geldiğimiz yada "oralar" medyada karşımıza çıkan bir haber başlığından fazlası olmadığı için Broadway'de
seyrettiğim bir oyun hakkında yazacağım yazının da bizim gözümüzden anlamlı
olabilecek özellikleri anlatmasına çalıştım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)