Gül’e Ağıt gerçek bir olayı tiyatrolaştıran bir oyun. Güldünya Tören(1982-2004) akrabasının tecavüzüne uğradıktan sonra hamile kalan ve aile kararıyla öldürülen Bitlisli genç bir kadın. Olaydan sonra köyünden uzaklaştırıldı. Bir tanıdık yanında çocuğunu doğurdu. Kardeşi tarafından öldürüldü. Ülkemizde sonu gelmeyen töre cinayetlerinin sembollerinden biri oldu. Aileler arasında kan davası Güldünya Tören’in ölümünden sonra devam etti. Güldünya’nın babası 2011’de tecavüzcüyü öldürdü. Güldünya’yı öldüren ve 23 yıl hapse mahkum olan ve de 8 yıldır cezaevinde olan kardeşin kalp krizinden öldüğü açıklandı. Babanın tecavüzcüyü öldürmesi ile ilgili dava sürerken Kartal Adliyesinde bıçak ve sopalarla kavga eden iki aileden 7’si ağır 30 kişi yaralandı. Aileler arasında süren kan davası 2013’de bir caminin konferans salonunda yapılan barış yemeği ile sona erdirildi. İki ailenin bireyleri birbirlerine kesme şeker ikram etti. Kutsal kitapları altından da geçen aileler birbiriyle öpüşüp barış yemeği yedi. Baba müebbet hapis cezasına çarptırıldı.(vikipedi) Oyun Güldünya’nın öldürülmesi ile son buluyor. Aslına bakarsanız onun ölümünden sonra yaşananlar trajikomik. Bir camide kutsal kitaplar altından geçilerek ve kesme şeker ikram edilerek yenilen barış yemeği Pirus zaferine benziyor. Keşke bu öpüşmeli barış yemeği oyunun sonuna eklenmiş olsaydı. Bir oyuncunun özeti de yeterdi. O zaman dramatik yapıdan çıkarak olayı aklımızla görmemiz mümkün olurdu.
Yazar
Oyunun yazarı Deniz Altun(1968) İstanbul
Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü mezunu. Bir
süre kültür sanat muhabirliği ve halkla ilişkiler alanlarında çalıştıktan sonra
Sarıyer Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Bölümünde çalışmış. Ardından Yüz Yüze
Tiyatroyu kurmuş. Oyuncu yönetmenliğinin yanı sıra çeşitli kurumlarda
eğitmenlik de yapmış. Oyunu 2004 yılında katıldığı Oyun Yaz Projesinde yazmış.
Mehmet Ergen ile tanışması bu vesile ile olmuş. Mehmet Ergen Bakırköy Sanat
Tiyatrosu’nda oyunu sahnelemiş. Yazar ile Mehmet Ergen işbirliği sonraki
yıllarda da devam etmiş. Yazar Talimhane Tiyatrosu’nun yaratıcı ekibinde yer
almış. Pek çok oyunun yaratılmasında Ergen ile birlikte çalışmışlar. Altun şu
anda Kadıköy Belediyesi Gençlik Sanat Merkezi’nde eğitmen olarak çalışmakta
Çatı Tiyatro’da ise Süpervizörlük yapmaktadır.(Broşür)
Yukarıdaki kısa özgeçmişi İBBŞT’nın oyun broşüründen
aldım. Oyun Mehmet Ergen’in Genel Sanat Yönetmenliği döneminde İBBŞT
repertuvarına girmiş. (İlk oyun 23 Şubat 2022) Broşürdeki yazar özgeçmişi o
dönemden kalma. Yazarın hayatına Mehmet Ergen çerçevesinden bakmak hem Ergen’in
hem de yazarın tercihi sanırım. Özgeçmişten oyunun nasıl doğduğu yeşerdiği ve
çiçek açtığı üzerine bir şey söylememiz mümkün değil. Her görev aldığı
pozisyona oyun yaz projesini yanında taşıyan Ergen’in projelerinden çıkan kötü
oyunları da seyrettim. Ergen’in kendisinin övgüsü sayılabilecek oyunlara destek
olması doğal. Ancak Deniz Altun’un öz
geçmişine bakınca oyun yazmanın aslında yazarların kendi yeteneklerinin ve
birikimlerinin sonucu olduğuna herhangi bir kişinin oyun yazma atölyeleri
ile yazar olmayacağı hususundaki görüşüm
değişmedi. Konu ile ilgili öne çıkan husus gençlerin gözünü boyayan şeyin
birinin eteğine tutunarak başarılı olunacağı düşüncesi. Oyun yazma
atölyelerinin ve oyunculuk eğitimlerinin
bu hususu gereğinden çok öne çıkarmış olmasını sevmiyorum. Oyun
yaz projesinde yolu Ergen ile kesişen Altun onun vasıtasıyla önce Bakırköy
Şehir Tiyatrosu’na sonra da Ergen’in Genel Sanat Yönetmeni olmasıyla İBB Şehir
Tiyatrosu’na girmiş. Elbette arkanızda
genel sanat yönetmeni de varsa oyunun
kurumlarda yararlanacağı olanaklar da o ölçüde fazla oluyor. Ancak bu noktada
Gül’e Ağıt’ın hakkını yemek istemem. Deniz Altun iyi bir oyun yazmış. Oyunun
Devlet Tiyatroları tarafından da oynanması da bunu gösteriyor elbette. Gül’e
Ağıt 2017-2019 yılları arasında Diyarbakır Devlet Tiyatrosu tarafından Ebru Nil
Aydın yönetmenliğinde sahnelenmiş. Neredeyse tüm Doğu illerinin Devlet
Tiyatroları sahnelerinde seyirciyle buluşma fırsatı bulmuş. Buna Güldünya
Tören’in memleketi olan Bitlis de dahildir. Ama Gül’e Ağıt gibi başarılı
onlarca(belki yüzlerce) oyun edebi kurullardan geçemiyor ve sahnelenemiyor.
Böyle işleyen bir düzenin hakça olduğu söylenemez.
Yönetmen
Özgür Kaymak Selçuk Üniversitesi Devlet
konservatuvarı Oyunculuk Ana Sanat Dalı’ndan mezun. 2001’den bu yana İBB Şehir
Tiyatrosu’nda oyuncu ve yönetmen olarak çalışmakta. Yazdığı yönettiği Son İBB
Şehir Tiyatrosu’nda egemen olan
geleneksel dramaturjinin dışında bilimkurgu türünde distopik avangard bir
oyundu. Uyarlayıp yönettiği Mavi Kuş’u seyredemedim ama seyrederim diye Mustafa
Kutlu’nun romanını okumuştum. Mustafa
Kutlu’nun özgeçmişinde Adımlar, Hisar,
Türk Edebiyatı, Düşünce, Yönelişler gibi dergiler, Zaman gazetesi, Yeni Şafak
Gazetesi Kanal 7 tv’yi görünce ister istemez zihinlerde canlanan imaja rağmen
Özgür Kaymak’ın Mavi Kuş’u uyarlayıp kulağıma çalınanlara göre kurum içinde de
karşı bir tepki almasına rağmen yönetmesini önemli bulmuştum.
Reji
Sofitadan sarkan tül perdeler altında yarım daire
yükselti ve ortadaki dönebilen daire platform oyun alanını belirliyor. Tülleri
Gül’ün saf ve temiz hayalleri ortada dönebilen platformu insanları değirmen
taşı gibi ezen törelerin sembolü olarak okudum.(Dekor tasarımı Zuhal Soy) Broşürdeki fotoğraflardan anlaşılmıyor ama
yarım daire platformda oturanlar ortadaki değirmen taşı nedeniyle ilk beş altı sıradaki seyirciler için geride ve basık kalıyor.
Mizansende değirmen taşının daha çok kullanılmasını isterdim. Zira ezilen
sadece Gül değil tüm aile fertleri. Gül’ün öldürülmesi ile tüllerin sahneye
düşmesi iyi olurdu diye düşündüm. Hayal sahnelerinin güzel olduğu
kanısındayım. Daha iyi olabilirdi diye
düşündüğüm sahneler Ağa’nın mekanı ve
Gül’ün sığındığı arkadaş evi. Sahne
önüne kurulması zaman alan bu sahneler oyunun bütünselliğini gösteren tül
perdeli alanın dışında kalıyor. Ayrıca oyunun genel dekorundaki metaforik
anlatım o sahnelerde fazlasıyla maddi ve aykırı. Tabii ki hayatın gerçeği
denebilir ama tiyatronun da bütüncül anlatımı var. O sahnelerde parçalanmakta olan
Gül’ün hayal dünyasını sembolize eden tül perdelerin parça parça kopması iyi olurdu. Benim aklımdan geçen
yarım daire platformun soldaki ucunun koparılıp kopan tüllerle kaplanıp ağa
koltuğu, sağdaki ucun koparılıp gene tüllerle kaplanarak bir divan olması. Bunlar hazır olarak dışarıdan gelebilir veya hayal sahnesindeki üç beyazlı oyuncu uygulayabilir. Özellikle arkadaş evindeki ayrıntılı dekorun
fazla olduğunu düşünüyorum. Her şeye rağmen genel olarak rejiyi çok başarılı
bulduğumu ve oyunu keyifle seyrettiğimi söyleyebilirim.
İBBŞT’nın oyuncuların isimlerini oynadıkları rol
isimlerini vermeden sürü halinde vermesine çok kızıyorum. Bu oyunda da aynı
alışkanlık devam ediyor. Oyuncuları tanıyor olmama rağmen onları tek tek
değerlendirmemem benim protestom. Oyunculuk kalitesinin yüksek olması oyunun
keyifle seyredilmesinin en önemli nedeni. Kadroda çok da sevdiğim oyuncular
var. Onları ismen anmamak bana hissettirdiklerini paylaşamamak beni üzüyor. Köyün
delisini oynayan oyuncu öne çıkıyor. Müzik ışık dekor ve kostüm tasarımları
genel başarıya katkı sunan ögeler.
Gül’e Ağıt İBBŞT repertuvarının iyi oyunlarından
biri. Keşke hâlâ ülkemizi utandıran töre cinayetleri olmasa ve ağıtlar bitse. İşin üzücü yanı da
o.
Melih Anık
Künye:
GÜL’E AĞIT
YAZAN DENİZ
ALTUN
YÖNETEN ÖZGÜR
KAYMAK
MÜZİK OKAN
KAYA
DEKOR - KOSTÜM TASARIMI ZUHAL SOY
IŞIK TASARIMI
MURAT SELÇUK
EFEKT TASARIMI
HAMZA DEĞİRMENCİ
OYUNCULAR
ASLI NİMET ALTAYLAR, UĞUR DİLBAZ, HİKMET KÖRMÜKÇÜ, İSKENDER
BAĞCILAR, ÇAĞRI , BÜYÜKSAYAR, CAN TARAKÇI, AYŞEM YAĞMUR ULUSOY, FAHRİ KINCIR, TARIK
ŞERBETÇİOĞLU, TARIK KÖKSAL, CÜNEYT ARDA PAMUK, UĞURTAN ATAKAN, MURAT ÜZEN, GÜLSÜN
ODABAŞ, YASEMİN GÜVENÇ
YARDIMCI YÖNETMEN
ÖZGÜR DERELİ
REJİ ASİSTANLARI YASEMİN GÜVENÇ, CEYSU AYGEN, DERYA
KEYKUBAT
DEKOR UYGULAMA
SIRRI TOPRAKTEPE
KOSTÜM UYGULAMA ONUR UĞURLU
IŞIK UYGULAMA GÖKHAN KONUR
EFEKT UYGULAMA HAMZA DEĞİRMENCİ
SAHNE TERZİLERİ
NEZAHAT TUNA, SELMAN BADUR
SAHNE KUAFÖRÜ
ERAY KABİLOĞLU, İBRAHİM AYDEMİR
SAÇ TASARIM VE UYGULAMA UFUK CAN, ORHAN TOPÇU
AKSESUAR SORUMLULARI BİLAL KURUOĞLU, İLYAS ÖZCAN, TUNAHAN
ALTUN, KADİR KARATAŞ
SAHNE TEKNİSYENLERİ YUSUF ŞAHİN, SEYİD KIRDI, BURAK
YILMAZ, DURSUN SARIAHMET, MERT ALİ METİN , FATİH MEHMET ÖZKARDAŞ
FOTOĞRAFLAR SADİ AYAN
BROŞÜR UYGULAMA KORAY GÜN
İlk Oyun: 23 Şubat 2022, Harbiye Muhsin Ertuğrul
Sahnesi
Süre: 125 Dakika / İki Perde