Sosyal medya herkesin fikirlerini ortaya attığı bir yer. Geçen gün bir tiyatro oyuncusu ile aramızda geçen konuşmayı paylaşacağım. Aralara düşüncelerimi yazacağım.
Şöyle bir paylaşım yapmıştım:
Melih Anik : Seyretmek istemeyeceğiniz oyun nedir diye sormuştum bir kaç gün önce. Tabii ki tiyatro camiası cevap veremez. Yârin zülfünden korkarlar. Benim listemde Azizname(Y.erten) ve Tarla Kuşuydu Jüliet(içinde engin alkan olan) var.
Buna gelen cevap ve devamı aşağıda:
OYUNCU: Tiyatro camiası derken bütün
herkesi zan altında bırakıyorsunuz..Kendi adıma o sorunuzu görmedim, görsem Nalınlar,
Çil horoz,Derya gülü gelirdi ilk olarak aklıma...
( Nalınlar ve Derya Gülü Necati Cumalı’ya Çil Horoz Oktay Rıfat’a ait.
Yazarları öbür diyara uçmuş. Şu anda da bu oyunları oynayan bir tiyatro yok.
Oyuncu bana cevap vermiş gibi yapıyor ama benim verdiğim CANLI örneklerin
benzerlerini söyleyemiyor. Olabilir. Şu sırada onun için öyle bir oyun yoktur ama ‘zan altında
bırakıyorsunuz’ ne? Cevap veren ondan başkası çıkmadı. Diyelim ilgilenmediler
görmediler. İlgilenseler görseler yazarlar mıydı? Hayır. Görmezden gelmek
sesini çıkarmamak tiyatro âleminin özelliği değil mi? Yahu bu kardeşler
arkadaşlar benim yazılarımı okudukları halde ses veremiyor. Her ödül
haksızlığına göz ve kulaklarını kapatıyorlar. Ben benimle yaptıkları
konuşmalardan bilirim. Bana hak verir ama seslerini çıkarmazlar. Hatta ‘biliyorsun
ortamı’ falan derler. Yâni ben onlardan öğreniyorum ortamın öyle olduğunu. Bu
oyuncu da ortam çok uygun kendisi de cengavermiş gibi davranıyor. Beni de zan
altında bırakmakla suçluyor)
Cevap verdim:
Melih Anik Yaşayanlardan örnek verseniz? Benim örneklerime bakar mısınız?
Oyuncu: evet
tabii ki,izlemediğim, okumadığım hiç bir noktaya yorum yapma adetim yoktur. Azizname
oynarken ben bölgelerde, yılda 3 oyunda oynuyordum.
(Satır
aralarında ne var? İzlemediğin okumadığın oyunlar hakkında yorum yapıyorsun
diyor. Yücel Erten’in Azizname’sini ve de Engin Alkan’ın Tarla Kuşuydu Jüliet’ini
seyretmişsem yeni sahnelemede ne yaptılar diye merak eder miyim? Etmem. Ayrıca
bu internet çağında oyundan kısa videolar fotoğraflar paylaşılıyor. Onlara
bakmaz mı insan! Ben bakarım. Onlardan da yönetmenlerin kendilerini
aşamadıklarını havanda su dövmeye temcit pilavını yeniden ısıttıklarını anlamak
zor mudur? Oyuncu saldırarak savunuyor kendini. Ama Azizname oynanırken yılda
üç oyunda oynaması seyretmemek için bir mazeret sanki. Azizname son 20 yıldır o
kadar çok oynandı ki hangi oynanışından bahsediyor bilmiyorum. Ülkemizde
Azizname’yi kaçıramasınız.)
Konuyu açmak için yazdım:
Melih Anik Şimdi oynanan oyunlar arasında seyretmem diyeceğiniz oyun yok
mu?
o Oyuncu : Ben Istanbulda
yaşıyorum, izlemeden çok nadiren, izlemem diyorum,fakat en önemlisi, o kadar
çok cenazem oldu ki bu yıl (benim sorunum tabii ki)yeni sezonda,kendi beğeni
çerçevemde, izledikten sonra, kendi öznel fikrimi beyan edeceğim oyunlar
olabilir, izlemeden,izlemem demek pek adetim değildir ama bir oynun da 30 bin
versiyonunu(başka eller dokunmadıysa)izlemek pek adetim değildir
(Yâni İzmir’deki Azizname’yi izlemek kısmet
olur mu bilmem diyor. Gene aynı vurgu: izlemeden çok nadir izlemem derim. Kaçak güreşiyor ama bana
dokunacağını düşündüğü imaları yapmaktan da vaz geçmiyor. Son cümlesi yola
geldiğini gösteriyor ancak gizli itirafım mı yapıyor emin değilim. Azizname ve
Tarla Kuşuydu Jüliet’e yönelik bir ima var.)
Melih Anik Anlaşamadık gene. Ama zan altında bıraktığımı kolaylıkla
söylüyorsunuz. İzlemeden iması da ayrıca bir dokundurma. Ne sorduğumu hiç
anlamamışsınız. Verdiğim örnekler de size bir şey söylememiş.
Oyuncu: yoo
anlıyorum, siz,sizinle aynı fikirde olmayan ya da gözlemlemek için zaman
isteyen insanların, sizi anlamadığına inanmak istiyorsunuz belki..Aynı fikirde
olmak zorunda değiliz ki...Siz ile sohbet çok keyifli ve değerli, iyi ki aynı
fikirde değiliz (bazı konularda) Haa bu arada ben dokundurmayi çok sevmem,içimden geçeni
söylerim, sizin gibi
(Gene bir suçlama: ‘Sizinle(benimle) aynı
fikirde olmayan ya da gözlemlemek isteyen insanların sizi anlamadığına inanmak
istiyorsunuz belki. Aynı fikirde olmak zorunda değiliz ki.’ Benimle aynı
fikirde olmayan insanlarla bir meselem yok. Ben pek çok insanla aynı fikirde değilim.
Benimle de aynı fikirde olmayan yüzlerce kişi olabilir. Ama aynı fikirde olmadığım
insanların beni anlamadığına inanmak istediğimi nasıl uyduruyor? (Benim dilime
cümle aklıma fikir yerleştirenlerden nefret ediyorum) Benim sorum açık ve net:
Seyretmek istemeyeceğiniz oyunlar var mı? Örnek de vermişim. Konuyu da ‘Aynı
fikirde olmak zorunda değiliz ki’ye getirmiş. Benim hakkımda kendi karar
veriyor ve havari olup sıyrılmaya çalışıyor. Başkalarının fikirlerine saygı
gösteren(!) biri o. Dokundurmayı da sevmezmiş. Hadi canım.)
Devam etmeye değmez. Hatta Oyuncu’nun
hayatımın içinde kalmasına da gerek yok. Oynadığı yönettiği oyunu seyretmem de
gereksiz.
Melih Anik ‘Anlamsızlaşmaya başladı bu konuşma. Geceniz hayrolsun’
dedim ve kapıları kapattım.
Melih Anık