31 Aralık 2018 Pazartesi

Sezonun Sürprizi: Hadi Sevişelim (Tiyatro Teras)



Cinsellikle ilgili meseleleri çözememiş bir  toplumda yaşıyoruz. Cinsellik ve seks 'mahrem'in alanına giriyor. 'Ayıp yorgan altında' yâni. Ama seks, toplumun ikiyüzlülüğünün de aynası. Freud 'Cinsellik insan hayatında çok önemli bir rol oynar' demiş. Yıllar önce okuduğum 'Sevgi ve Şiddetin Kaynağı' isimli eserinde Erich Fromm diyor ki:  'İnsan eğilimlerinin en tehlikeli ve en kötüsü üç insan eğilimini belirtir: ölüm sevgisi, hastalıklı narsizm ve birlikte yaşama-aile içi zina saplantısı. Bu üç eğilim birleşince toplumsal ve bireysel çürüme başlar. Çürümeyi önlemenin yolu yaşam sevgisi, insan sevgisi ve bağımsızlıktır.' Çözümü Freud önermiş: 'Konuşma yoluyla tedavi'. Bilinç altı çöplüğünü boşaltmazsak bilinç baskıdan kurtulamıyor.  




Yazının girişini yaptım. Yâni peşrev çektim.  Bizde sevişmenin giriş aşamasına 'peşrev' deniyor. Kelimelere yüklediğimiz imalı anlamlar da bir bilinç altı kusması sayılabilir. Daha ne kelimeler neler neler var. 'Hadi Sevişelim' ismi, oyunu seyrettiğimizi söyleme zorluğu yaratıyor. Oyunun özgün ismi 'Let's Have Sex'. Tercüme eden ne yapsın! Yanlış anlaşılmalara neden olan isme bakıp karar vermeyin. Hiç de beklediğiniz gibi değil. 'Beklediğiniz neydi?'



Oyunun yazarı Valentin Krasnogorov. '1987-1991 yılları arasında  Leningrad Oyun Yazarları Derneği'nin Başkanlığını yürütmüştür. Aynı zamanda bilim alanında doktor, profesör olan yazar kimya mühendisliği alanında kitaplar da yazmıştır. 1991-2006 yılları arasında İsrail'de yaşayan yazar Haifa kentine Belediye Başkan vekili seçilmiştir. 2006 yılından bu yana St. Petersburg'da yaşamaktadır.'(vikipedi) Viki yazarın  komedi, tragedya, satir, grotesk, absurd, ve lirik türlerde eserler verdiğini söylüyor. Tanıştığımıza memnun oldum.

Hulki Aktunç'un bir sözü var: 'Beynimiz cinselliğe katılmazsa kalbimiz sakatat' Hadi Sevişelim beyninizi cinselliğe katılmaya davet eden bir oyun. Bu şekilde kalbiniz sakatat olmaktan kurtuluyor. Aktunç sonradan 'Kalbinizi cinselliğe katmazsanız beyniniz sakatat' da demiş. Kısaca beyni ve kalbi sakatat olmaktan kurtarmak elinizde. Hadi Sevişelim bu konuda bir ayna, bir öneri. Gerçek ile hayâl arasında gülünç ile üzünç arasında gidip geliyor.



Oyundaki Karı diyor ki: 'Bu hayat herkesi çıldırtmak için yeterli. Hiç gerçek anlamda yaşadım mı? Ne gördüm? Ne yaptım? Ev – iş, ev – iş, ev – iş... Peki, evde ne oluyor? İşte ne oluyor? Hayatım nerde? Onunla ne yaptım? Yapacak tek bir şey kaldı – sevişirken kendimden geçmek ve bütün o saçma, önemsiz sorunlarımı unutmak. Zaten üzülmeye değecek şeyler değil ama yine de beni bunaltıyor ve yoruyorlar. On dakika için de olsa kendimden nefret etmemek. Bir saniye olsun düşünmemek. Hatırlamamak. Umursamamak. Sadece hissetmek. Hayatta olmanın keyfini, zevki. Almanın ve vermenin hazzını. Kadın ve erkek her zaman bir nevi savaş halinde ve sevişmek, tek barış anı, karşılıklı anlayışın ve cezbetmenin tek alanı. Yalnız hissetmediğin tek an. Bir birleşme, hayatla yeniden barışma'

Karı sevişme üzerine konuşuyor ama söyledikleri yaşam, sevgi ve barış üzerine bir felsefe aslında. Fromm'u okumuş sanki, çürümemek istiyor. Freud'un kanapesinden konuşuyor bilinçaltını temizliyor sanki.  Diğer rolleri tanıdıkça onların da çürümemek istediklerini anlıyorsunuz.

Oyunda beş kişi var. Karı, Koca, Kız, Profesör ve beşinci kişi. Rollerin ucu açık. Herkes olabilir. Beşinci kişinin kimliğini vermek istemedim. Mekândan da bahsetmiyorum. Neresi olabilir? Bunlardan bahsedersem yazım 'spoil' içerir. Bazıları oyunun sürprizi kaçmasın ister. Keyifli olan kendi yolculuğunuzu yapmaktır. Ben baştan itibaren anlamlandırmak için seyretmeden önce oyunu okumak isterim. Bu sefer de çok iyi oldu. Bu şekilde yönetmenin başarısını an ve an izlemek imkânını buldum. Evet başarılı bir oyun bu. Bence yılın ilk beşinde olmalı.

Yönetmen yapay ışıklarla kendi içine kapalı bir mekân kurmuş. Yönetmenin akışı arada bir yavaşlatıp dört kişinin bilinç altlarındaki yalnızlığı vermesi güzel bir mizansen. Rejide içinde yaşadığımız topluma yapılan göndermeleri çok beğendim. Metni 'yerlileştirme' fikri doğru.  Bence oyun daha fazlasını da kaldırır. Anket iyi fikir.  Oyunun budanması ve arasız oynanması da doğru. Sahne ışıklarının oyuncular tarafından ayarlanması da oyunun epik özüne uygun. Oyuncular da çok başarılı epik(hikâye eder gibi) oynuyorlar. Keşke oyuncuları dışarı çıkarıp getirmese imiş. Sahneden çıkanlar seyirci arasına girip otursa nasıl olur? Böylelikle beşinci kişinin dışarıdan gelmesi hepimiz için anlamlı olurdu. Zira sahnede gördüğün dört kişi var ya onlar sensin benim biziz. Beşinci kişinin dört kişiyle ayrı ayrı diyalogunda odaklanmış ışık ile kişilerin genel çevreden soyutlanması iyi olur gibime geldi. Bu soyutlayanın kendini soyutlamasına bir altlık olurdu sanki.

 Tiyatro Teras (Shyqyri Caushaj (Şükrü Çavuşay)) kendi yetiştirdiği oyuncularla bu oyunu yapmış. Oyuncular ekip olarak çok başarılı. Hepsi iyi ama Erdi Kökerer bir adım önde. Yarattığı Profesör 'ciddi' bir karikatür. Ödül jürileri onu hemen 'umut veren' etiketinin içine koymaya çalışacaktır ama öyle olmamalı bence. Yaşına bakmayın oyununa bakın derim. Oyunu tercüme eden ve Karı rolünü oynayan Defne Kar'ın oyunculuğu size oyunun sonu hakkında fikir verebilir. Ortama mesafeli duruyor sanki olacakları biliyormuş gibi(!) Benim seyrettiğim gece Koca'yı Ozan Kaya Oktu oynadı.( Mert Efe Eray ile değişerek Koca rolünü oynuyorlar.) Ozan Kaya ödüllü bir oyuncu. Ödülü hak etmiş. Kız(kurusu) Sevinç Aktan'ın çizdiği role alışmak biraz zaman alıyor. Ama o kadar uzun değil. İlk beş dakikada o sizi rolüne inandırıyor. Ondan başkası olmazmış gibi geliyor size. Yusuf Özhan Tali oyunun beşinci oyuncusu. Girişi ve hiddeti aklımda canlandırdığım gibi değildi ama ondan isteneni başarıyla vermiş olduğunu düşünüyorum.  

Salih Topçuoğlu(kostüm), Aytekin Dağtekin(dekor-ışık), Cihan Ayhan(koro şefi), 
Berk Kirtiş(müzik aranje), Berkay Sarıoğlu(asistan), İrem Tatlı(grafik tasarım) oyun ekibinin diğer üyeleri. Dekor, ışık, kostüm ve müzikler çok başarılı.  Oyunu sevmemdeki en önemli husus tüm ögelerin bir bütünlük içinde olması. Tiyatro Teras'ın mekân olarak biraz yüksekte ama temiz ve düzenli olması da kendimi orada iyi hissetmeme neden oldu.

Hadi Sevişelim gerek oyun metni gerekse reji açılarından sezonun iyilerine dahil edilmesi gereken oyunlardan biri. Derinliği olan bir metinden yönetmenin buluşları ile seyredilmesi keyifli, komik ve düşündürücü bir oyun çıkmış ortaya. Oyunun gerçekliği size(seyirciye) kalmış. Bu kadar güldüğüm ciddi bir oyun az seyrettim. Beyin ve kalp sakatat değildir. Seyir listenize alın.

Melih Anık


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder