28 Haziran 2022 Salı

İncir Ağacını Kestiler

 Komşumun  bahçesindeki incir ağacı kesilirken aklımda hep 'o' incir ağacı vardı. Necip Fazıl'ın Bir Adam Yaratmak oyunundaki incir ağacı. Oyunda incir ağacı bir karakterdir. Oyunun baş rolü Hüsrev'in babası bahçedeki incir ağacına asarak intihar etmiştir. Hüsrev geçmişteki bu olayın tesiri altında kalmıştır. Kendisini şöhrete ulaştıran  'Ölüm Korkusu' oyunu bu tesirin bir yansımasıdır.  Dost sandıklarından yediği darbeler Hüsrev'e babasının seçtiği yolu hatırlatır. Ama annesi bahçedeki incir ağacını kestirmiştir.

Sanat çevrenize farklı bakmanız neden olur. Testereyi tutan el için incir ağacı odundur size göre ise Hüsrev'in incir ağacı yâni bir karakter. Elektrikli testerenin dişleri arasında yok olan incir ağacının sızısını hissedersiniz. İncir ağacı acı çeker  inlediğini duyarsınız. Asırlık ağacın bir dalını kesen elin  zorlandığını ağacın dalını  vermemek için  direndiğini görünce bu direnişe saygı duyarsınız. Ama heyhat sonunda ağaç testereye boyun eğer ve betonun üstüne düşer dal dal yaprak yaprak. Aslında etrafını saran beton döşemenin cenderesi içinde bir kaç yıldır nefes darlığı çekmektedir. Toprağa sarılmak için göz yaşı gibi döktüğü yapraklar beton üstünde çürür, toprağa kavuşamaz. Ev sahiplerinin ona olan ilgisinin azaldığını hissettikçe incirler  dalda olgunlaşmadan yere düşer.  Oysa incir ağacı yanına dikilen üç katlı eve rağmen bir fidandan koca bir ağaç olmanın gururunu yaşamıştır. Evin altına inatla köklerini uzatmış toprağın altında görünmeyen egemenliğini ilan etmiştir. İncirleri ballı ballı döküldüğü zamanlarda çevresinde koşuşan çocukların çığlıkları onu sevindirmiş onları sevindirmek için daha çok ve ballı incirler vermiştir. Evin bir ferdi gibi hissetmiştir kendini yıllarca. Ev sahiplerinin onun yere düşen yapraklarından yemişlerinden rahatsız olduğunu aklına bile getirmemiştir. Yaşlı ev sahipleri çocukları büyüyüp evden gittikten sonra başbaşa kaldıkları bu evi çekip çevirmekte oldukça zorlanmışlardır.  İncir ağacı onlar için evde baktıkları  ağzına yemek verip altını temizledikleri çok yaşlı bir yakın gibidir artık. Gölgesinden bile sıkıldıkları olur arada bir. Evet zor bir karardır ama çaresi yoktur.

Ben ağacı tanıdıktan sonra evin önünden her geçtiğimde bahçe duvarının arkasından incir ağacına bakardım. Bugün de kesilmemiş derdim içimden. Belki de vazgeçtiler.  Bir akşam üzeri kapı önünde oturan evin hanımına rastlamıştım.' İncir ağacının altına file gerseniz dökülenler orada birikse' demiştim umutsuz bir cevabı bekleyerek. 'Yok' demişti kadın, 'onunla uğraşmak daha da zor. Haber verdik bekliyoruz. Birisi gelecek kesmek için. İşi çokmuş.'  Ben kaçamak bir selam gönderdim incir ağacına dostunun yüzüne bakamayan birisi gibi. Ne çabuk dost olmuştuk biz bu incir ağacı ile. Konuşmadan. Bir kahve içimlik zamanda. Varlığını çok da umursamadığım incir ağacının içinde bulunan bahçenin önünden geçerken evin sahipleri ısrar etmişlerdi. Biz de içeri girmiştik. O zaman bahsetmişlerdi  bize incir ağacını bekleyen sondan. Belki de incir ağacı o gün anladı neler olacağını. Ben kahvemi yudumlarken pek konuşkan olan ev sahibi erkeğin dediklerini dinliyor ama incir ağacının sert kuvvetli gövdesine bakıyordum. Bir ara  okşadım. Bir ağacı okşadınız mı dost olursunuz onunla. Bu böyledir.

 Kendileri kesemediler ağacı. Kolda derman ister elektrikli testereyi kavramak . Ayrıca yıllarca yârenlik ettikleri ağacı kendi elleriyle kesmek de gelmedi içlerinden. Haber saldılar çevreye. Kesici günlerce beklettikten sonra geldi. Yarım saat içinde halletti işi ve ağacı. Önce dalları kesti bir bir. Ellerini kesti ağacın yâni. Victor Jara'yı hatırladım. Bir stat dolusu esirin içinde gitarını çalamasın diye ellerini kestiler Jara'nın. O an incir ağacı benim için Jara idi. İçimde kendiliğinden açılan bir yara gibiydi. Elektrikli testerenin gürültüsünün her  kesildiği anda  betona vuran dalların çıkardığı sesi duyuyordum. İncir ağacının dalları tek tek vuruyordu betona başlarını. Benim içimde Victor Jara'nın onurlu ve dik bakışları canlanıyordu. Teslim olmamış olmayacak. Sonunda incir ağacının kocaman gövdesi kaldı döşemeye yakın düz bir tabla gibi. Kesici ağacı küçük parçalara böldü ve dizdi kışlık yakacak deposuna. Yaklaşan kış aylarında  sobada incir yanacaktı kömür yerine.        

Bilemediler ağacın odun olmuş her parçası depoda ağladı usul usul. Ağlayarak kurudu odunlar kışa kadar. Sobada alevler içinde kaldığında incir kokusu sardı evin dört yanını. Ev sahipleri o kokuyu duydukça kendilerinden bir parçanın eksildiğini hissettiler ne olduğunu bilmeden. Anıların yanması mı idi bu? Çocukların büyürken attıkları sevinç çığlıkları mı? İncir ağacı toplamıştı tüm o anıları. Sobada yandı şimdi sahiplerini de yakarak. Hem de sahiplerinin elleriyle teslim oldukları ateşte.

İncir ağacının odunları yanıp biterken önce evin  beyi hastalandı kışı çıkaramadı, ilkbaharı göremeden gitti. Ardından o yazın sonunda evin hanımını toprağa verdiler beyinin yanında. Kimse anlayamadı bilemedi nedenini. Ben biliyordum. İncir ağacı aileden biriydi. Aileden biri gidince geride kalanlar da zamanla kurur yavaşça. Yanan odunların kokusu sebepti  buna inceden evin içinde tüten.  

Aylar sonra bir gün büyük oğul  'Başlarına bir ağaç dikelim' dedi. 'Annem babam incir ağacını severdi. Bizim de çocukluğumuzdur' diyerek bir incir fidanı dikti mezarlarının başına. Selviler bu yabancıya tuhaf tuhaf baktı. İncir fidanı garipsedi. Yalnızlaştı. Ne yaptılarsa boy vermedi, çiçek açmadı. Çürüdü gitti. Bence kırılmıştı toprak altında yatanlara. Ama daha da ilginci üç katlı ev zamanla yan yattı, duvarları çatladı. Kimse anlamadı. Evi bir şefkatli bir el gibi tutan incir ağacının kökleri kurudukça altı boşalan ev de kendini bıraktı. Evi yıktılar yeniden yaptılar. Torunlardan biri incir ağacının gölgesindeki bebek arabası içindeki fotoğraflarını  hatırladı. Bir incir fidanı getirdi dikti. İncir fidanları küsmüştü bu aileye. Bir daha hiç bir zaman o bahçede incir ağacı tutmadı.

Bir bahçem olursa incir ağacı ekeceğim o incirin anısına. Victor Jara şarkıları dinleyeceğiz altında. Hüsrev'i incir ağacı ile barıştıracağım.