5 Şubat 2020 Çarşamba

Bir Halk Tiyatrosu Örneği: Yanlışlıklar Komedyası(Tiyatro Teras)


Tiyatro Teras ile Osmanbey’deki ilk mekânları olan terasta tanıştım. Hadi Sevişelim’i seyrettim orada. Mekânın düzenlenmesi, gençlerden oluşan kadronun heyecanlı ama samimi hallerini çok sevdim. Oyun sonunda Tiyatro Teras’ın kurucusu Shyqyri Caushaj ile ayaküstü sohbet ettik. İsmine bakmayın Türkçe konuştuk. Şüküri Çavuşay Arnavut asıllı. Arnavutluk Güzel Sanatlar Akademisi rejisörlük bölümünden mezun olmuş. Bahçeşehir Üniversitesi’nde oyunculuk yüksek lisansını tamamlamış. Şu sıralarda Marmara Üniversitesi Sinema bölümünde Nuri Bilge Ceylan sinemasında oyunculuk konusunda doktorasını bitirmek üzere.  Çaushaj yurt içinde ve dışında ‘Hadi Sevişelim’, ‘Esnaflar’, ‘Ruki’, ‘Ted Bundy’, ‘Private Lives’, ‘La Traviata’ gibi birçok proje yönetmiş. 2017 yılından beri Tiyatro Teras’ın genel sanat yönetmenliğini yapıyor. Tiyatro Teras aynı zamanda tiyatro ve oyunculuk kursları verilen bir atölyeye sahip. Oyunlarda bu atölyeden gelen oyuncular oynuyor gençler çalışıyor. Ben bizim tiyatro âleminde  Tiyatro Teras’ın farklı bir yeri olduğunu düşünüyorum. Bunda da Çaushaj’ın aldığı tiyatro eğitiminin rolü büyük. Onun şahsında Arnavutluk tiyatrosuna ilgim ve merakım arttı. 



Tiyatro Teras Osmanbey’den çıkmak zorunda kaldı. Beşiktaş’ta yeni bir gösteri mekânı yarattı. Gençlerin bu inadına da bayılıyorum. Bu salon da yerde halılar duvarlarda resimler ile  evinizin oturma odası gibi. Adımınızı attığınızda hoş geldin diyor sanki. Yanlışlıklar Komedyası’nı bu salonda seyrettim. Shakespeare’in oyunu Bülent Bozkurt çevirisi ile oynanıyor. Tiyatro Teras budayarak, hızlandırarak yeni bir tekst oluşturmuş. Düzenlemeyi sevdim. Ayşegül Yüksel’in ‘William Shakespeare - Yüzyılların Sahne Büyücüsü’ kitabından yaptığım derleme ile  Yanlışlıklar Komedyası’nı anlatmak isterim.

Shakespeare  Plautus’un İkizler oyununun kişilerini ve olay örgüsünü olduğu gibi kullanmış. Olay örgüsüne bir anne, bir baba ve ikiz gençlere ikiz köleler eklemiş. Bir gemi kazasında birbirinden ayrılan ikizler(genç ve köle), baba ve anne yıllar sonra aynı şehirde bir araya gelir. Baba yanında olmayan ikiz oğullarından birini ve ikiz kölesini aramaktadır. Anne ise o şehirde manastıra kapanmıştır. Oyun rastlantılar sonucu birbirlerinin yerine geçme, ortaya çıkan yanlış anlamalar, anlaşılmalar ve güldürücü durumlarla gelişir ve mutlu sona ulaşır. Oyunda anlatılan Freud’un ‘ben’in bölünmesi ‘alt-ben’ ile ‘üst-ben’ arasındaki çatışmaya bir örnektir.  Birinin ‘düşü’ diğerinin ‘karabasanı’ sona erer. Seneca’nın ‘zamanın karşı gelinmez gücüne’ yaptığı vurguyu hatırlatan birbirini seven insanların uzun ayrılıklardan sonra buluşmasındaki burukluğu hissederiz. Oyun Yunan ve Roma güldürülerinde geleneksel olan şenlik şölen ile biter. Shakespeare komedilerinde ‘komiklik’  incelikli nükteli söyleşimlerden, fars ögelerinden, kimlik yanılmalarından çıkar. Bunlar kahkaha attırıcı olmaktan çok düşündürücü niteliktedir. Seneca mirası olan retorik sanatına özel kullanımlar komedilerde de sürer.  Shakespeare komik ile trajik olanı iç içe kullanmıştır. Amacı insanın evren ve toplum içindeki yerini ve işlevini araştırmaktır.    

Yönetmen Caushaj, özenle hazırlanmış oyun kitapçığında(Hadi Sevişelim kitapçığı da öyle idi.) diyor ki:
Kimlik farklılıklarımıza göre sınırlar çiziyoruz ayrımlar yapıyoruz. Yaşadığımız çağı şöhret, para ve cinsellik uğruna hümanist ve medeni değerlerini kaybetmiş insanların hüzünlü komedyasına benzetiyorum. Toprak mücadeleleri yüzünden aynı anne ve babadan doğan ikiz kardeşlerin bile birbirine yabancılaştığı bu öteki dünyada gitgide yalnızlaşıyor ve sonunda kayboluyoruz.’ Oyuna bu açıdan da bakın.

Ben gördüğümü anlatayım. Çandarlı’da yapmaya çalıştığım halk tiyatrosunun etkisinde kalmış olabilirim.  Oyun bir mahalle kahvesinde geçiyor. Alçak taburelerde oturulan ve çaycının çay tepsisinde çay dağıttığı, iki kişinin tavla oynadığı bir mekân bu.  Çayı karıştıran kaşık sesleri ile konuşuyor insanlar.  Bu atmosfer içimi ısıttı. Oyun sonunda dedim ki halk kahvede  tiyatro yapıyor. Bu reji,  ortamın samimiyetine, oyuncular arasındaki farklı oyunculuk tecrübelerine çok uymuş. Oyuncuların kendi geçmişlerinden gelen özelliklerden kaynaklanan yorumlar oyuna ayrı bir tat katmış. Bana kalırsa seçilmiş reji fikrinin  ufak dokunuşlarla ve ‘açık anlatım’la daha fazla  ‘gösterilmesi’ gerek.  Ama temelinde tiyatro geleneğinden beslenen ögelerin kullanıldığı bir reji seyrettiğimi ve beğendiğimi söylerim.   Yanlışlıklar Komedyası Shakespeare oyununun güncelleştirilmesine güzel bir örnek olmuş.

Sahne arkasında Salih Topçuoğlu(kostüm ve afiş), Aytekin Dağtekin(sahne âmiri), İrem Yetişen(reji asistanı), Meltem Meryem Öçal(grafiker), Mert Efe Eray(Kondüvit) sahnede Erdi Kökerer, Ozan Kaya Oktu, Aydın Burak Ersü, Sinan Değirmenci, Dilfuza Rozyyewa, Defne Kar, Yusuf Özhan Tali, Sevinç Aktan, Doğa Karakaş, İrem Yetişen, Şinda Bilen, Duygu Yardıç, Ahmet Çelik’ten oluşan kadronun   amatör ruh ve profesyonel ciddiyetle oyuna sarılmaları, samimiyetleri bana tiyatro adına umut verdi. Hepsini kutluyorum.  Bu kadrodan ses getirecek oyuncular çıkacak. Dikkatle takip edilmeleri gerekiyor.


Tiyatro Teras’ın Yanlışlıklar Komedyası sade, yalın ama tiyatroyu ciddiye alan ve tiyatro düşünerek ‘deneyen’ bir oyun. Bence değeri ve önemi de bu yüzden.

Melih Anık   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder