31 Mart 2017 Cuma

Yolcu Tiyatro Roland Topor'u Anlamamış: Joko'nun Doğum Günü


Topor(1938) 16 Nisan 1997'de ölmüş. Ölümünü haber veren bir yazıda ondan "Fransız sanatının yaramaz çocuğu" olarak söz edilmiş. Roland Topor aslında pek çok şapkayı taşıyan bir insan. Çizer, karikatürist, gravür sanatçısı, romancı, şarkıcı, oyun ve senaryo yazarı, film ve tv yapımcısı, aktör. Eserleri ile birlikte şu kelimeler yanyana getiriliyor: absurd-saçma, korkunç, ölümcül, sert, kışkırtıcı, komik, fantastik, keyif kaçırıcı, gerçeküstü. Fokur fokur kaynayan bir kazandır Topor'un teknesi. Ama tüm kelimeler bir kelime içinde erir sanki, isyan. Topor bir isyancıdır.



Joko'nun Doğum Günü 1969 tarihli bir masaldır. 1975'de masaldan uyarlanarak sahnelenmiş. Eser ne anlatır? Joko, Bay Boroto'nun su deposunda çalışan bir adamdır. İşçi denilebilir mi? Bence denmez. Bu konuda Yolcu Tiyatro ile ayrı düşünüyoruz. Bence Joko'nun yoksul olması vurgulanmalıdır. Oysa Yolcu Tiyatro, Bay Boroto'nun su deposunda çalışan üç karaktere işçi tulumu giydirerek yorumu baştan isabetsiz bir yere, sınıfsal bir temele oturtmak istemiş. Bu üç karakteri işçi diye sunduğunuzda onların sırtına çıkanların da kapitalist(patron) olması gerekir ki oyunda Doktor Fersen, Orospu Wanda ve "Sir" Barnett'ten bu yorumu çıkarmak ve oyunu işçi işveren düzlemine yerleştirmek bence zorlamadır. Kaldı ki bu üç karakterin kostümlerinden yansıyan acayiplik onların komedi yoluyla aşağılanmak istendiğini gösteriyor. Oyunun Joko'nun yatağında başlaması ve bitmesi oyunun aslında Joko'nun rüyasında gördüğü bir kâbus olduğunu insanın aklına getirir. Onu da kabul ederim ama Yolcu Tiyatro bunu kurgulamış mıdır? Hayır. Reji gerçek ile rüya arasında tereddüt içinde gidip gelmekte, bu tereddütlü hâl ne absurdün ne de fantastik dünyanın tadını ortaya çıkarabilmekte oyun Joko'yu oynayan oyuncunun hamallığına acıdığınız bir gösteri hâline dönüşmekte. Joko'nun Doğum Günü, zenginlerin yoksulların sırtından geçindiği bir dünyanın eleştirisidir. Metin bize, zenginlerin paralarına çok da güvenmemelerini, paranın satın alacaklarının sınırlı olduğunu, yoksullar çökerse zenginlerin de çökeceği gerçeğinin unutulmaması gerektiğini söylemektedir. Bence Yolcu Tiyatro oyuncuların birbirlerini sırtlarında taşımalarına fazla takılmış. Sahneye baktığımda rollerinin altında ezilmiş oyuncular gördüm. Fiziksel güce dayanan bir oyunda sadece provalarla oyuna hazırlanmak yeterli değildir. Oyuncu kendini her zaman hazır tutmalıdır. Öte yandan sahne hareketlerinin, dansların estetikten uzak olduğunu, kullanılan dekor parçalarının "durumu kurtarsın" düzeyini aşamadığını görmek beni oyundan kopardı. Metni okuduğunuzda Topor'un çok da acımasız olduğunu görüyorsunuz. Amica'nın kesik başı,  Joko'nun ortaya çıkan tüm organları, beyin, ciğer, dalak, bağırsak, işkembe, yürek, böbrekten oluşan yemek, Wanda'nın kusmuğu Topor'un oyuna düşünerek kattığı ayrıntılardır. Bunlarsız oyun eksik kalır, duygusu yok olur. Örgü örmenin, pirinç ayıklamanın "mış" gibi yapıldığı bir düzende tekerlekli yemek tasının sahnedeki hareketi,  fona yansıtılan mekan görsellerinden fışkıran komiklik(!), su deposu niyetine yapılan ve arada bir evde yemek masası olan tezgâhın oyuncak görüntüsünden yansıyan sakillikleri maddi koşullara bağlamak mümkündür ama tüm bunlar oyuncuların gerçek teri ile nasıl bağdaştırılabilir?  Her oyunun bir rengi, sesi ve duygusu vardır. Reji bunları ortaya çıkarma yeteneğidir. Yolcu Tiyatro'nun Joko'nun Doğum Günü cızırtılı, rengi ve duygusu karmakarışık bir gösteri olmuş. Bence oyunun bugünün Türkiye'sine bu kadar uzak kalması en büyük eksikliğidir.  Rejiden kaynaklanan oyunculuk yanlışlarını dışarıda tutarsak geri kalan her şey müsamere seviyesinde idi. Bu tür sahnelemelerde, olan oyunculara oluyor ve hak etmedikleri bir düzeyde görünüyorlar.


Oyunu Mine G.Kırıkkanat çevirmiş, Ersin Umut Güler yönetmiş. Hareket tasarımı Selçuk Gölder’e, yapım ve ses tasarımı Tufan Dağtekin’e, ışık tasarımı Alev Topal’a, kostüm tasarımı Makbule Mercan’a, sahne İllüstrasyonları ve grafik tasarım Can Badur’a ait. Oyuncu kadrosu şu isimlerden oluşuyor: AyşeTunaboylu(Anne),  Can Dost Verdi (Doktor Fersen), Efe Ünal (Sir Barnett), Merve Dağlı (Wanda),  Yasemin Ertorun (Amica), Burak Özen(Baptista), Sercan Dede (Bavastro)


Roland Topor önemli bir adam. Onunla bu koşullarda karşılaşmak istemezdim. Yolcu Tiyatro'nun Joko'nun Doğum Günü Topor'u anlatan hiç bir özellik ile buluşamamış. Son bir şey daha var, bir oyuncu donla selama çıkmamalı.


Melih Anık 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder