25 Mart 2016 Cuma

İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda Neil Simon: İkinci Bölüm

Neil Simon,sanki bizim yazarımız gibi bildiğimiz bir yazar. 34 oyun yazmış. Gel de Borunu Öttür, Küçük Ben, Parkta Çıplak Ayak, Tuhaf İkili, Tatlı Charity, Aşk Kokusu, Otel Plaza'da Bir Oda, Vaatler Vaatler, Büyük Aşkların Sonuncusu, Tut Ellerimi, İkinci Caddenin Mahkumu, Güneş Çocuklar, Sevgili Doktor, Tanrının Sevgili Kulu, California Suiti, Bizim Şarkımızı Çalıyorlar, Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum, Müziksiz Evin Konukları, Aklımdaki Kadınlar Türkiye'de oynanan oyunları. Görüldüğü gibi bizde çok tutuluyor.




Neil Simon, aile içi ilişkilerini yazan bir yazar. Dünyada da tutulmasının nedeni bu olsa gerek. Aile her yerde aynı. İnsan aynı insan. Yazarın esprili, kinayeli bir dili var çok da iyi bir gözlemci.  Oyunlarında gülmek isteyen için malzeme çok. Düşünmek isteyen de felsefi bir şeyler bulup kendi felsefesini yapabilir oyunu seyrettikten sonra. Simon'u Çehov'a benzetenler var ama bence Çehov'a göre yüzeysel kalır.  Çehov'un hikâyelerinden yaptığı Sevgili Doktor isimli oyun onu Çehov yapmıyor onun Çehov sevgisini ortaya koyuyor. Aşırı sevgi benzeme getirir elbette. Selen Korad Birkiye'nin dergideki yazısından öğrendiğime göre kariyerinin ilk yıllarında Woody Allen ve Mel Brooks ile birlikte bir programın senaristliğini yapmış. Bence bu üçlü birbirini bulmuş ya da birbirini yetiştirmiş diyebiliriz. Neil Simon film senaryoları tv program metinleri de yazmış. Pek çok ödül almış. Bana öyle gelir ki ödülleri gişe başarısının da bir göstergesidir.        

İkinci Bölüm bizde daha önce Yeni Baştan ismiyle oynanmış. Bence İkinci Bahar bu oyuna daha çok yakışan bir isim olurdu.  

"İkinci Bölüm, derin bir aşkla bağlı olduğu karısının ölümüyle yıkılmıs ve hayata küsmüş bir yazar ile mutsuz bir evlilikten yeni kurtulmuş ve gönül kapılarını sımsıkı kapamış bir aktris, aşkın kimyasıyla yoğurulup yeni kalıplara dökülüyorlar bu oyunda. Oyun kişileri gerçek hayattaki Neil Simon ve ikinci eşi Marsha Mason'i yansıtmakta. Oyun için 'Hayat bir yerde teklemeye başlayınca, onu -yeni baştan- ateşlemek için gereken kıvılcım aşkın korlarında gizlidir' diyor Neil Simon" (viki)

 Jennie ile George'un tanışmaları sırasındaki telefon konuşmaları pek çok seyircinin 'bizde neden olmuyor' dedirten cinsten. Faye ile Leo'nun kaçamak buluşmalarındaki dialoglar da birbirine yük vermeyen bir ilişki örneği olarak cazip gelecektir bir çok seyirciye. Oyundaki kadınlar ile  erkekler arasında ilişki, ülkemizde yaşanan ilişkilerin sonunu düşündüğünüzde bir rüya gibi. İkinci Bölüm bu açıdan özellikle kadınlara terapi gibi gelebilir, soluk aldırır.

Oyuncu üzerine kurulu bir oyun İkinci Bölüm. Oyunun başarısı oyuncuların sahnedeki her gösterideki performansına bağlı. Dört oyuncu da sahnede rollerinin hakkını vermek için ciddi bir uğraş veriyor, oyunu seyirciye ulaştırma anlamında görevlerini yapıyor. Neil Simon oyunlarının ruhu o kadar iyi biliniyor ki yönetmene çok  iş düşmüyor. İyi oyunculardan kurulu bir kadronuz varsa işiniz kolay.

 Dört oyuncudan öne çıkarmak istediğim isim Ayşen İnci. Jennie'nin oyunun ana rollerinden biri olması değil sadece, bunun nedeni. Ayşen İnci oyunun neşesini, hüznünü ayarlayan bir oyunculuk çıkarıyor. Ses tonu, repliklerine eklediği küçük gülüşler, anlayışlı öfkeler ile hem sözleri hem de oyunu canlandırıyor. Seyirciyi yanına çekiyor. Oyunun diğer ana rolü olan George'u Şahin Çelik oynuyor. Ben Şahin Çelik'i bir komedi oyuncusu olarak göremedim nedense. Onu örneğin Cadı Kazanı gibi bir oyunda hayâl ediyorum daha çok. Güzel ses tonu, diksiyonu ile çok etkileyici olur diye düşünüyorum. Komediyi sesiyle oynuyor gibi. Ayşen İnci ne kadar coşkuyla akan bir su gibiyse Şahin Çelik de o kadar dağları aşmak için çatlak arayan su gibi, komediyi kitabî oynuyormuş gibi geliyor bana. Kötü mü? Değil. Ama... Veda Yursever İpek oyuna can-ruh katan bir oyuncu. Oyunun temposunun ortaya çıkmasında onun bulunduğu sahnelerin katkısı çok. M.Lebib Gökhan'ın komedi anlayışında büyük hareketlerle ifade var. Bence iki erkek oyuncu da karşılarında böyle iki kadın oyuncu buldukları için şanslı. Ayşen İnci çınlamalı gülüşleri, Şahin Çelik ses tonu, Veda Yurtsever İpek mimikleri, Lebib Gökhan ise beden dili ile komedi oynuyor diye özetleyebilirim. Bana bu dört farklı özelliğin ağır bastığı oynayışları bir arada görmek ilginç geldi.

İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda tasarruf genelgesi var sanırım. Bu toplama dekorda, kostümlerin kalitesinde kendini gösteriyor. Fazla harcamadan oyun çıkaralım denmiş sanki. Ama evlerin dış kapılarını da dış kapı gibi yapın hiç değilse. Dış kapı ve kilidi öyle olmaz. Ama bunlar ayrıntı sayılır (bizde). Oyun çıktığına şükür.      

Seyirci İkinci Bölüm'ü sevecektir.Seyrettiğim gecenin tepkilerine bakarak sevdiğini söyleyebilirim.Ben de sıkılmadan seyrettim. Kaliteli bir komedi. Neil Simon da bizden zaten!

Melih Anık
       
      

    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder