13 Ocak 2018 Cumartesi

Tiyatro Dünyası Oyuncuları 'Cooney' Serisine Devam Ediyor- Bir Bu Eksikti

Tiyatro Dünyası Oyuncuları Cooney serisine devam ediyor. Bir Bu Eksikti, Ray Cooney'in 1966 tarihli  'One For The Pot' isimli oyununun Can Törtop tarafından yapılan uyarlaması. Bizde daha önce bir kaç kez oynanmış bir oyun.




"Müşfik Bey (Celal Belgil), eski ortağının oğlu Şakir Sokullu’yu (Can Törtop) aramaktadır. Amacı Şakir’e 500 Bin lira vermek olan Müşfik Bey’in tek şartı Şakir’in başka akrabası olamamasıdır. Gazete ilanını gören Şakir, Dostu Ahmet Temiziş (Berke Hürcan) ile köşke parasını almaya gelir. Bildiği kadarıyla yaşayan başka akrabası yoktur. Ancak bir ikiz kardeşinin olduğunu fark etmesi uzun sürmeyecektir. Şakir’in ikizi Ali, evin genç kızı Suna’ya (Ece Gürsel) aşık olurken karısı Ayşe de (Ümmühan Kıldiş) Şakir’in peşindedir."(Topluluğun anlatımı)

Tiyatro seyircisi komedi 'talep'  ediyor(muş). Tiyatro Dünyası Oyuncuları da 'talebe arz' ediyor. Cooney bir oyun fabrikası. Uyarlamaya çok uygun oyunları var. Bizim tiyatromuz onsuz edemiyor. Bu Tiyatro Dünyası Oyuncuları'nın dördüncü Cooney oyunu.


Tiyatro dünyamızda komedi yapan pek çok topluluk var. İçlerinde iyileri de var çok kötüleri de. Komedinin kötüsü çekilmez. Ben 'belden aşağı'ya yaslanan komedilere kötü derim. Yazılı bir metni vardır ama sahnede daha çok küfürlerle gider oyun. Oysa doğaçlama yapmak zekâ işidir. Zekâ olmadan yapılan doğaçlama çok acınacak bir şeydir. Bir süredir sahnelerimizde, sakız olmuş konuları sahneden başınıza fırlatan, sosyal medya geyiklerinden derlenmiş komedi oyunları var. Düzgün bir kadro ile sunulan oyunların  düzeyi garanti edilmiş sayılır. Yazar, yönetmen de garanti sayılır.  Ne mutlu böyle komedi oynayan topluluklarımız da var. Ayağa düşürmeden beğeni düzeyini koruyan oyunlar bunlar. Bunların içinde Tiyatro Dünyası Oyuncuları'nın(TDO)  yeri nerededir?


Bir Bu Eksikti, Arap Saçı, Olacak Şey Değil, Hangisi Karısı çizgisindeki oyunların en son örneği. TDO, komedi tarzında bence yavaş yavaş belli bir yer edinmeye, kendi tarzını yaratmaya başlıyor. Bir Bu Eksikti, bunu hissettiğim bir oyun oldu. 'Fabrikasyon' bir oyunu uyarlarken kendi kimliğini de belirlemeye çalışıyor topluluk. Fars'ı geleneksel tiyatro ile harmanlıyor. Karakterleri Orta Oyunu'ndan esinlenerek sunuyor. Hayâllerde yerleşmiş olan tiplere kendi boyasını atıyor.

Her komedi oynayan topluluk seyircisini güldürmek ister. Ama bu kör parmağım gözüne olmamalı. Sadeliği, sempatiyi sağlamak zor mesele.  Tiyatro Dünyası Oyuncuları o sempatiyi yakalamış. Yaptığı politik dokunuşlar göz çıkarmıyor. Her yeni oyunda genç kadro ekip oluyor, öğrenerek tecrübe kazanıyor. Can Törtop'un oyunculukta gösterdiği gelişme beni şaşırtıyor. Onu her yeni oyunda sempati ile seyrediyorum. Celal Belgil, topluluk içinde çok iyi bir tecrübe ve bir 'okul' temsilcisi. Ümmühan Kıldiş sahneden sıcaklık yayan bir oyuncu. Anladığım kadarıyla iyi bir öğretmen ve topluluğun 'can'ı. Berke Hürcan ve Ece Gürsel'in gelişmeleri olumlu. Her oyunda sahneye daha çok ısındıklarını görüyorsunuz. Devam etmelerini dilerim. Zira onlar sahne için şans, TDO da onların şansı.  Ferhat Balaban ekibin 'eski'lerinden artık. Çıraklık dönemini atlattı. Ekibin iyi elemanlarından biri oldu. Sedat Dalar geleneksel tiyatro geçmişi olan bir yönetmen-oyuncu. Topluluğa katılması kazanç. Tiyatro Dünyası Oyuncuları tiyatro kursundan gelen Ayşen Erikli topluluk için bir kazanım.

Tiyatro Dünyası Oyuncuları'na önerilerim şunlar: Seyrederken zaman zaman hissettiğimden yola çıkarak diyorum ki "komik olmaya" çalışmayın. Durum komik olsun. 'Yeni espri'ler yaratın. Oyun öncesi ve oyunda kullandığınız müzikler 'bizden'(yerli) olsun. Sanırım seçmeye daha çok zaman var ama yeni oyununuz Cooney'den olmasın lütfen. Geleneksel ile yeşeren yeni bir oyun (repertuvarı) için düşünmeye başlayın derim. Zira ortaya koyduğunuz biçim ve içerik tiyatromuzda yarı yolda kalan tarzın sesine ve biçimine ait. Henüz yolun başında ama umut veriyor.

Tiyatromuzda daha önceleri de denendi, pek çok örneği var ama bizim geleneksel tiyatromuz,  "Commedia dell'arte"nin aşamasını yapamadı. O ekolün 'usta'larının çoğu aramızda yok artık. O tiyatroyu onlar sırtlarında taşıdılar. Onlar üstün yetenekleri, zekâları, insan ve vatan sevgileri ile bizi birleştirmişti. Hepsini saygıyla anıyoruz. Onları tekrarlamak yerine, aşmak gerek. Tekrarlar,  taklit olur. Bize özgün olan yeni çalışmalar gerekli. Umudum odur ki tekil çabalar belki akademik hayatımızın da 'uyanmasına' neden olur. Zira başarmak için bilimsel bir laboratuvar ile sahne pratiğinin ortak çalışmasına ihtiyaç var. İyi bir literatür taraması yapmak gerek. Geleneksel ve komedi adına var olanları güncellemek, ortaya çıkarmak lâzım. Geleneksel tiyatronun kalıpları ile çağdaş anlatım biçiminin bir araya getirilmesinden seyirci de hoşnut kalacaktır.  Bence Türk Tiyatrosu'nun dünyaya açılımı için bu şart.  


Bir Bu Eksikti bana bunları düşündürttü. Ben bu çabayı değerli buldum. Ayrıca seyrederken eğlendim de.     

Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder