Film yönetmeni Ingmar Bergman’nın yazdığı ve 1990 yılında radyo tiyatrosu olarak kendisi tarafından yönetilen A Spritual Matter (Une histoire d'âme) yazarın ölümünden sonra 2008 yılında Brüksel’de Theâtre Ocean Nord (yönetmen Myriam Saduis) 2011 yılında Lyon’da Théâtre du Rond-Point (yönetmen Bénédicte Acolas) sahnelenmiş. Bénédicte Acolas 2015’de Sophie Marceau’nun oynadığı tek kişilik bir film yapmış. Oyunu 2022 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu repertuvarına almış Serap Eyüboğlu rejisi ile sunuyor.
Konu
Eser bir piskoposun
kızı ve papazın eşi Viktoria’nın monologu. Viktoria çocukluğunu hayatını
ailesini kocasını anne ve babasını arkadaşlarını hatırlar hayal eder düşler sanrılar. Duygusal
karakteri ve yaşadığı ortam onu sahte ve gerçek arasında gitgellere sürükler. Değişik
roller içinde seyahat eder. Kendi kendisi ile bir hesaplaşma içindedir.
Varlığını sorgular. Deli midir yoksa gerçeklerle aydınlanmış mıdır? Bu modern toplum
kuralları içinde sıkışmış bir kadının özgürlük arayışıdır belki de. Piskopos
babası ve papaz eşi Viktoria’nın maddi çevresi ve dünyasının ip uçlarını verir.
Oyunun atmosferi
Oldukça karmaşıktır. Zira Viktoria anlattıklarıdır
aynı zamanda. Hayatına girenlerin bedenine girer. O anlarda Viktoria kendisi
değildir. Kendi algısıyla o karakterleri yorumlar. Zamansal olarak dün bugün
zihinsel olarak hayal düş gerçek iç içedir. Viktoria çıkışı bulunamayan bir
labirentin içinde debelenmektedir.
Reji
Yerinize oturur oturmaz gördüğünüz dekor(döşemeden
yüksek yuvarlak bir platform üzerinde yükselen bir yere gitmeyen kör merdiven)
reji hakkında fikir vermekte. Bir sarmalın içindeki bir oyuncu seyredilecektir.
Döner merdiven ve muhtemelen dönecek platform oyuncunun zihinsel bulanıklığının
ve oradan oraya savruluşlarının simgesidir. Merdiven zihinsel yükselişlerin ve
yüksekten düşüşlerin metaforik anlatımına yardımcı olacak. Bir soyutlama
yapılmış. Soyutlama zamanı mekânı rolü genelleştirmek için kullanılır. Yâni
Viktoria geçmişte değil şimdidedir ve tüm zamanlarda da onun gibiler olacaktır.
Muhtemelen bu yolla bugünün seyircisine ayna tutulacaktır. Viktoria’nın
yaşadıkları evrenseldir. Her ülkede Viktorialar vardır. Sisler içinde
bulanıklaştırılan sahneye Viktoria’nın ağır adımlarla gelişi(sonda çıkışı)
aslında platform dışının da oyun alanına dahil edilmiş olduğunu gösterir. Viktoria sahneye Viktoria olarak gelir ve
çıkar. Bu arada sağdan soldan arkadan ve sofitadan ışık huzmeleri sahneye
düşer. Sahnenin iki yan duvarında gölge oyunları yapılır ki gölgeler iç
dünyanın gizine muğlaklığına yapılmış bir göndermedir ve tüm mekan oyun
alanıdır.
Yorum
Oyun yabancı da olsa Türkçe bir oyun -seyirci yerel
olduğu için- o yerel seyirciye anlatmanın göstermenin ötesinde bir şeyler
söylemelidir. ‘Tiyatro insanı insana anlatır’ diyerek seyirci de insan olarak
bundan kendine bir pay çıkarır anlayışına inanmıyorum. Küçük de olsa yapılacak
dokunuşlarla seyircide iz bırakması amaçlanmalıdır. Viktoria’nın dinsel çevresi
Viktoria’nın başına konulacak bir örtü ile sahneye getirilebilir(di) mesela. Bu
bir tanıdık dünyaya götürür bizi. Bir adım ilerisi büyük boncuklu bir tesbihin
oyunun bir yerinde kopmasıdır. Oyunda akla gelebilecek ilk metafor ki reji de
onu yapmış sarmal ve dönen platformdur
ama bu hazır dekor oyuncuya hareket imkanı vermesine rağmen oyunun hemen
başında oyunu kilitlemektedir. Geçmişi bugün ve yarını anlatmak yerine sonu gösterip geçmişe dönüşü(‘flash
back’) vermekten ibarettir. Bu yüzden gerçek rüya düş sanrı vb hallerin
yaratacağı derinlik yok olmuştur. Baştan
sabitlenmiş bir dekor oyundaki zamanlamayı (dün bugün ve de yarın) da
sabitlemektedir. Ayrıca platform üstü ve dışının kullanılması da dikkatli bir
seyirci için sorun yaratabilir. Neden platformda neden platform dışında gibi.
Kaldı ki tüm mekanı oyun alanı yapmışsanız platform üstü ve dışının bir anlamı da kalmaz. Oyuncu sonu
gösterip geri dönüşlere seyirci de sonunu bildiği bir hikâye dinlemeye mecbur
edilmiştir. Oysa boş bir alanda hareketli panolar ile oluşturulacak mekânlar
labirente düşmüş Viktoria’nın hâlini daha doğru yansıtabilirdi. Bir odanın
içinde bir yatakta uyanan Viktoria iyi bir başlangıç olabilirdi. Somut bir
çevre içinde soyutu ve somuttan soyuta geçiş ile zihinsel bulanıklığı ve yoldan
çıkışı anlatmak daha doğru bir yaklaşım olabilirdi. Ayrıca rolün başına
gelenleri kadere bağlamak yerine oyuncunun dekorun hareketlerini kendisinin
yapması ile kendi kaderini kendi yaratması gibi bir ihtimal de oyuna derinlik
katardı. (Kendi kozasını ören böcek gibi.)
Baştan oyunun sonunu muğlak bırakıp oyun sürdükçe zamanın sanki dün
değil şimdi gibi anlatılması ve giderek sonun aydınlanması seyirci için merak
unsurunu tetikler onu uyanık tutardı. O zaman oyun başında seslenilen Nana’nın
kim olduğunun anlaşılması başta açılan bir parantezin kapatılması anlamına
gelirdi. Belki de oyun sonunda Viktoria’nın Nana’ya yeniden seslenmesi doğru bir çözüm olabilir.
Bu çerçeveden baktığımda dekor kostüm ışıklar müzik
işlevsel olmaktan daha çok ‘süslemeye’ yönelik olmuş. Oyunun teknik unsurları
arasında bütüncül bir anlayış birliği yok gibi duruyor. Güzel olan şeyler bir
araya gelmiş gibi ama uyum yok.
Bütün bu atmosfer içinde eğer reji ile yaratılmış
atmosfere kendinizi kaptırmaz sadece
oyuncuya odaklanabilirseniz Zeynep Erkekli’nin tek başına verdiği resitalin
ayrıntı ve inceliklerine hayran olursunuz. Zeynep Erkekli incelikli yorumu ile
görsellikten yansıyandan farklı bir hikaye anlatıyor. Galiba oyunun
ekibi de Zeynep Erkekli’nin oyunculuğuna inanmış güvenmiş ve ona kendisini teslim etmiş. Zamanımızda incelikli oyunculuklar azaldı. Zeynep Erkekli sayısı
azalan iyi oyunculardan biri. Bu oyunu seyretmek için bence tek bir neden var:
Zeynep Erkekli’yi seyretmek. O da yeterli zaten.
Melih Anık
Oyunun Künyesi:
Bir Ruhun Hikayesi
Yazan Ingmar Bergman
Çeviren İpek Özgüven
Uyarlayan Bénédicte Acolas
Yöneten Serap Eyüboğlu
Dekor & Kostüm Tasarımı Gülhan Kırçova
Işık Tasarımı Akın Yılmaz
Müzik Türkü Deyiş Çınar
Hareket Düzeni Gizem Bilgen
Dramaturg Derya Özer
Yönetmen Yardımcısı Zeynep Erkekli
Asistanlar Demet Ergün, Ilgın Canan Arslan
Sahne Amiri İhsan Ata
Kondüvit Erhan Kösüre
Işık Kumanda Uğur Akcan
Suflöz Şeyda Pektok
Dekor Sorumlusu Faruk Daşdemir
Terzi Hatice Özyurt
Perukacı Ramazan Özcan, Yavuz Dura
Mekanik Sorumlusu Mert Akcan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder