"Birbirini seven ve güzel paylaşımları olan altı
arkadaş" Neva Tiyatro'yu kurmuş. Neva Tiyatro uzun bir ön çalışma sonunda
ilk oyun olarak Sedef Ecer'in Kenardakiler isimli oyununu seçmiş. Oyunu Mert Öner yönetmiş.
Oyunun önemi, Sedef
Ecer imzasından kaynaklanıyor. Yazar, yönetmen, oyuncu Sedef Ecer İstanbul doğumlu. Tiyatro ve sinema
deneyimleri var. Türkçe ve Fransızca
olarak bir çok dergi ve gazeteye beş yüzden fazla makale, radyo ve televizyon
metinleri, öyküler, senaryolar ve oyunlar yazmış. Yazdığı oyunlar pek
çok dile çevrilmiş, ödüller almış. Kenardakiler de çok ödüllü bir oyun ve
Fransızca olarak yazılmış, festival
kapsamında üst yazılı olarak İstanbul Şehir Tiyatroları Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde
sunulmuş. Oyun, Fransa'da ortaokul ve liselerde Fransızca dersi resmi
programına girmiş. Ecer'in E-mülteci adlı oyununun kısa versiyonu
İzmir Tiyatro Festivali'nde seyirciyle buluşmuş. Oyunun prömiyeri 2016 İstanbul
Tiyatro Festivali'nde yapıldı.
Sedef Ecer bir twit
yazmış: "Oyununu 4-5 farklı yönetmenden izleyince bazı replikleri
neden yazdığını buluyorsun. Üstüne uyuyorsun, uyanınca kim olduğunu anlıyorsun."
Aslında bu, yazarın "kendini
sınaması" '"sınava açık olması" anlamına geliyor. Esas husus
yazarın, başka yönetmenler sahnelediğinde kendi eserini zihin açıklığı ile
seyretmesi. Sedef Ecer bu noktada çok önemli bir noktayı ortaya koyuyor.
Dışarıdan bakanlar senin başlangıçta görmediğini görebilir, eserine senin
aklına gelmeyen ufuk derinliği katabilir, yazara 'yeni okuma' fırsatı
verebilir. Ecer, tiyatronun yönetmen(seyirci, eleştirmen vb) ile tamamlanan bir
sanat olduğunu anlatıyor.
Sedef Ecer'in
twitinde dikkatimi çeken ikinci husus, "Üstünde uyumak". Bunu ancak
işini ciddiye alan insanlar yapabilir. Bunun için egonu törpülemiş olman
gerekir. Başkasının ne dediğine kulaklarını tıkamayacaksın. Değer vereceksin.
Öyle yaparsan uyandığında kendini anlama şansın da olabilir.
Sedef Ecer, 2014 yılında
Fransa’nın UNESCO destekli Yaratıcı Kadınlar Sözlüğü’ne girdi. 2014 yılında
Fransa'nın resmi drama yazarları kurulu SACD asil üyeliğine ve Fransız Kültür
Bakanlığı tarafından CNL tiyatro yayınları devlet yardımı heyetine atandı; bir
çok konferans, atölye, seminer, radyo ve televizyon programlarına katılıyor,
Fransa'da dramatürji dersleri veriyor.
Sedef Ecer tezi olan
oyunlar yazıyor. Bu ise meseleleri dert etmesinden kaynaklanıyor. Kenardakiler,
farklı kültürlerce beğenilmiş bir oyun. Yerelden yola çıkarak uluslararası
olmaya bence güzel bir örnek. Kenardakiler'deki tepe Berci Kristin Çöp
Masalları'nda Latife Tekin'in anlattığı çöplüğü hatırlattı bana.
Kenardakiler'de hissetiğimiz melodramatik yapıyı damarlarımıza bizim
topraklarımız enjekte etti. Hangi dilde yazarsa yazsın yazarın kimliği siner
oyunun bir yerlerine. Sedef Ecer'in tiyatrosunda bu etkiyi görmek mümkün. Dili
uluslararası ama Anadolu topraklarının
zenginliği sinmiş oyunlarına. Toplumsal mesajını bireyin yaşantısını masal
tadında anlatarak veriyor. Görselliği kullanarak oluşturduğu bir tiyatro dili
var. Sedef Ecer bize ait bir yazar. Üzüntü verici olan ise Fransa'nın ona
verdiği değeri bizim vermememiz.
Kenardakiler nesiller boyu
süren bir göç hikâyesini anlatıyor. Köyden kente göç eden Bilo ve Dilcha'nın çocukları Azad ve Tamar yıllar
sonra "Batı"ya gitmeyi hayâl eder. Göç insanlarının yerleşip hayat
verdikleri çöplükler bir süre sonra devletin ve patronların göz diktikleri
alanlar hâline gelmiştir. Tabi ki kenardakilere yol görünür. Kenardakiler için huzur yoktur. Kenardakiler'i
seyrettikten sonra okuduğum E-mülteci oyunu Kenardakiler'in bir tamamlayıcısı
gibi bugün dünyanın geldiği son noktayı anlatmakta. Bir zamanlar "ekmek
savaşı"nın yerinden ettiği insanlar gerçek savaşlarla yersiz yurtsuz,
oradan oraya savrulan "mülteci" konumunda artık. "Göbek
bağı" olmayan yeni bir insan türü doğuyor.
Oyunu Neslihan Aker, Şakir
Güler, Yezdan Kayacan, Nebahat Dağlı, Barış Yalçınsoy, Ceren Taşçı’dan oluşan genç bir ekip oynuyor. Dekor
Tarkan Akıncı, kostüm Bahar Dağlı müzik Kenan Dalgıç'a ait. Neva Tiyatro,
sade anlatmak istemiş ama oyun basitleşmiş. Oyunculuk
samimi ve yeterli ama oyunu kurtarmıyor. Dekor, müzik, kostüm kısaca her şey
derme çatma olmuş. Ama asıl mesele oyunu yeterince didiklememiş olmaktan
kaynaklanıyor. Gençler, mekân, zaman algısını
dar bir çerçevenin dışına taşıyarak ufku genişletememişler. Belki Sedef Ecer
ile yeterince konuşmamışlar. Belki Berci Kristin Çöp Masalları'nı bilmiyorlar.
Yeşilçam'ın melodramlarına yetişememişler. Meselâ "batı"nın artık coğrafi
bir yön olmadığını, "dünyanın batılılaşmakta olduğunu", oyundaki
"batı"nın "El Dorado" olduğunu çıkaramamışlar. Oyunun sert
gerçeklerinin hayâl deryasının tülleri ile sarmalandığını ve içerdiği görsel ve
müzikal zenginliği görememişler. Cinler periler tepesini anlayamamışlar ve de
Sultan ile Kybele'yi magazinleştirmişler. Bence yaptıkları en güzel şey oyun
seçimi. Zira bu seçimle bize iyi bir yazarla buluşma ve güncel bir konu üzerinde düşünme fırsatı
verdiler.
Melih Anık
Not: Neva Tiyatro hâlâ var mı bilmiyorum. (1 Eylül 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder