Sayın Başkan,
Kadıköy Belediyesi
Sanat Parkta adıyla bir etkinlik düzenledi. Tiyatro Yapımcıları Derneği(TİYAP)
Ali Poyrazoğlu imzalı bir bildiri yayımladı ve bazı konuların açıklanmasını
istedi. Sanatçıların isteği şaibe karışmış bir organizasyonun üzerindeki
bulutların dağıtılmasına yönelik bir açıklama duymaktı. Şeffaf olmayan kapalı
kapılar arkasında ‘kotarılan’ işlerle ilgili bilginin toplumla paylaşılmasını
temin etmekti. Maalesef Belediye sorulara cevap vermek yerine suçlayıcı bir
açıklama yayımladı. Kadıköy Belediyesi’nin açıklaması durumun ortaya
çıkarılmasından duyulan tedirginlik ve suçluluk duygusu içinde yazılmış
gibiydi. Bu yazının tarihine kadar Ali Poyrazoğlu, Süheyl ve Behzat Uygur ile
KomediaTürk(Bahtiyar Engin) etkinlikten çekildi. Ben bu açıklamanın satır
aralarına gireceğim ve de olayın tarihe kayıt edilmesi amacıyla düşüncelerimi
paylaşacağım.
Sosyal medyaya
bakarsanız açık açık Tiyatro Kooperatifi’nin ve Kadıköy Tiyatrolar Platformu’nun
el altından kendi üyelerine başvuru formları dağıttığının söylendiğini
göreceksiniz. Bu kendin pişir kendin ye tarzı iş yapmayı onayladığınızı
düşünmüyorum. Tiyatro kooperatifi sizinle işbirliği içinde olduğunu inkâr
etmedi. Bu ortaya çıkınca ‘dışarıdan’ da başvuru aldınız. 152 başvurunun 32’sini seçtiğinizi belirtmişsiniz. Sonunda 32
gösterinin 15’i Kooperatif üyelerine 1 tanesi de platform üyesine gitti. 15
içinde aynı zamanda platform üyesi olan iki topluluk var. Bu göstergenin üzerinde durmak lâzımdı. Buna
itiraz eden yılların sanatçılarını ‘Ama
bazı öznel ve meslek içi sıkıntıların Kadıköy ve İstanbul halkının tiyatro
hasretini engelleyecek hale gelmesine de karşıyız’ ‘….iradesini meslek içi bazı
çekişmelerin gölgesine çekmek ne yazık ki can sıkıcı’ ifadelerinizle töhmet altında bıraktınız ki o ‘bazı’
sıkıntıların oluşmasında sizin de katkınız var. Tiyatromuzun bölünmesine katkı
verdiniz. Birleştirici olamadınız. O kadar ki Baba Sahne ‘kazandığımız parayı
Ali İsmail Korkmaz Vakfı’na bağışlayacağız’ diyerek yaşanan olaylardaki
yanlışları zımmen telafi etmek istedi. Ama bu kazandığını bir vakfa
bağışlamayacak diğer toplulukları da tuhaf bir durumda bıraktı. Sahne
sanatları öğrencilerine bağışı alkışlamanızın nereye gittiğini gördünüz mü?
‘Pek çok topluluk daha
düşük ücretlerle katılımı kabul etmişken’ demişsiniz. Belediye ‘yıllarını bu
işe vermiş kişilerin’ daha çok para istediği gibi bir ima yapıyor. Oysa ‘Oyunlardan
elde edilen gelir kadar geliri belediyemiz tiyatroculara taahhüt etti’ diyorsunuz.
Yâni bilet satışından 1000 TL toplanmışsa o topluluğa ilave olarak 1000 TL de
Belediye ödeyecek. Yıllarını bu işe vermiş kişilerin bu konuda bir endişeleri
yok. Zira salondaki 350 biletin tamamı onların gösterileri için satılacak. Onlar 8750 TL alacak. Belediye 350*25 = 8750 TL daha ödeyecek. Asıl mesele genç tiyatrocuların durumu. Zira
geçmiş senelerde bedava olduğu için herkesin davetiye ile girdiği gösterilere
bu yıl bilet alınarak girileceği için seyirci seçme yapmak zorunda kalacak ve
genç oyunların bilet satışı -topluluk kendi biletini kendisi alıp dışarıda
pazarlamazsa- muhtemelen daha az olacak.
Gelirleri daha az olacak. Belki de maçlardaki gibi son dakika kapıları
açacaksınız. Bütün bu ara yollara ne gerek var! Eğer amacınız tiyatro
topluluklarına yardım ise tüm katılanlara eşit para ödersiniz. Toplam 280000 (350*25*32)
TL bütçe ayırdığınızı anlıyorum. Bu 32
topluluk arasında paylaştırılırsa her topluluğa 8750 TL düşer. Geçen sene yaklaşık
12 bin lira ödediniz. Bu sene salgından dolayı seyirci sayısının azaltılması vb
nedenlerle topluluklar da bu bedeli makûl karşılar. Ama en önemlisi bilet satmazsınız.
Halk da zorlanmaz. İlgi duyan her gösteriyi seyreder. Halkçı belediye olmanın gereği de budur. Tıpkı geçmiş
senelerde olduğu gibi. Davetiyeli bir festivali biletli hâle dönüştürmemiş olursunuz.
Siz toplulukları yarıştırmayı tercih ettiniz. Satış şirketine de iş yarattınız. Halkçı bir belediye kapitalizm
kuralları ile oynadı yâni. Bir satış şirketi ile anlaştınız. Bu konu ile ilgili
açık ihale yaptınız mı? Diğer teklif veren şirketler hangileri idi ve
verdikleri teklifleri paylaşır mısınız? Açık ihale yapmalıydınız. Yaptınız mı? Bir
kamu şirketi olarak ihalede bilet satışını alan şirketin sahne sanatları
öğrencilerine bağış yapması sizi neden bu kadar ilgilendiriyor? Bunun ihale
kanunundaki yeri nedir? Pazarlık usulü mü yaptınız? Bundan şikayet etmiyor mu sizin partiniz? Sahne sanatları öğrencileri kimler? Hangi sahnelerde
öğrenciler? Siz kendiniz bu bağışı yapamaz mısınız? Kendi yapabileceğiniz bir
bağışı neden üçüncü partiye devrediyorsunuz? Bu noktayı açıklamanızdaki ‘yeni
ve umut vaat eden eserleri öne çıkarmayı özellikle tercih ettik’ ifadenizle birlikte
sorgulayalım. Sizin böyle bir göreviniz yok Sayın Başkan. Siz Türk Tiyatrosu’na
yön verme yükümlülüğünde değilsiniz. Tiyatro topluluklarını ve sahne sanatları
öğrencilerini desteklemek de sizin sorumluluğunuz değil. Sizin görev ve
sorumluluğunuz halka karşı. Onlara kaliteli iyi ve güzel zaman geçirecekleri
sanat keyfi alacakları kendilerinin gelişimine katkı sağlayacak oyunlar seyrettirmek.
Ama bunu da yapamıyorsunuz. Geçmiş yıllarda festival programına aldığınız oyunların
çoğunda seyirci oyunların yarısında çıktı. Hem bu yıllardır yaşanan bir durum. Yıllardır
yanlış yapıyorsunuz. Parayı
sokağa atmış oluyorsunuz. Emrinizdeki
kültür merkezlerinin programları felaket. Kalite ortalaması son derece düşük. Nedim
Saban’a kızdığınız için ona bir yıl salon tahsisi yaptırmadığınız konuşuluyor. Doğru mu? Böyle bir şeye nasıl karar verebiliyorsunuz? Bu sene festivalden çekilenlere de
benzer yaptırımı uygulayacak mısınız? Korku ile yönetmek halkçı olduğunu söyleyen
belediyeye yakışır mı? Sınırlı tepki almanız tiyatro yapıcıların Nedim Saban’ın
başına gelenleri bilip korkuyor oluşundan kaynaklanıyor olmasın? Sanatı baskı
altına aldığını söylediğiniz iktidardan farkınız ne? Türk Tiyatrosu’na yön
vermek için yanıp tutuşuyorsanız Kadıköy Belediyesi Tiyatrosu’nu kurun. O zaman
aklınızda ne varsa yaparsınız. Öte yandan ‘yeni ve umut veren’ vurgunuza
bakalım. Bu yıl programda olan Yaşamaya Dair 2017, Sevgili Arsız Ölüm 2018, Hakikat
Elbet Bir Gün 2019 Özgürlük Park etkinliğinde yer aldı. Yâni yeni değil. Aynı oyunların tekrar etmesi seçilemeyen genç tiyatrolara haksızlık değil mi? Ama
yeni olma ve umut verme sizin ilgi ve sorumluluk alanınızda değil. Siz tiyatro
jürisi değilsiniz ki! Joseph K, Önce Bir Boşluk Olunca, Tehlikeli Oyunlar ise
yıllardır oynanan oyunlar. Yeni değil umut verme zamanları da çoktan geçti.
Sayın Başkan
Yaşananları düzeltme
şansınız var. Bir an önce yanlıştan dönün.
Maalesef sonuçlara bakınca iyi bir ekibiniz olmadığını düşünüyorum. İyi danışmanlar ile çalışın.
Sizin gurur duyduğunuz
festival ile ben bir Kadıköylü sanatsever olarak mutlu değilim.
Saygılarımla.
Melih Anık
Not: Eksik kalmış bir husus var. Satılan bilet tutarında yardım Belediyenize bütçenizin altında kalma olanağı veriyor. Yeterince bilet satılamayan oyunlarda siz kârlı çıkıyorsunuz. Daha az para ödüyorsunuz. Bu hoş bir şey değil. Neden hoş olmadığını siz anlarsınız.
Not: Eksik kalmış bir husus var. Satılan bilet tutarında yardım Belediyenize bütçenizin altında kalma olanağı veriyor. Yeterince bilet satılamayan oyunlarda siz kârlı çıkıyorsunuz. Daha az para ödüyorsunuz. Bu hoş bir şey değil. Neden hoş olmadığını siz anlarsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder