Tiyatro
Teras ile Osmanbey’deki ilk mekânları olan terasta tanıştım. Hadi Sevişelim’i
seyrettim orada. Mekânın düzenlenmesi, gençlerden oluşan kadronun heyecanlı ama
samimi hallerini çok sevdim. Oyun sonunda Tiyatro Teras’ın kurucusu Shyqyri
Caushaj ile ayaküstü sohbet ettik. İsmine bakmayın Türkçe konuştuk. Şüküri Çavuşay
Arnavut asıllı. Arnavutluk Güzel Sanatlar Akademisi rejisörlük bölümünden mezun
olmuş. Bahçeşehir Üniversitesi’nde oyunculuk yüksek lisansını tamamlamış. Şu
sıralarda Marmara Üniversitesi Sinema bölümünde Nuri Bilge Ceylan sinemasında
oyunculuk konusunda doktorasını bitirmek üzere.
Çaushaj yurt içinde ve dışında ‘Hadi Sevişelim’, ‘Esnaflar’, ‘Ruki’,
‘Ted Bundy’, ‘Private Lives’, ‘La Traviata’ gibi birçok proje yönetmiş. 2017
yılından beri Tiyatro Teras’ın genel sanat yönetmenliğini yapıyor. Tiyatro
Teras aynı zamanda tiyatro ve oyunculuk kursları verilen bir atölyeye sahip. Oyunlarda
bu atölyeden gelen oyuncular oynuyor gençler çalışıyor. Ben bizim tiyatro âleminde Tiyatro Teras’ın farklı bir yeri olduğunu
düşünüyorum. Bunda da Çaushaj’ın aldığı tiyatro eğitiminin rolü büyük. Onun
şahsında Arnavutluk tiyatrosuna ilgim ve merakım arttı.
Tiyatro
Teras Osmanbey’den çıkmak zorunda kaldı. Beşiktaş’ta yeni bir gösteri mekânı
yarattı. Gençlerin bu inadına da bayılıyorum. Bu salon da yerde halılar
duvarlarda resimler ile evinizin oturma
odası gibi. Adımınızı attığınızda hoş geldin diyor sanki. Yanlışlıklar
Komedyası’nı bu salonda seyrettim. Shakespeare’in oyunu Bülent Bozkurt çevirisi
ile oynanıyor. Tiyatro Teras budayarak, hızlandırarak yeni bir tekst oluşturmuş. Düzenlemeyi
sevdim. Ayşegül Yüksel’in ‘William Shakespeare - Yüzyılların Sahne Büyücüsü’
kitabından yaptığım derleme ile Yanlışlıklar
Komedyası’nı anlatmak isterim.
Shakespeare Plautus’un İkizler oyununun kişilerini ve olay
örgüsünü olduğu gibi kullanmış. Olay örgüsüne bir anne, bir baba ve ikiz
gençlere ikiz köleler eklemiş. Bir gemi kazasında birbirinden ayrılan
ikizler(genç ve köle), baba ve anne yıllar sonra aynı şehirde bir araya gelir.
Baba yanında olmayan ikiz oğullarından birini ve ikiz kölesini aramaktadır. Anne
ise o şehirde manastıra kapanmıştır. Oyun rastlantılar sonucu birbirlerinin
yerine geçme, ortaya çıkan yanlış anlamalar, anlaşılmalar ve güldürücü
durumlarla gelişir ve mutlu sona ulaşır. Oyunda anlatılan Freud’un ‘ben’in
bölünmesi ‘alt-ben’ ile ‘üst-ben’ arasındaki çatışmaya bir örnektir. Birinin ‘düşü’ diğerinin ‘karabasanı’ sona
erer. Seneca’nın ‘zamanın karşı gelinmez gücüne’ yaptığı vurguyu hatırlatan birbirini seven
insanların uzun ayrılıklardan sonra buluşmasındaki burukluğu hissederiz. Oyun Yunan
ve Roma güldürülerinde geleneksel olan şenlik şölen ile biter. Shakespeare
komedilerinde ‘komiklik’ incelikli nükteli
söyleşimlerden, fars ögelerinden, kimlik yanılmalarından çıkar. Bunlar kahkaha
attırıcı olmaktan çok düşündürücü niteliktedir. Seneca mirası olan retorik
sanatına özel kullanımlar komedilerde de sürer. Shakespeare komik ile trajik olanı iç içe kullanmıştır.
Amacı insanın evren ve toplum içindeki yerini ve işlevini araştırmaktır.
Yönetmen Caushaj, özenle hazırlanmış oyun
kitapçığında(Hadi Sevişelim kitapçığı da öyle idi.) diyor ki:
‘Kimlik farklılıklarımıza göre sınırlar çiziyoruz
ayrımlar yapıyoruz. Yaşadığımız çağı şöhret, para ve cinsellik uğruna hümanist
ve medeni değerlerini kaybetmiş insanların hüzünlü komedyasına benzetiyorum.
Toprak mücadeleleri yüzünden aynı anne ve babadan doğan ikiz kardeşlerin bile
birbirine yabancılaştığı bu öteki dünyada gitgide yalnızlaşıyor ve sonunda
kayboluyoruz.’ Oyuna bu açıdan da bakın.
Ben
gördüğümü anlatayım. Çandarlı’da yapmaya çalıştığım halk tiyatrosunun etkisinde
kalmış olabilirim. Oyun bir mahalle
kahvesinde geçiyor. Alçak taburelerde oturulan ve çaycının çay tepsisinde çay
dağıttığı, iki kişinin tavla oynadığı bir mekân bu. Çayı karıştıran kaşık sesleri ile konuşuyor
insanlar. Bu atmosfer içimi ısıttı. Oyun
sonunda dedim ki halk kahvede tiyatro
yapıyor. Bu reji, ortamın samimiyetine,
oyuncular arasındaki farklı oyunculuk tecrübelerine çok uymuş. Oyuncuların
kendi geçmişlerinden gelen özelliklerden kaynaklanan yorumlar oyuna ayrı bir
tat katmış. Bana kalırsa seçilmiş reji fikrinin ufak
dokunuşlarla ve ‘açık anlatım’la daha fazla ‘gösterilmesi’ gerek. Ama temelinde tiyatro geleneğinden beslenen
ögelerin kullanıldığı bir reji seyrettiğimi ve beğendiğimi söylerim. Yanlışlıklar
Komedyası Shakespeare oyununun güncelleştirilmesine güzel bir örnek olmuş.
Sahne arkasında
Salih Topçuoğlu(kostüm ve afiş), Aytekin Dağtekin(sahne âmiri), İrem Yetişen(reji
asistanı), Meltem Meryem Öçal(grafiker), Mert Efe Eray(Kondüvit) sahnede Erdi
Kökerer, Ozan Kaya Oktu, Aydın Burak Ersü, Sinan Değirmenci, Dilfuza Rozyyewa,
Defne Kar, Yusuf Özhan Tali, Sevinç Aktan, Doğa Karakaş, İrem Yetişen, Şinda
Bilen, Duygu Yardıç, Ahmet Çelik’ten oluşan kadronun amatör
ruh ve profesyonel ciddiyetle oyuna sarılmaları, samimiyetleri bana tiyatro
adına umut verdi. Hepsini kutluyorum. Bu
kadrodan ses getirecek oyuncular çıkacak. Dikkatle takip edilmeleri gerekiyor.
Tiyatro
Teras’ın Yanlışlıklar Komedyası sade, yalın ama tiyatroyu ciddiye alan ve
tiyatro düşünerek ‘deneyen’ bir oyun. Bence değeri ve önemi de bu yüzden.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder