Cinsellikle ilgili
meseleleri çözememiş bir toplumda
yaşıyoruz. Cinsellik ve seks 'mahrem'in alanına giriyor. 'Ayıp yorgan altında'
yâni. Ama seks, toplumun ikiyüzlülüğünün de aynası. Freud 'Cinsellik insan
hayatında çok önemli bir rol oynar' demiş. Yıllar önce okuduğum 'Sevgi ve
Şiddetin Kaynağı' isimli eserinde Erich Fromm diyor ki: 'İnsan
eğilimlerinin en tehlikeli ve en kötüsü üç insan eğilimini belirtir: ölüm
sevgisi, hastalıklı narsizm ve birlikte yaşama-aile içi zina saplantısı. Bu üç
eğilim birleşince toplumsal ve bireysel çürüme başlar. Çürümeyi önlemenin yolu
yaşam sevgisi, insan sevgisi ve bağımsızlıktır.' Çözümü Freud önermiş:
'Konuşma yoluyla tedavi'. Bilinç altı çöplüğünü boşaltmazsak bilinç baskıdan
kurtulamıyor.
Yazının girişini
yaptım. Yâni peşrev çektim. Bizde
sevişmenin giriş aşamasına 'peşrev' deniyor. Kelimelere yüklediğimiz imalı
anlamlar da bir bilinç altı kusması sayılabilir. Daha ne kelimeler neler neler
var. 'Hadi Sevişelim' ismi, oyunu seyrettiğimizi söyleme zorluğu yaratıyor. Oyunun
özgün ismi 'Let's Have Sex'. Tercüme eden ne yapsın! Yanlış anlaşılmalara neden
olan isme bakıp karar vermeyin. Hiç de beklediğiniz gibi değil. 'Beklediğiniz
neydi?'
Oyunun yazarı
Valentin Krasnogorov. '1987-1991 yılları arasında Leningrad
Oyun Yazarları Derneği'nin Başkanlığını yürütmüştür. Aynı zamanda bilim
alanında doktor, profesör olan yazar kimya mühendisliği alanında kitaplar da
yazmıştır. 1991-2006 yılları arasında İsrail'de yaşayan yazar Haifa kentine
Belediye Başkan vekili seçilmiştir. 2006 yılından bu yana St. Petersburg'da
yaşamaktadır.'(vikipedi) Viki yazarın komedi,
tragedya, satir, grotesk, absurd, ve lirik türlerde eserler verdiğini söylüyor. Tanıştığımıza
memnun oldum.
Hulki Aktunç'un bir
sözü var: 'Beynimiz cinselliğe katılmazsa kalbimiz sakatat' Hadi Sevişelim beyninizi
cinselliğe katılmaya davet eden bir oyun. Bu şekilde kalbiniz sakatat olmaktan
kurtuluyor. Aktunç sonradan 'Kalbinizi cinselliğe katmazsanız beyniniz sakatat'
da demiş. Kısaca beyni ve kalbi sakatat olmaktan kurtarmak elinizde. Hadi
Sevişelim bu konuda bir ayna, bir öneri. Gerçek ile hayâl arasında gülünç ile
üzünç arasında gidip geliyor.
Oyundaki Karı diyor
ki: 'Bu hayat herkesi çıldırtmak için
yeterli. Hiç gerçek anlamda yaşadım mı? Ne gördüm? Ne yaptım? Ev – iş, ev – iş,
ev – iş... Peki, evde ne oluyor? İşte ne oluyor? Hayatım nerde? Onunla ne
yaptım? Yapacak tek bir şey kaldı – sevişirken kendimden geçmek ve bütün o
saçma, önemsiz sorunlarımı unutmak. Zaten üzülmeye değecek şeyler değil ama
yine de beni bunaltıyor ve yoruyorlar. On dakika için de olsa kendimden nefret
etmemek. Bir saniye olsun düşünmemek. Hatırlamamak. Umursamamak. Sadece
hissetmek. Hayatta olmanın keyfini, zevki. Almanın ve vermenin hazzını. Kadın
ve erkek her zaman bir nevi savaş halinde ve sevişmek, tek barış anı,
karşılıklı anlayışın ve cezbetmenin tek alanı. Yalnız hissetmediğin tek an. Bir
birleşme, hayatla yeniden barışma'
Karı sevişme
üzerine konuşuyor ama söyledikleri yaşam, sevgi ve barış üzerine bir felsefe aslında.
Fromm'u okumuş sanki, çürümemek istiyor. Freud'un kanapesinden konuşuyor
bilinçaltını temizliyor sanki. Diğer
rolleri tanıdıkça onların da çürümemek istediklerini anlıyorsunuz.
Oyunda beş kişi var.
Karı, Koca, Kız, Profesör ve beşinci kişi. Rollerin ucu açık. Herkes olabilir. Beşinci
kişinin kimliğini vermek istemedim. Mekândan da bahsetmiyorum. Neresi olabilir?
Bunlardan bahsedersem yazım 'spoil' içerir. Bazıları oyunun sürprizi kaçmasın
ister. Keyifli olan kendi yolculuğunuzu yapmaktır. Ben baştan itibaren
anlamlandırmak için seyretmeden önce oyunu okumak isterim. Bu sefer de çok iyi
oldu. Bu şekilde yönetmenin başarısını an ve an izlemek imkânını buldum. Evet
başarılı bir oyun bu. Bence yılın ilk beşinde olmalı.
Yönetmen yapay
ışıklarla kendi içine kapalı bir mekân kurmuş. Yönetmenin akışı arada bir
yavaşlatıp dört kişinin bilinç altlarındaki yalnızlığı vermesi güzel bir mizansen.
Rejide içinde yaşadığımız topluma yapılan göndermeleri çok beğendim. Metni 'yerlileştirme'
fikri doğru. Bence oyun daha fazlasını
da kaldırır. Anket iyi fikir. Oyunun
budanması ve arasız oynanması da doğru. Sahne ışıklarının oyuncular tarafından
ayarlanması da oyunun epik özüne uygun. Oyuncular da çok başarılı epik(hikâye
eder gibi) oynuyorlar. Keşke oyuncuları dışarı çıkarıp getirmese imiş. Sahneden
çıkanlar seyirci arasına girip otursa nasıl olur? Böylelikle beşinci kişinin
dışarıdan gelmesi hepimiz için anlamlı olurdu. Zira sahnede gördüğün dört kişi
var ya onlar sensin benim biziz. Beşinci kişinin dört kişiyle ayrı ayrı
diyalogunda odaklanmış ışık ile kişilerin genel
çevreden soyutlanması iyi olur gibime geldi. Bu soyutlayanın kendini
soyutlamasına bir altlık olurdu sanki.
Tiyatro Teras (Shyqyri Caushaj (Şükrü Çavuşay))
kendi yetiştirdiği oyuncularla bu oyunu yapmış. Oyuncular ekip olarak çok
başarılı. Hepsi iyi ama Erdi Kökerer bir adım önde. Yarattığı Profesör 'ciddi'
bir karikatür. Ödül jürileri onu hemen 'umut veren' etiketinin içine koymaya
çalışacaktır ama öyle olmamalı bence. Yaşına bakmayın oyununa bakın derim.
Oyunu tercüme eden ve Karı rolünü oynayan Defne Kar'ın oyunculuğu size oyunun
sonu hakkında fikir verebilir. Ortama mesafeli duruyor sanki olacakları
biliyormuş gibi(!) Benim seyrettiğim gece Koca'yı Ozan Kaya Oktu oynadı.( Mert
Efe Eray ile değişerek Koca rolünü oynuyorlar.) Ozan Kaya ödüllü bir oyuncu. Ödülü
hak etmiş. Kız(kurusu) Sevinç Aktan'ın çizdiği role alışmak biraz zaman alıyor.
Ama o kadar uzun değil. İlk beş dakikada o sizi rolüne inandırıyor. Ondan
başkası olmazmış gibi geliyor size. Yusuf Özhan Tali oyunun beşinci oyuncusu.
Girişi ve hiddeti aklımda canlandırdığım gibi değildi ama ondan isteneni başarıyla
vermiş olduğunu düşünüyorum.
Salih Topçuoğlu(kostüm),
Aytekin Dağtekin(dekor-ışık), Cihan Ayhan(koro şefi),
Berk Kirtiş(müzik
aranje), Berkay Sarıoğlu(asistan), İrem Tatlı(grafik tasarım) oyun ekibinin
diğer üyeleri. Dekor, ışık, kostüm ve müzikler çok başarılı. Oyunu sevmemdeki en önemli husus tüm ögelerin
bir bütünlük içinde olması. Tiyatro Teras'ın mekân olarak biraz yüksekte ama
temiz ve düzenli olması da kendimi orada iyi hissetmeme neden oldu.
Hadi Sevişelim gerek
oyun metni gerekse reji açılarından sezonun iyilerine dahil edilmesi gereken
oyunlardan biri. Derinliği olan bir metinden yönetmenin buluşları ile seyredilmesi
keyifli, komik ve düşündürücü bir oyun çıkmış ortaya. Oyunun gerçekliği size(seyirciye)
kalmış. Bu kadar güldüğüm ciddi bir oyun az seyrettim. Beyin ve kalp sakatat
değildir. Seyir listenize alın.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder