18 Nisan 2010 Pazar

Tiyatroda Oyun Seçimi ve Anlamı Üzerine bir Deneme….

TEB Oyun Dergisi’nin Kış 2010 sayısında “Dramaturg Kimdir”i yazan Selen Korad Birkiye demiş ki:

“2009-2010 tiyatro sezonu için şöyle bir yol izledik: DT genel müdürlüğünün belirlediği “60 yılında 60 hiç oynanamamış yerli oyun” üst başlığı altında İstanbul DT sanat yönetmeni Şakir Gürzumar’la “Cumhuriyet’in Kırılma Noktaları” temalı bir konsept belirledik ve seçtiğimiz ilk tur oyunlarında iki noktaya dikkat ettik. Birincisi Cumhuriyet tarihinin son 10 yıl içinde yazılan oyunlarda yorumlanması ve yazarların bu yüzleşmeyi ne tür bir bakışla yaptığının ortaya çıkarılmasıydı. İkincisiyse Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı Lozan’dan başlayarak (M.Baydur,Lozan), mübadele(Meltem Yıldırım , Fesleğen Çıkmazı),6-7 Eylül olayları(G.Dilmen,Kuzguncuk Türküsü), 1980 darbesine giden süreçten izdüşümler(B.Güçbilmez,Kül Bellek),AB süreci ve bünyesi: Batılılaşmayı reddeden bir erkek toplum olarak azgelişmişlik(Kod adı Kongo),eski solcuların yeni neoliberallere dönüşmesi ve erkek kadın ilişkisi(B.Ak,İki Çarpı İki) üzerinde bir yakın tarih yüzleşmesi  üzerinde durduk.İkinci turdaysa çoğunluğu yabancı oyunlar vasıtasıyla,gerçeklerden kaçarak içine kapanan,ama bir taraftan da sömürüsüne devam eden burjuvanın yok oluşu(B.Vian,İmparatorluk Kuranlar),medeni görünüşümüzün arkasına sakladığımız ,ama ilk fırsatta bizi ele geçirmeye çalışan şiddet(Y.Reza, Vahşet Tanrısı),sırf etnik kimliği yüzünden yok edilen milyonlarca insan(G.Tabori,Annemin Cesareti),törelerin yarattığı zulüm ve tragedya(T.Özakman,Töre),başkalarının çıkar hesapları üzerinden savaş alanında canını veren askerlerin isyanı(I.Shaw,Ölüleri Gömün) öne çıktı. ”

16 Nisan 2010 Cuma

17.Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali Üzerine Düşünceler

Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali, 1989'dan bu yana  düzenlenmekte. 2001 yılına dek her yıl yapılan festival, bu yıldan itibaren iki yılda bir düzenlenmeye başlandı. Bu sene 17.si düzenleniyor.
Dünyanın çeşitli bölgelerinden tiyatro toplulukları katılıyor diye tanıtılan festival, bu yıl Japonya, Almanya, İtalya, İngiltere, Belçika, Hollanda ve Avusturya’ya “selam ediyor”. Yani Japonya’yı hariç tutarsak Avrupa’ya ulaşabilmiş. Japonya ise Türkiye’de Japon yılı olması nedeniyle programda yer alıyor olmalı.

13 Nisan 2010 Salı

Leyla’nın Evi “Tiyatro”laşırken…..

TİYATROKARE, Zülfü Livaneli’nin “Leyla’nın Evi” romanını oyunlaştırma projesini bir tanıtım kokteylinde duyurdu. Bu kokteyle oyunun dramaturgu kimliğiyle katılan Ömer Faruk Kurhan, oyun projesi ile ilgili soru sorulmadığını belirterek “Soru sorulmamasının rahatlamaya yol açmak gibi bir etkisi var. Bununla birlikte, sahneleme öncesi bir oyun projesi tanıtımının eleştiri, tartışma düzlemine taşınması mümkün” diye yazmış.

8 Nisan 2010 Perşembe

2010 Tiyatro Ödülleri - “Dar Alanda Paslaşmalar” - "Meçhul Tiyatrocu Ödülü"

Sezon boyunca yazdığım yazılardan yaptığım alıntılar aşağıda :

Peer Gynt
Herşeye rağmen , Oyunbaz’ın Peer Gynt’ü, içinde bulunduğumuz tiyatro aleminde nice ödenekli tiyatronun yapamadığını yaptığı için alkışı hak eden bir çalışma.
http://melihanik.blogspot.com/2010/04/bir-tiyatro-hikayesi-ve-oyunbazn-peer.html

İntiharın Genel Provası
Hatta yılın önemli bir sanat olayı bence.
Kılıç’ın oyunculuk başarısına şaşırdım.
http://melihanik.blogspot.com/2010/02/ibb-sehir-tiyatrosu-intiharn-genel.html

2 Nisan 2010 Cuma

Yiğit Sertdemir’den bir Çığlık : Fail-i Müşterek

ve aç çocukların dargın yüzlerine benzeyen elleriniz
“Fail-i malũmken, meçhul edilen olaylar yaşanırken biz neredeydik?”
Gözümüzün önünde oynanan bir oyun “seyrediyoruz” “müşterek”en..
ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizleyen elleriniz
Deri Ceket , 444, OBEB , Kapıların Dışında , Mefisto , Fail-i Müşterek , İkiye Bölünen Vikont ve Kumbaracı50..
bu dünya ellerinizin üstünde duruyor
Bir oyuncu kaç hayat taşıyabilir içinde ayni anda ?
elleriniz gibi ihtiyar ve dalgınsınız
Zor bir iş ama umutlu . Oyun sezon bitmeden sahnelenmeli.
elleriniz gibi meraklı, hayran ve gençsiniz
Geceler uzun , sabahlara kadar...”Fail-i meçhule gitti…Gelecek”
3 maymunu oynayanlar, balık hafızalar , sahte kahramanlar farkında mısınız ? “Sen bu kavgada /bir nokta bile değil/bir küçük eğri virgül/bir zavallı vesilesin”
uyanık, atak ve unutkansın ellerin gibi
Bir gün kaynar sular dökülüyor ... İçindekiler tarafından kazan devrilmiş gibi.
ellerin gibi tez kandırılır,kolay atlatılırsın
“Hava kurşun gibi ağır”
“Alnı yukarda/kırmızı boyun atkısı rüzgârda,yürüyor”
Sonunda….. Fail-i Müşterek !
Parçaları güzel bir “patchwork”.. İç acıtan sahneler…. İyi bir belgesel…. Yaşayan hatırlayacak , yaşamamış anlayacak.
ellerinizden geçinen ve ellerinizden başka her şey
Çocuk sorar : “Dünyada ne kadar öksüz-yetim çocuk var?” “Doğru rakamı bilmeye gerek yok , doğru anlayın!”
herkes yalan söylüyorsa
Çığlığı dinleyin ! Doğru anlayın! Öfke sıkışmış bir yerlerde . Ama tiyatro kurtaracak yine!
elleriniz balçık gibi itaatlı
Fail-i müşterek'i olun Fail-i Müşterek’in…
elleriniz karanlık gibi kör
Oynandıkça Fail-i Müşterek Filifu......
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun
Yalanı umarsız taşıyan eller.Fail-i Müşterek'in “yüzü” olan eller.
elleriniz isyan etmesin diyedir / bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.
“Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum”

Sevgililer gibi tutalım birbirimizin ellerini…
”Göğe bakalım!”

Melih Anık

Şiirler-Nazım Hikmet (Ellerinize ve Yalana Dair-Provokatör-Yürüyen Adam-Kerem Gibi); Turgut Uyar(Göğe Bakma Durağı)

1 Nisan 2010 Perşembe

Bir Tiyatro Hikâyesi ve Oyunbaz’ın Peer Gynt’ü………

Bu uzun bir yazı . Sonuçlarla ilgilenenler için baştan ‘Son’u vermek istedim:
SonuçHerşeye rağmen , Oyunbaz’ın Peer Gynt’ü, içinde bulunduğumuz tiyatro aleminde nice ödenekli tiyatronun yapamadığını yaptığı için alkışı hak eden bir çalışma.
Niyet ve hedeflerini hissettiğim ve doğru bulduğum Oyunbaz’ın , önlerindeki umutlu ama “taşlı” yolu “parçalanmadan” yürümelerini dilerim.
Şimdi “uzun” yazı :
Oyunu yöneten Abdullah Cabaluz ile oyun öncesi tanıştım. Gitmeden önce internet sayfalarından grup hakkında bilgi edinmiştim ama onun samimi tiyatro heyecanı beni hem etkiledi hem de çok gerilere götürdü.